- Kategori
- Siyaset
CHP'nin genlerini bozanlar..

CHP Tüzük Kurultayına, Ulusal'cı CHP'nin yok edilmesi çalışmaları damgasını vurdu..
Geçen pazar CHP Kurultayındaydım.
Her zaman söylerim, bu Kurultaylardaki coşku ve katılım, seçimlerde CHP’ye oy olarak dönse biz on yıldır AKP tarafından değilde CHP tarafından yönetiliyor olurduk.
Sevgili U. Kesici’nin bir yazısında yaptığı “İşçi sınıfı kime oy veriyor” tesbiti, bu yazıyı yazarken bir kez daha aklıma geldi.
Yıllardır “CHP bu ülkede taş taş üstüne koymadı” teranesi işlenir. Bu dezenformasyon ve beyin yıkamadanmıdır?, ABD emperyalizminin CHP’yi Eşbaşkan olarak hazır görmediğindenmidir, CHP’nin bu ülkeyi AKP kadar kolay ve zahmetsizce satacağından emin olmadığındanmıdır? Bu ülkede CHP, kurultaylardaki coşku ve katılıma rağmen bir türlü iktidar olmaz.
Lafı dağıtmayalım. Kılıçdaroğlu bir önceki Kurultaya nazaran daha bir coşkulu ve daha bir hatipçe konuşma yaptı. Kendisini geliştirmiş, herhalde gerekli uyarılar yapılmış olmalı ki daha vurucu ve etkileyici örnekler verdi konuşmasında.
Mesela 1 metre demiryolumuz yokken ülkeyi baştan başa demir ağlarla CHP’nin ördüğünden bahsetti, Cumhuriyetin ilanından iki yıl sonra Kayseri’de kurulan Uçak fabrikasını CHP’nin kurduğundan ve bu fabrikada imal edilen uçağın 4 yıl sonra Ankara’ya geldiğinden bahsetti. Düyunu Umuminin borçlarını CHP’nin ödediğini ve 1947’lerde Merkez Bankası kayıtlarına göre 176 ton altının olduğundan ve borçsuz bir ülke yaratılmasında CHP’nin başrolde olduğundan bahsetti. Örnekler çok daha fazla olduğu halde kısa ve gerçektende CHP’nin bu ülkeye neler kazandırdığını anlatan sözlerdi söyledikleri.
Buraya kadar güzel, güzel olmasına da, Kurultaydaki coşkuya rağmen ben durgundum ve dalıp dalıp gidiyordum. Nedenini araştırdığımda (Ki bu yazının bir hafta geç yazılmasının nedeni odur) CHP’de önemli değişiklikler olduğunu gördüm. Mesela daha önce bekleyelim görelim, acele etmeyin diye eleştirdiğimiz ve gerçektende Ulusalcılığından kuşku duymadığımız insanların haklı olduklarını ve bu haklılığın acımasızca her geçen gün daha bir su yüzüne çıktığını gördüm.
Dersim sanki bir katliammış gibi “CHP’liler” tarafından seslendiriliyor artık.
Atatürk’ün bir “diktatör” ve Dersim’in sorumlusu olduğu dillendiriliyor artık bu partide.
Sebahattin Ali’nin katilinin CHP olduğu dile getiriliyor.
Bilumum TESEV’ci, SOROS’cu doldurmuş partiyi. Kılıçdaroğlu bir TV proğramında TESEV üyeliği ile ilgili bir soruya kaçamak ve TESEV’den vazgeçemeyeceği yönünde cevaplar veriyor.
Genel Başkan yardımcılığı mevkisindeki bir milletvekili adeta KCK’lılara ve PKK’lılara destek olabilecek demeçler veriyor.
Hadi kıvırmadan ve lafı fazla dolaştırmadan açıktan söyleyelim.
Bu partinin genlerine Binnaz Toprak’lar, Sezgin Tanrıkulu’lar, Hüseyin Aygün’ler, Erdoğan Toprak’lar, Sinan Aygün'ler uymuyor. Bence Mehmet Haberal'da bu partinin genleri ile problemli. Haberal'ın Başkent Tv'sinin korkak ve AKP'yi eleştiremeyen yayınlarına bakın anlarsınız. CHP'ye dik ve cesur, cumhuriyet değerlerine sahip çıkan insanlar lazım. Şimdiki CHP'de bu karakterlerin çok azaldığını görüyoruz. Kurultayda bu görüntünün sahnesi oldu tam anlamıyla. Hatta ve hatta Kılıçdaroğlu’nun bazı söylemleri ve tavırlarıda bu partinin organizmasını bozuyor diyebiliriz. Partide Muharrem İnce çizgisinin zayıflatılmasının partiyi geriye ve zayıflamaya götürdüğünü üzülerek görüyoruz.
Fakat tüm bu uyumsuzlukların getirdiği Kurultaylar bir şeyler anlatıyor sanki. CHP herşeye rağmen biat edenler partisi değil, CHP’nin kuruluş yıllarındaki Ulusalcı ve Cumhuriyetçi çizgisine sahip çıkanlar var. Var ki bu hengame kopuyor.
Gönlünde ve 30 yıllık mücadelesinde İşçi Partisi destekçisi olan, ama illaki bir CHP iktidarı gereklidir diyen ben bile, CHP’nin bu ABD yörüngesindeki çizgisine karşı çıkma ihtiyacı hissediyorum.
Çok seslilik cılız da olsa, Türkiye’deki diğer partilerde görülmeyecek şekilde ortaya çıkıyor CHP’de. Bu çok seslilik ve parti içi demokrasi istekleri bu gün Kılıçdaroğlu tarafından susturulmuş gibi görünsede ilerleyen zamanlarda bu başkaldırıların ve Kurultay isteklerinin meyvelerini toplayacaktır CHP ve Türkiye. Eninde sonunda Kurtuluş Savaşını örgütleyen CHP ve Ulusal'cılar kazanacaktır..
En azından ben öyle olmasını umuyorum.
Yinede bu Tüzük Kurultayında önemli ve yapısını “Demokrat” olarak nitelendiren diğer partilere ders olabilecek ve en azından Parti içi demokrasinin temelleri sayılabilecek kararlar alındı.
Mesela % 33’lük cinsiyet kotası, %10’luk gençlik kotası, hazine yardımının % 40’nın örgütlere dağıtılacak olması, önseçim yapılacak il sayılarının çoğaltılması gibi gerçektende doğru olana ve demokrasiye zemin hazırlanmasına yarayacak adımlar atıldı CHP’de.
Umarım bu adımlar CHP’nin TESEV'ci, SOROS'çu ve bilumum ayrılıkçı güçleri destekleyenlerden temizlenmesine ve daha demokrat bir CHP görmemize yardımcı olur.
Not: Bir çok dostumun Günaydın dediğini duyar gibi oluyorum.
Saygılar..
04.03.2012