Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

CHP’ye aday belirleme önerileri

CHP’ye aday belirleme önerileri
 

Ekip çalışması sabır gerektirir.


Türkiye halkını, yaşamsal bir seçim bekliyor. 

Halkın doğruyu seçeceğine hiçbir zaman inanmadım. Şimdi de inanmıyorum. Bunun çeşitli nedenleri var. Birinci neden, körlük derecesindeki cehalettir. Kim üstüne alınırsa alınsın, halkımızın ezici çoğunluğu, gerçekleri göremeyecek kadar cahildir. Bu ezici çoğunluk, okumuş cahilleri de içermektedir. 

Amacım halkı suçlamak değil… Ezberci, baskıcı, kısıtlamacı bir eğitim sisteminin; özgür düşünceli, mantıklı, akılcı bir toplum oluşturma olasılığı yoktur. Yüzyıllar boyunca, dinsel kuralları –gerektiğinde değiştirerek- erkinin sürekliliği için kullanan yöneticilerin baskısı altında yaşayan halklar; kolay kolay özgürleşemezler. Kendi başlarına karar veremezler. Akılcı kararlar alamazlar. Küçük çıkarların, zamanla bozulmuş dinsel kuralların, yalanların, hilelerin etkisine kapılıp giderler. 

Cumhuriyet kadroları –ne yazık ki- bu zorlukların üstesinden gelemedi. Birçok alanda, bir dizi yenilik yapmasına karşın beyinlerin özgürlüğünü sağlayamadı. Kişilerin akılcı ve özgürce düşünceler üreterek toplum aklı üretebilecek bir eğitim sistemini kuramadı. Erk sahipleri; yasakçı zihniyetin, sağladığı kolaylığı; toplumsal, kültürel, düşünsel gelişmeye yeğlediler çok zaman. Kandırılmaya, yanıltılmaya uygun bir toplumu yönetmenin kolaycılığını seçtiler. 

Uzun yıllar, devlet olanaklarını, kişisel çıkarları için kullanan erk sahipleri; yolsuzluğu, soygunu, vurgunu sıradanlaştırdılar önce. Zamanla, toplum bilincine de yerleşti bu çıkarcı anlayış. Ortak akıl; bu yönde biçimlendi. Toplum etiği aşınarak yozlaştı belli bir süre sonra. Şimdi bunun sancılarını yaşıyoruz hep birlikte. 

** 

“CHP’nin aday belirlemesiyle ne ilişkisi var bunların?” diyeceksiniz. Çok ilişkisi var. Bu durum düzeltilmeden hiçbir şey düzeltilemez, çünkü. İktidara gelen her partiden, benzer çürük ilişkiler beklenecektir. 

Peki, CHP ne yapmalıdır? Aday belirlemede, oldukça özenli davranmalıdır. Üzerinde en küçük bir gölge ya da kuşku bulunan aday adaylarını kesinlikle elemelidir. Kırıp dökmeden, durumu ilgililere, uygun bir dille, anlatarak… Yasal yaptırımı olmamasına karşın toplumsal etiğe ters düşen davranış ve ilişkileri bilinen kişileri aday yapmamalıdır. Siyasetteki rakiplerine malzeme olacak bir nedenle, haklarında açılmış bir dava olanları kabul etmemelidir. İlgili kişiyi küçük düşürmeden, suçluymuş gibi davranmadan çözümlemelidir sorunu. İçtenlikle yurdunun geleceğini düşünenlerin, bu durumdan alınmaları söz konusu bile olamaz. 

CHP yönetiminin çok zorlanacağı ortadadır. Herkese karşı aynı kararlılığı gösteremeyeceği kaçınılmaz bir gerçektir. 

Örneğin: 

Deniz Baykal’a; “Siyasetteki rakiplerimize koz verecek bir davranışta bulundun. Adaylığını kabul etmiyoruz.” diyemezler. Burada sorumlu olan Deniz Baykal’ın kendisidir. Sorumluluğunu yerine getirmek ona düşer. Baykal’ın yerinde ben olsaydım aktif siyasetten çekildiğimi duyurur, yeniden aday olmazdım. CHP’ye oy verenlerin çoğu; Önder Sav’ın da aynı biçimde davranmasını beklemektedirler. 

*** 

CHP; Ergenekon Davasında yargılanan hiç kimseyi aday göstermemelidir. Niyet ne olursa olsun, “adam kurtarma operasyonu” olarak yorumlanacaktır, çünkü. Kaldı ki yargılananların hiçbiri CHP’li değildir. Aday adayı olanların hemen hemen tamamı, CHP’nin seçim kaybetmesi için kalem oynatmışlardır geçmişte. Tuncay Özkan, siyasetteki tutumuyla, güvenilir olmaktan çok uzaktır. Mehmet Haberal, merkez sağ kökenlidir. Ergenekon sanığı olmasaydı, CHP’den aday olur muydu? Bu sorunun yanıtı, sonucu belirlemeli. 

*** 

Hulki Cevizoğlu, kesinlikle aday olmamalı… Ne ideolojik yapısı ne de siyasetteki tutumu, CHP milletvekilliğine uygun düşer. 2007 Genel Seçimlerinde ve öncesindeki “Ceviz Kabuğu” programlarını anımsıyorum. Hatta e-Posta aracılığı ile kendisini uyarmıştım. Bağımsız olarak aday olmasının AKP’ye yarayacağını, kazanmasının olanaksız olduğunu, CHP’nin oylarını bölmekle kalacağını yazmıştım. Bu konuyu, kendi programında tartışmak istediğimi de eklemiştim. Uyarılarımın baştan sona yanlış olduğunu, seçimden sonra bunu tartışabileceğini bildirmişti bana. Seçimden sonra, yine e-posta ile sözünü anımsatmama karşın, yanıt bile vermedi. Yanlış anımsamıyorsam, 2007 Genel Seçimlerinde, milletvekili olabilmek için hem CHP hem de MHP ile görüşmüştü. Bir programında, bağımsız aday olmasının nedenlerini açıklarken, “Hiçbiri kabul etmedi.” diye serzenişte bulunmuştu. Pabuçları, bu denli kaygan olanlardan hiçbir partiye yâr olmaz. 

*** 

Tanınmışlıklarına güvenerek, salt oy getirisi nedeniyle, sanatçıları, futbolcuları vb. aday yapmak, emek eksenli olduğunu savlayan bir partiye yakışmaz. 

Ülke ve halk çıkarları için dört yıl –iktidarda ya da muhalefette- omuz omuza yürüyecek insanlar; ahlâklı siyasetten ödün vermeyecek, kişisel çıkarlarını yok sayabilecek, gerçek yurtsever kişiler olmalıdırlar. Tanınmışlıklarından çok; dürüstlükleri, bilinçleri, yaratıcılıkları, eşitlikçilikleri, özgürlükçülükleri birincil ölçüt olmalıdır. 

*** 

En önemli bölümü en sonda yazmak istiyorum. Kadınlara ve gençlere –en az- yüzde otuz beş kota uygulanmalıdır. Bu kota gelecekte daha da arttırılmalıdır. Engellilere mutlaka temsil hakkı tanınmalıdır. 

Bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin cenderesinde olgunlaşmış o denli çok insan var ki… 

Haydar Bibinoğlu
Emekli Eğitimci 

 
Toplam blog
: 71
: 774
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Emekli Öğretmenim. Anadolu Üniversitesi, AÖF, Eğitim Önlisans Programı mezunuyum. İlgi Alanım: Si..