- Kategori
- Güncel
Cihan Kırmızıgül'e Tabii ki Özgürlük
- AKP’nin bodoslama gidişi nereye varır bilemiyorum ama bildiğim odur ki, dün Kemalistlerdi insanların anasından emdiği sütü burnundan getirenler, bugün ise o sütü insanların burnundan getirenler AKP tandanslı dinciler…
- Öncesinde DGM derdik, şimdilerde ÖYM diyoruz!
- DGM’lere sirayet eden Kemalistlerin zamanında bu ülke insanlarına nasıl kan kusturduğunu biliyoruz. Aynı şeyi ÖYM adı altındaki kerameti kendisinden menkul ÖYM’ler vasıtasıyla, şimdinin Kemalistleri diye tanımlamaya çalıştığımız dincileri yapıyor.
- İşte Cihan Kırmızıgül vakası…
- Cihan Kırmızıgül’ün başına gelenler bir yaranın yeniden ve derinden nasıl kanadığına dair gerçeklerin ortalık yere dökülüp saçılmasına vesile oldu.
- Yakın zamanda N.Ç. davası… Aynı dönemlerde sonuçlanan Hrant Dink Davası… Pınar Selek Davası… Ve tabii ki en vahimlerinden birisi de Hüseyin Üzmez Davası… Davaların her birisinin kararı nasıl da vicdan kanatmıştı. Ki sadece ilk akla gelen birkaç tane davayı örnekledik. Engin Çeber örneğinde olduğu gibi işkence altında ölümler sonrasında, birinci dereceden işkence fiilini işlemiş olanların nasıl yargılandıklarını, nasıl cezalar aldıklarını, ki o cezaların nasıl bir kamuoyu baskısı altında verildiğini de biliyoruz.
- Cihan Kırmızıgül Davasını, kucağımızda yeni bir Pınar Selek Davası olarak bulduk…
- Cihan puşi taktığı için, muhtemelen molotof atma eylemine karışmış olacağından hareketle Çağlayan’daki otobüs durağından polis marifetiyle gözaltına alınıyor ve… İşte tam da burada bir parantez açmak gerekiyor. Cihan’ın gözaltına alınmasına neden olan şey sadece başındaki puşi... Başka herhangi bir gerekçe yok. Puşi’den hareketle Cihan’ın potansiyel olarak molotof atma eylemine karıştığı varsayılıyor ve düzenlenen polis fezlekesiyle mahkemeye sevkediliyor. Cihan bu süreçte 25 ay cezaevinde kalıyor ve ne bir tanık ifadesi Cihan’ın alehindedir, nede Cihan’ın böyle bir eyleme katıldığına dair bir delil söz konusudur. Hatta ve hatta bir de gizli tanık denen AKP dönemi ucubesi söz konusudur ki, gizli tanık dahi Cihan’ı bu eylemde görmediğini ifade etmiş. Vaziyet böyleyken gencecik bir insanı polis fezlekesine dayanarak 25 ay demir parmaklıkların ardında tutmak nasıl bir vicdansızlıktır. Cihan’ı kamuoyu baskısı sonrasında serbest bırakırken bir “utanç” emaresi dahi göstermiyorlar. Çünkü ortada ne gadre uğramış bir hayat söz konusudur, ne de bitmesi muhtemel bir öğrencilik… Ve tabii ki, yok edilmeye çalışılan bir gelecek…
- Davayı takip eden ilk savcı Cihan hakkında beraat isterken, davanın yeni savcısı Cihan hakkında 45 yıl istemiş.
- Bizim hukuk garabeti dediğimiz şey tam da bu noktadır.
- Ne tuhaf değil mi? İki ayrı savcı, Cihan hakkında birbirinin tam zıttı iki istemde bulunuyor.
- Haıyırdır!
- Bu mudur hukuk denen şey?
- En nihayetinde Cihan Kırmızıgül Davası sonuçlandı ve Cihan 11 yıl 3 ay ceza aldı. Yargıtay’da kararın onanması veya iptali söz konusu olacak.
- Ortaya çıkan bu hukuk garabeti için söyleyebileceğimiz yegâne şey, bu davalar ve bu davalara vesile olan polis fezlekeleri çok değil birkaç yıl sonra şebeklik olarak anılacak. Ama koca bir ülkenin de tarihinde kayıt altına alınmış olacak.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..