Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '15

 
Kategori
Güncel
 

Cerablus kenti ve bölgesine yapılması planlanan operasyon hazırlıkları devam ediyor...Ediyor ama(?)

Cerablus kenti ve bölgesine yapılması planlanan operasyon hazırlıkları devam ediyor...Ediyor ama(?)
 

Haritada, şu an için IŞİD konnrolünde bulunan bölgenin, kesinlikle Türkiye kontrolüne geçmesi gerekir...


...ÇÜNKÜ "CERABLUS KENTİ" ve de "CERABLUS KÖPRÜSÜ", KÜRDİSTAN HAYALİNİN FIRAT'IN BATISINA GEÇİŞİNİ ENGELLEYEN ÖNEMLİ "STRATEJİK NOKTALAR"DIR..

Cerablus'un  bir özelliği de, nüfus yapısının çoğunlukla Türkmenlerden ve Araplardan oluşmasıdır. Özellikle, 1918 Mondros Mütarekesi imzalandığı zaman, Türkmen nüfus daha da fazlaydı...Bu kentte Kürt nüfusunun olmaması ya da az olmasının nedeni, bölgedeki Cerablus köprüsünün, Fırat'ın doğusundan batısına geçişi zorlaştıran konumu idi.

Belki bu nedenledir ki, M. Kemal, 24 Nisan 1920'de, yani BMM'nin  açılışından bir gün sonra, Misak-ı Milli'nin  Güney hududunu çizerken, Cerablus'u ihmal etmemiş ve güney sınırımızı Cerablus köprüsünün güneyinden geçirmiştir.(x)

Güneyimizdeki son durum, bloğumun başındaki haritada görülmektedir.

Bilindiği gibi, ilk aşamada, ülkemizin güneyinde, Suriye yönetiminin PYD ile yaptığı bir antlaşma ile, aralarında 100-150 kilometre mesafe buluna Afrin,  Kobani ve Cizire adı altında üç Kürt kanton kuruldu...

İkinci aşamada, bu kantonlar birleştirilerek bir "Kürt koridoru" oluşturulmak istendi...Bu oluşumda, başta Amerika olmak üzere, özellikle Avrupa ülkelerinden bazılarının katılımı ile oluşturulan "Koalisyon Güçlerinin" desteği de açıkça görülmüştür. Aslında, perde arkasında, IŞİD'da bu işin içindeydi. Bu işin en başta gelen görünür nedeni de, Koalisyon güçlerinin IŞİD üzerine yaptığı bütün uçak bombalarına rağmen, IŞİD'in bölgedeki yayılmacılığı aksamamıştır. Şu anda IŞİD, Suriye ve Irak'ın önemli bölgelerini kontrol altına almıştır...Koalisyon güçlerinin yaptığı uçak bombalamaları yalnıza bölge halkına zarar vermiş ve onları bölgeden göçe zorlamıştır.

Bu, ABD,PYD ve IŞİD arasındaki açık ve kapalı ilişkilerine bir örnek vermek isterim...

En son olarak, IŞİD, --sözüm ona-- koalisyon güçlerinin zorlaması ile elinde bulundurduğu, hemen sınırımızdaki Tel Abyad'ı, PYD'ye tesim ediyor...Böylece ABD ve PYD'nin istediği "Kürt koridoruna" yardım etmiş oluyor. Çünkü, Tel Abyat'ın PYD kontrolüne geçmesi ve buradaki Kürt olmayan halkın göçe  zorlanması, üç Kürt kantonundan, Kobani ve Cizire'nin  birleştirilmesini  kolaylaştırmıştır.

PYD, Tel Abyat'ı ele geçirdiğinde, buradaki halkın %90'ı Arap'tı. Arap halkı, zorunlu göçe zorlanınca, onların yerine dışarıdan getirilen Kürtler yerleştirildi. PYD, bu kadarla da kalmadı; evlerine dönmek isteyen Arapların girişini önlemek için, kontrolü altındaki sınır kapılarını kapattı.

Şimdi sıra, bu koridorun tamamlanması için, yani en batıdaki Afrin kantonu ile Kobani kantonunun birleştirilmesine geldi. Bunun için de bu iki kanton arasında bulunan ve yukarıda değindiğim gibi nüfusunun tamamına yakın kısmı Türkmen ve Araplardan oluşan Cerablus kentinin ele geçirilmesine geldi.

Anacak, Türkiye, güneyinde oynanan bu oyunu gördüğü için devreye girdi ve Kürt koridorunun tamamlanmasını önlemek için planlar yapmaya başladı...Bu planların başında da, uluslararası yasaların verdiği yetkileri kullanarak, Cerablus kentini de içine alan ve derinliği 10-15 Km. olan geniş bir alanda "Güvenli Bölge" oluşturmak gelmektedir...

Bu planın çok önemli üç amacı vardır:

1- PYD'nin, Suriye'nin kuzeyinde ve Türkiye'nin güney sınırı boyunca uzanan bir "Kürt Bölgesi"nin oluşumu engellenecek...

2-  ABD'nin,  isteği olan bu "Kürt koridoru" aracılığı ile bölge petrolünün, kısa yoldan Akdeniz'e nakli önlenmiş olacak...

3- Afrin Kürt kantonu, Kürt bölgesinin dışında kalacağı için, bu bölgede bulunan ÖSO(Özgür Suriye Ordusu) Şam yönetimine karşı daha rahat hareket edecek; ayrıca "Güvenlikli Bölge" aracılığı ile TSK ile irtibatta olacaktır.

Türkiye'nin düşündüğü "Güvenlikli Bölge" operasyonunun sonucunun ne olacağını şimdiden kestirmek çok zor; ancak bu operasyonun yapılmama ihtimali de yok değildir.

Eğer, Kuzey Suriye'de, PYD'nin istediği "Kürt Bölgesi" ve Amerika'nın düşündüğü "Kürt Koridoru" yerine Türkmenlerden, Araplardan, Kürtlerden, etnik yapıları ve dinsel tercihleri farklı diğer halklardan oluşan bir "Bölgesel Yönetim" kurulursa ve Amerika da buna "yeşil ışık" yakarsa, bu operasyon olmayabilir.

AMA...(Bu "ama", bloğumun başlığındaki "ama"dır.)

Bütün dünya ve Kürtler bilmelidir ki, Fırat Nehri'nin, hem Türkiye'deki hem de Türkiye'nin Güneyindeki batı tarafı, "AĞIMSIZ" bir yönetim kurmaları için Kürtlere yasaktır... Bu, Türkiye'yi yönetenlerin ve Türkiye halkının zihnindeki "Kırmızı Çizgisi"dir...

1920 yılında açılan Büyük Millet Meclisi'nden bu yana...

Kürtler, ancak, Türkiye'nin genel sınırları içinde, Türkiye'ye bağlı ve Türkiye'nin kontrolünde, "demokratik denebilecek bir siyasi yapılanma" içine girebilirler... Hepsi bu kadar?

 

cdenizkent

 

------------------  :

(x) Misak-ı Milli'nin, Güney hududumuzun geçti yerler şöyledir : "İskenderun güneyinden başlar, Halep ve Katıma arasından Cerablus köprüsüne uzanan bir hat ve doğu parçasında da Musul Vilayeti, Süleymaniye ve Kerkük çevresi ve bu iki bölgeyi birbirine kalbeden(birlieştiren) hat."

Kaynak : Mustafa Kemal Atatürk, "Söylev ve Demeçler", Cilt-1, 4.b. Ankara: İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, 1989, s.29

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..