Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '11

 
Kategori
Siyaset
 

CHP iç kavgaları canımıza yetti gari!..

Hiç başka derdimiz kalmamış gibi, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün sözleri de CHP’yi karıştırmaya yetti…

İstanbul CHP Milletvekili Nur Serter şöyle dedi: “Neden CHP’yi tercih ettiğini kendisine sormak gerekir. ‘CHP’li olmadığını, sayın Kılıçdaroğlu’nun davetiyle geldiğini’ söylüyor. Bu sorunun iki muhatabı var: Biri CHP’de siyaset yapmayı tercih eden sayın Hüseyin Aygün; diğeri de, onun görüşlerini bildiği halde CHP milletvekili yapmayı isteyen ve ısrarla milletvekilliğine getiren Genel Başkan sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Aygün’e bir şey diyemiyorum. Böyle geldi, buna inandı, bunu söyledi. Siyasete giriş amaçlarından en önemlilerinden bir tanesini bu mücadele teşkil ediyor. Ama işte buradaki çelişkiyi anlayamıyorum? Bir taraftan böyle bir kanadı var, sınırlı sayıda da olsa. Bir tarafta da bundan hoşnut olmayan, tepki veren çok geniş bir kitle var.
Bunları yanlış bulan, ama parti içinde bir çatışma yaratılıyor anlayışını da rahatsızlıkla karşılayan ve o nedenle susan bir kesim var. Altını çizerek belirtmek istiyorum: Biz bu açıklamayı 12 kişi yaptık diye, bu partide sadece 12 Atatürkçü var gibi bir algı kesinlikle doğru değildir, büyük haksızlıktır. Onlar az önce söylediğim nedenlerden dolayı sessizler. Biz ise susarsak, bu partinin başka bir yere çekildiği izlenimi yaratılacağı ve tabanımızın bizden kopacağı endişesiyle, doğru mesajı verme kaygısı taşıyan kişiler olarak konuştuk. Fikir ayrılığımız sadece bu kadardır…” dedi, iyi mi?

Herkesin; Dersim olayları üzerine Atatürk’ü, CHP’yi ve arkadaşlarını suçlayan Hüseyin Aygün’ün kazan kaldırdığını, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun bu kişinin söylediklerini duymazdan geldiğini ve bu vekilin partiden derhal ihraç edilmesi gerektiğini söyleyip, yeni Genel Başkan arayışlarına yöneldiklerini görüyoruz… Ne derece doğrudur bilmiyoruz ama;Deniz Baykal ve Önder Sav ekibinin, parti içindeki Mustafa Sarıgül sevdalılarının hemen hareketlendiğini, basında çıkan haberlerden öğreniyoruz!..

Gelin biraz da biz fikir jimnastiği yapıp, olan - bitenleri bir değerlendirelim:

- Hüseyin Aygün; Atatürk, İnönü ve CHP’yi suçladıysa, bunun kavgası medya önünde mi olur? Zati medyamızın tamamına yakınının kimlere çalıştığını hâlâ bilmiyor musunuz!?

- Hüseyin Aygün kazan kaldırdıysa, ya Nur Serter’in yaptığı nedir?

- Madem Aygün’ün bu durumunu öncelerden biliyordunuz, partiden ihracı için daha önce hiç çaba gösterdiniz mi? Niye önceden harekete geçmediniz?

- Bu partide çıkan her özel sorun, illâ medyanın ve milletin önünde mi tartışılacak? Bu partide üst yönetim, Disiplin Kurulu, Parti Meclisi, MKYK filân yok mu? Bu kuruluşlar neye yararlar?

- Partide oluşan her sorunda Kurultay’a gidip, illâ Genel Başkan değişimi mi yaşanacak? Yıllardır bizler bundan bıktık - usandık, yoksa sizler bıkmadınız mı daha!?

- Her ağızlarını açtıklarında “Parti Tabanı” söylemini gündeme getirdiniz. Allahaşkına, bugüne kadar hangi konuda parti tabanının fikirlerini sorup da, isteklerini yerine getirdiniz bakayım!?

Size sadece bir örnek vereyim: 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri öncesinde, Muğla’da 11 İlçenin CHP İlçe Başkanları Muğla İl Başkanlığı’nda toplandık, 9 İlçe Başkanının imzasıyla; “Muğla küçük bir İl, zati 6 milletvekili var, buradan ‘Kontenjan Milletvekilliği’ni kaldırınız” diye, isteğimizi Genel Merkez’e resmen gönderdik. İnanın, cevap bile vermediler! Eğer bu kontenjan olmasa, CHP Muğla’dan en az 4 milletvekili çıkaracaktı, olmadı… Zamanın 9 CHP İlçe Başkanları olarak bizler korkuluk muyduk, süs biberleri miydik !?

CHP içinde her maraza çıktığında, nedense hep şu meşhur “Cehennem Kazanları” fıkrası aklıma gelir, acı acı gülerim ve “Bu bizim CHP ne zaman adam olacak?” sorusunu sorarım?

Hani, Cehennemdeki sıra sıra kızgın kazanların başında, günahkârlar dışarı kaçmasın diye birer Zebani nöbet tutarmış. Bir tanesinin başında Zebani yokmuş. Meraklı ve sağcı günahkârın biri Zebaniye bunun sebebini sormuş. Zebani “boş ver onları” dercesine elini sallayıp; “Onlar CHP’li günahkârlar, nöbetçi filân gerekmez; dışarı kaçmak isteyen kendi arkadaşlarının bacaklarından aşağı kendileri asılıp, kazanın içine geri çekerler” demiş ya?

Birlik olup, Genel Başkan etrafında kenetlenip, özel sorunları dışarı sızdırmadan, tek yumruk gibi davranılmadığı sürece, CHP iktidarı külliyen hayaldir dostlar!..

Babam rahmetli 1994 yılına kadar özlemle bunu bekledi, CHP iktidarını göremeden vefat etti… Ben 2011 yılına kadar bekledim, göremedim. Sanırım, bu tutumları ve bu gidişle, çocuklarım ve torunlarım da ilelebet beklemeye devam edecekler…

4 Aralık 2011/ Sakin KOŞAR…

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..