Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

12 Temmuz '17

 
Kategori
Ekolojik Yaşam
 

Cennet Kazdağlarına kıymayın

Cennet Kazdağlarına kıymayın
 

Yurdumuzun dereleri, akarsuları, temiz su kaynakları birer birer yok edilmektedir. Ne uğruna mı? Tabi “enerji” maskesi arkasın da ki yeşil dolarlar için.


Uğruna şehitler verdiğimiz bu cennet vatanın en güzide köşelerinden bir yer olan, oksijen deposu olarak bilinen, efsanevi aşklara mekân olan, Hasan’la Emine’nin aşklarını kuşaktan kuşağa aktaran, Sarı Kızı kutsayan ve mitolojide Tanrıların dağı olarak bilinen Kazdağları’nı nasıl bir felaketin beklediğinin farkında mısınız? 
Bu felaketi kimlerin, neden yarattığını biliyor musunuz?
Şu anda Kazdağlarında ciddi manada yapılan ağaç kesimlerinin, açılan maden alanlarının büyüklüğünü ve bunların verdiği zararın büyüklüğünü biliyor musunuz?
Kısacası geleceğimizin yok edildiğini biliyor musunuz?
Evet aslında olup bitenleri görüyoruz biliyoruz.
Biliyoruz ki;
Ülkemizde ki doğal kaynaklar birer birer yok edilmektedir.
Mesela; daha bugünkü gazetelerde, Antalya'da bulunan doğa harikaları Düden ve Kurşunlu Şelalelerinin kuruduğu haberini okudum. Aslında kuruyan bu kıyımlara sessiz kalan vicdanımızdır.
Yurdumuzun dereleri, akarsuları, temiz su kaynakları birer birer yok edilmektedir. Ne uğruna mı? Tabi “enerji” maskesi arkasın da ki yeşil dolarlar için.
“Yeşil dolarlar” için yeşilliklerimizin yok edildiğini görmek vicdan sahibi herkesi derinden üzmektedir. İşte Kazdağları bunların en önemlilerinden birisidir.
Geçmişten günümüze, kültürel ve ekolojik değerleri ile birlikte bizlere emanet edilmiş en büyük doğal miras olan Kazdağları verdiği hayatlarla, yaşattığı duygularla tüm canlılara kattığı değerlerle ve insan ruhuna verdiği huzurla, dünya döndükçe yaşamayı ve yaşatmayı hak eden bir yaşam simgesi ve bir yaşam kaynağıdır.
Efsanelerin yaşandığı, Tanrı ve Tanrıçaların kendilerine yaşam yeri olarak seçtikleri Kazdağı’nda, seçilen güzellik kraliçelerinin güzellikleri, Kazdağları’nın yanında sönük kalmaktadır. Kazdağları, ihtişam ve güzelliği ile gerçek anlamda bir doğa harikasıdır.
Yazımın girişinde Kazdağlarını nasıl bir felaketin beklediğini biliyor musunuz, farkında mısınız bekliyor diye sormuştum?
O yaşam kaynağı ve doğa harikası Kazdağları’nı önlemler alınmadığı takdirde;
Tüm dünyada yasaklanan altın arama yöntemleri sonucunda, geride bırakılmış zehirli atıklar,
Kesilmiş ağaçlar, yok edilmiş ormanlar,
Bin pınarların yerine bin kimyasalın aktığı kirletilmiş sular,
Kazdağları’nın eteklerinde sağlıklı bir şekilde koşup oynayan çocukların yerine özürlü doğan bebekler ve çocuklar…
Ekolojik dengenin yok edilmesiyle orman canlılarının yok olması,
Bir ceylanın su içmeye imesinin hayal bile edilemeyecek olması nedenleriyle Kazdağlarını uğradığı ve uğrayacağı büyük bir felaket beklemektedir.
Kazdağlarına sadece orman, su, yeşillik diye bakılmaz. Kazdağı bölgenin ekolojik dengesi, yaşam kaynağıdır. 
Tüm dünya ülkelerinin artık olmazsa olmazı olan organik yaşamın uygulandığı ve konuşulduğu günümüzde, Kazdağları’nın çevresinde yapılan tarımcılık ve hayvancılıkta bu olumsuz gelişmelerden nasibini almaktadır. 
Yurdumuzun büyük bir bölümüne ve yabancı ülkelere pazarlanan organik yeşil altın olarak bilinen ve güvenle tüketilen zeytinimiz ve zeytinyağımızda bundan etkilenecektir. 
Kazdağlarının insanı mest eden güzelliklerinde dinlenirken, 
Buz gibi sularını içerken, , 
Doğal güzellikleri izleyerek ruhunuzu dinlendirirken,
Börtü böceğin sessinde huzuru bulurken,
Lütfen Kazdağarının yok edilmesine seyirci kalmayınız!
Sözde karşı çıkmak Kazdağları’nı kurtarmaya yetmiyor.
Her birey yurdunun doğal zenginliklerine demokratik yollarla sahip çıkmalı, yapılan yanlıştan dönülmesini talep etmelidir.
Karşı çıkmadığınız takdirde;
Yarın, içtiğiniz buz gibi doğal kaynak sularını bulamayabilirsiniz.
Yarın bu doğal güzelliklere hasret kalabilirsiniz.
Yarın avlayacak bir tavşan dahi bulamayabilirsiniz. 
Yarın şemsiye gölgesinde piknik yaparak kuş seslerini arabanızın müzik setinden dinleyebilirsiniz.
Yarın çocuklarınız “anneciğim, babacığım ağaç ne, orman ne” diye sorabilirler. 
Çok geç olmadan Kazadağları’nın içinde bulunduğu felaketten kurtarılması lazım.
Şu da bilinmelidir ki; Tanrının yeryüzünde yarattığı cennetin değerini bilmeyenler ilahi cenneti hayal bile edemezler. 
"Yeryüzünü cennete çevirme gayretinde olmayanların, Tanrı'nın cennetini istemeye de hakları da olmaz." 
Gelin hep birlikte cenneti önce bu dünya da yaşayalım. Cennetlerimize sahip çıkalım!
Ali Galip AKYILDIRIM
 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..