Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

23 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Çiçekçi ve genç kız..

Çiçekçi ve genç kız..
 

Hep hayata umutla bakıyordu. Gencecikti. Lise son sınıfa geçmişti yine başarıyla. Ailesinin gurur kaynağıydı. İstediği okulu kazanmak için çalışıyordu. Arkadaşları gezerken o evde kalıp ders çalışıyordu.

Hafta sonu bir parti düzenlemeye karar verdiler. Öğretmenleri de katılacaktı bu partiye. Mekan hazırdı. Anlaştılar. Kıyafet seçimi için buluştu en yakın arkadaşlarıyla. Özel bir gece olmalıydı. Mezuniyet öncesi bir gece olacaktı bu. Arkadaşlarından birinin aklına şöyle bir fikir geldi. " arkadaşlar, bu gece bizim için çok özel olduğu kadar öğretmenlerimiz içinde öyle olmalı. sekiz senedir bu okuldayız. Onlarla geçti her anımız. Ben diyorum ki hepsine birer çiçek yaptırırım içinede birer mektup bırakalım hepimizin ağzından.Ne dersiniz " .Hepsi sevmişti bu fikri. Toplaşıp mektup yazdılar oniki öğretmene ayrı ayrı. Altlarınada imzalarını attılar. tek tek.

Sıra seçecekleri çiçeğe gelmişti. Gül olmazdı. İddialı. Papatya belki. En sonunda bir çiçekçiye sormaya karar verdiler. Genç kız bu işi severek üstlendi. Okul dönüşü yolunun üzerinde gördüğü dükkan geldi aklına. Çok dikkatini çekmişti vitrindeki aranjmanlar. " Ben üstleniyorum bu işi " dedi. Ertesi gün okul çıkışı arkadaşlarından ayrıldı. Dükkana uğramak için. İçeri girdiğinde çiçekçi adam müşteriyle ilgileniyordu. Genç kızı farketmiş gülümsemişti. Okul çantasını bıraktı sandalyenin üzerine. Müşteri çıktıktan sonra yanına yaklaştı. " Buyrun küçük hanım. Nasıl yardımcı olabilirim " Bozulmuştu kız. Küçük hanım demesi pekde hoşuna gitmemişti. " Ben çiçek seçmeye geldim " dedi en bilgiç, olgun halini takınarak. Yüzünün kızardığını hissediyordu. Katalogdan seçmesine yardımcı oldu çiçekçi adam.

İki saate yakın dükkandaydı. Arada müşteri girip çıkıyordu.. Genç kız, adamın müşterilere olan tavrını dikkatle izliyordu. Ne kadar tatlı gülümsüyor. Nasılda kültürlü. Her müşteriye farklı konuda ne çabuk yardımcı olabiliyordu.

Ertesi gün için saat beşte gelmesini söyledi adam. Hazırladığı tek çiçeklik arajmanı gösterecekti. Dükkandan çıkıp yürürken hep adamı düşünüyordu. Anlam veremediği bir kalp çarpıntısı vardı. Sabah okulda kızlara anlattı. Örnek arajmanı göreceğini. Ama kalp çarpıntısından bahsetmemişti. Tuhaf bir şekilde utanaraktan.

Saat beşe on vardı dükkanın bulunduğu caddeye geldiğinde. Karşı kaldırımda beklemeye başaldı. Saat tam beşte girdi dükkana. Adam yalnız değildi bu kez. Yardımcısı vardı. Ona talimatalr veriyordu. kapıda bir araba vardı onu süslüyorlardı. " seni biraz bekleteceğim" dedi adam. Kız gülümsedi. İstediğide buydu zaten . Hayranlıkla izledi. Sanat eseri çıkarıyordu adeta adam.

Bu arada da konuşuyorlardı. Adam aslında grafikerdi. Özel bir şirketi vardı. Ama günlerinin çoğunu burada geçiriyordu. Önceleri ortak olduğu bu dükkanda, ortağı ayrıldıktan sonra tek başına kalmıştı. İki cadde üzerindeki şirketinede arada uğruyordu. " ben de grafiker olmak istiyorum " dedi kız. Oysa aklından hiç böyle bir şey geçmemişti. Grafikerlik hakkında bilgisi de yoktu. Neden böyle dediğini anlayaamdan sohbetin içinde buldu kendini. Sonra yardımcısı gitti.

Aranjmanı getirdi adam. Kızın şaşkınlık ve hayranlıktan gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Heyecan sardı her yerini. Geri kalan on bir çiçeğide parti gecesi yapıp getireceğini söyledi adam. Genç kız' da tam bunu isteyecekti. Hava kararmıştı. " Eve geç kaldım " dedi kız. " Seni bırakayım " dedi adam.

Telefon numarasını verdi adam. Parti gecesi haberleşeceklerdi. Özenle sakladı numarayı.

Ben neden vermedimki numaramı diye düşündü.

Bir hafta sonra okul çıkışı servise doğru ilerlerken bir çift gözle karşılaştı. Çiçekçi adam'dı bu.

Elinde bir demet papatya ve bir çanta vardı. Usulca arkadaşlarından uzaklaştı. Gözleri bir şeyler anlatıyordu adamın. Yürüdüler sahile doğru. Ne adam teklif etmişti yürümelerini ne kız.

Günler geçti. Her gün aynı sahne tekrarlanıyordu. Arkadaşlarının dikkatini çekiyor ama sormaya cesaret edemiyorlardı nedense !.

Gece' ye bir gün vardı. Adam çiçekleri kendinin getireceğini söyledi. Güzel kıyafeti, mahçup makyajı ile kız girdi salona. Arkadaşlarının yanına gitti. Gözüde hep kapıdaydı. Adam geldi bir süre sonra. Kapıdaki görevliye bıraktı. Ve gitti. Kız kaldı yerinde. Oysa o ilk dansını yapacağını hayal ediyordu. Ertesi gün okul çıkışı haber vermeden dükkana gitti. Kapıdan girdi. Genç kızın her zaman oturduğu sandalyedeki kadını farketti. Müşteri diye düşündü. Gülümseyerek adama yaklaştı. Adam yerinden doğruldu. " buyrun, nasıl yardımcı olabilirim " dedi. Kız gülmeye başladı. "bana artık küçük hanım demiyorsun " dedi. Adam sustu. Sandalyede oturan kadın ayağa kalkarak elini uzattı. " merhaba, eşimin böyle tatlı bir müşterisiyle tanışmaktan mutlu oldum ".

Genç kızın gözleri karardı. Gülümsemeye çalıştı. Dudaklarını gülmek için aralamışken, ağlamaya başladı. Fırlayarak çıktı dükkandan. Arkasına bakamıyordu. Hayal ediyordu. Adam peşinden " gitme, anlatacağım herşeyi " diye bağırıyordu. Kulaklarını tıkıyordu sanki gerçekmişcesine duydukları...23/05/2007

 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..