Cenneti ve cehennemi yaratmak

’’Cennete ve cehenneme’’ çok yaklaştım şu birkaç günde... ‘’Cehenneme’’ üstten baktım. Ne kaynayan kazanlar vardı, ne de insan çığlıkları… Zebani filan da görmedim ortalıkta… Galiba iç boşluğu gibi bir şey bu cehennem dedikleri…

Ülkenin küçük bir kısmını gezdim şu birkaç günde. Ama tarım sektöründe önemli yerler buralar… Isparta, Konya, Karaman ve mersin… Bu mevsim doğanın en sevdiğim dönemidir benim. Roman kavgasına benzetirim ben bu dönemi… Her canlı tüm zenginliğini sergilemek için kavga eder adeta… Tüm güzelliğini sergilemeye çalışan haspadır… Deli olurum bu dönemde doğaya, görümlük, tadımlık ve zenginlik olarak… Ancak bu sefer tarımsal arazilerin bu kadar çok boş kalması beni ürküttü… Sanki ülke topraklarının yarısı kullanım dışı… İç boşluğu yarattı bende bu duygu…

‘’Cennete’’ inen basamakların başında ise kalakaldım… Sakatların ve yaşlıların cennete girmesi en baştan engellenmiş... Demek ki ihtiyaçları yok diye düşünmüş KÜLTÜR bakanlığı… Bir asansör bile çok bunlara demiş… Aklımda kaldığı kadarıyla 485 basamakla iniliyor. Çıkılmıyor, iniliyor! Haydi de ki; saldın kendini aşağıya paldır küldür nasılsa aşağısı cennet diye… Fakat inenler orada kalamıyor ki… Çıkmak zorundasın gerisin geriye… Bir ‘’Dayı’’ epey sitemlerini sundu yanındakilere, ‘’böyle cennet olmaz olsun’’ diye. Çünkü kriz geçirecek kadar yorulmuş ve terlemişti...

Bereket fışkırıyor topraktan… Kayısı, kiraz dallarını kıracak ağaçların nerdeyse… Çilek tarlaları sanki çilek ambarı… Bereket fışkırıyor doğadan… Bereket kutlanıyor ayrıca… Ancak bir şey o kadar belirgin ki; kadınlar çalışıyor başkaları kutluyor bu bereketi… Yani tarlada bahçede çalışanlar kadınlar… Belleri bükük çilek toplayan kadınlar… Belleri bükük çapa yapan kadınlar… Meyve toplayan, ot toplayan kadınlar… Yüz binlerce kadın çalışıyor… Sofranızdaki her sebze ve meyvenin beli bükük kadın çalışanların eseri olduğunu hiç unutmayın… Erkekler mi? Onlar taşıyor, alıyor, satıyor… Bu cennet topraklar bazılarına cehennem olmuş anlayacağınız…  Belini bükmüş…

Bu yolculukta asıl amaç, kırk yıllık bir dostumun mutluluğuna tanık olmaktı. Oğlunu evlendirdi kelimesi hep yanlış gelir bana… Oğlu evlendi bizde tanıklık yaptık. Dostum, adaşım kendi yarattığı cennetinde tüm dostlarını, akraba ve hısımlarını görmekten mutluydu… Bizlerde bir cennete girmekten, kabul görmekten, dostluk yaşamaktan ve ağırlanmaktan çok mutluyduk…*************************************************** 

İşte bu yüzden geri döndüğüm an aynı şeyleri devam edeceğim… Kendi cennetimi yaratmaya devam edeceğim. Girişte hiç engel olmayacak Kimlik ve dil sorulmayacak. Cehennem olacak mı diyorsunuz değil mi yaratılarının arasında? Cenneti olmayanlar ne yaşar sanıyorsunuz?
*****************************************************
Neyse… Dün akşam Ay ışığı deniz ve ben gece kanatlanıp yola çıktık... Anlatırım uzun uzun sonra size tantuniyi, yengeç ve cezireyi. Ama şunu söyleyeyim; tüm dostlar daha çok ‘’biz’’ olup geri döndüm/k...