- Kategori
- Siyaset
CHP yanıltmadı !

Tandoğan Canlandı
Bir ay önce yapılan CHP kurultayları ardından “CHP iyileşiyor” başlığıyla yazmıştım. O tarihlerde sıcak gündemde olmayan ve ülkenin geleceğini derinden etkileyecek olan eğitim yasa tasarısı nedeniyle, CHP’nin 27 şubat 2012 Salı günü Ankara Tandoğan meydanındaki miting havasında grup toplantısına katıldıktan sonra, yanılmadığımı anlamanın mutluluğunu yaşadım. Meclise girip grup toplantısı izlemek çok zor oluyordu.
Türk siyasi yaşamında yeniden etkisini göstermeye başlayan CHP’nin, haftalık meclis grup toplantısını tarihi meydanda halkla birlikte yapma kararının ardından iktidar kanadının, farklı yorumlarla tedirginliğini gizlemeye çalıştığını izledik. Toplantı günü Ankara belediye başkanının muhtemelen toplantıdan iki saat önce çekilmiş meydan fotoğrafları ile basit yorumlarının sosyal medyada yer aldığını görünce korkunun dağları sarmakta olduğunu düşündüm.
Tandoğan meydanında 1970 li yıllardan beri farklı mitinglere, toplantılara katılır ve katılım sayısını küçük sapmalarla tespit edebilirim. Ülkenin yakın gündeminde seçim vb. bir olasılık yokken, hafta içi mesai saatlerinde Ankara da halkla yapılan parti grup toplantısına otuz bini aşan yurttaşın katılımı, ortamdaki coşku ve arzu, ülke de ana muhalefetin varlığının, gücünün ve iktidar alternatifi olduğunun göstergesiydi. Meydana farklı il ve ilçelerden katılan, partinin kadın ve gençlik kollarının yoğunluğu CHP’ nin yeniden doğuşunu hissettiriyor, umutları artırıyor. Bu ülkemiz için çok önemli bir gelişmedir.
Sayın Kılıçtaroğlu’nun liderliği konusunda da yanılmıyorum; sakin görünümüyle, çalışkanlığıyla, tarzıyla, yalın ve yalansız üslubu ile halka güven vermeye devam ediyor. Mütevazi kimliğiyle yüce değerleri siyaset malzemesi yapmıyor. Sindirilmiş ve suskunlaşan yurttaşların korkudan söyleyemediklerini dillendirmesi, bir anlamda meclisi devre dışı bırakan kanun hükmünde kararname yetkisiyle, torba yasa uygulamaları ile adeta gizlenmeye çalışılan çelişkileri halkla paylaşması yurttaşı aydınlatıyor ve umutlandırıyor.
Düşünen insanlar düşüncelerini, düşlerini paylaşmaktan, yazanlar yazmaktan çekinir oldu. Çekincelerin etkisindeki eleştiri sesleri, yönetilen alkışların gücü karşısında duyulamaz oldu. Bir ulusun geleceğini ilgilendiren eğitim gibi hayati konu; farklı düşüncelerdeki uzmanlar, eğitimciler ve üniversiteler, dinlenmeden, konunun muhataplarıyla tartışılmadan, talimatla yasalaştırılmaya ve tepeden tırnağa değiştirilmeye çalışılıyor.
Ülkemizdeki parlamenter demokrasi meclislerdeki sayısal çoğunlukla eşdeğer görülmeye başlandığı için konunun uzmanı olmayan birkaç siyasinin hedef ürünü olduğu anlaşılan eğitim yasa tasarısı, oldu bitti anlayışı ile Yüce Meclisten de geçirilecek, anında onaylanacak ve yayınlanarak yürürlüğe girecektir. Yaygınlaşan, demokrasiden uzaklaşan anlayışlar ve geçmiş uygulamalar bunu gösteriyor.
Eğitim Bilimleri Fakültesi de okumuş, meslek dersleri okutmuş, mevcut sistemde ve devlet okullarında biri mühendis diğeri hukukçu olan örnek iki evlat yetiştirmiş, öğretmen eşi mühendis bir baba olarak bu yasa, olası uygulamaları ve sonuçları konusundaki endişelerimizi de başka bir yazıya bırakmayı düşünüyor; kinden, nefretten, öç anlayışından arındırılmış, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın sevgisi, Atatürk’ün özgür düşüncesi, bilim ve çağdaş dünyanın gerekleriyle yoğrulmuş bir eğitim sistemi konusundaki özlem ve dileklerimi okuyucularımla paylaşıyorum.