- Kategori
- Türkiye Ekonomisi
Çin’den korkalım mı?
Çin ülkemizin tepesine her türlü ucuz ithalattan dolayı bir kabus gibi çöktü. Aslında yalnız bizim için değil tüm dünya için bir tehdit.
Dünya devlerinden Amerika 290 milyon nüfusu var ,Çin ise 1330 milyon kişi. Amerika dünya da ki üretimin dörtte birini yapıyor.12 000 milyar dolar.
Çin ise 1700 milyar dolar. (Ticaret odası bilgileri ) Enerji tüketiminde de Amerika çok önde..Ama şu nokta enteresan ABD. Çine 35 milyar dolar ihracat yapıyor ,Çin’den 197 milyar dolar mal alıyor. Burada şunu da unutmamalıdır ki Amerika’nın askeri harcamaları çok yüksek.
Dünyanın ekonomik ve siyasi merkezi yavaş yavaş Batı’dan Doğu’ya kayıyor. Bu yüzyılın Asya yüzyılı olması bekleniyor.
Tarihi göz önüne alırsak 18 ve 19 yüzyılda Çin –Hindistan Dünyanın toplam üretiminin yüzde kırkını yapabiliyorlardı.
Bu iki ülke rejimlerini değiştirip globalleşen dünya ile ticari ilişkiye başlayınca ,yani içine kapanmayı bırakınca geçmişteki durumlarına geri dönme süreci başladı.
Burada şaşılacak bir durum yok…
Dünyanın merkezinin bu durum devam ederse bundan sonra Atlantik ‘ten Pasifik ‘e kayacağını görmeliyiz. Eğer Çin 1940 lar da komünizmi seçmemiş olsa olsa idi Çin bir ekonomik dev olacak ,çevresinde ki Japonya –Kore – Singapur –Tayvan bu kadar gelişemiyecekti.. Çin kendini dünyadan izole ettiği için ekonomik gelişme Asya’nın kenarlarında gerçekleşti. Şimdi normale dönülme süreci yaşanıyor. Her ne kadar Çin dış bilgi ve yardım almadan uzay programını başarı ile yürütüyor ise de bir çok alanda batı’ya yetişmesi için ok zaman ve emek gerekli. Basit teknoloji ile üretilen (otomobil gibi ) şeyleri ucuz üreterek Avrupa’yı hatta Amerika’yı sarsabilir.
Yine de bir çok üründe Çin ‘in yarışa girmesi için 40 -50 yıl gerekeceği söyleniyor.
Komünist sistemden piyasa sistemine tam geçiş için bu süreye ihtiyaç var. Bunun içinde ancak barış ortamında olursa yapılabilir. Çin ‘in askeri harcamaları çok fazla değil , Amerika’nın Tayvan’a müdahalesini caydırmak Kuzey Kore’yi korumak için yaptığı biliniyor. Çin Tayvan konusunda kendi milliyetçilerini ikna edici bir sonuç almazsa Çin liderleri zor durumda kalır.
Bu gelişmelerin gelişimi 1980 ‘li yıllarda açık seçik görülüyordu. Türkiye’de bu yıllarda sanayileşme için adımlar atıyordu. Sanayileştirmesini belli alanlara kaydırması bazı alanlarda iyi olması gerekir.
Çin henüz hukukun geçerli olduğu ,entelektüel mülkiyet ( marka –patent – sinai haklar –taklit gibi konular ) ve güvenli üretim sistemlerinin olduğu bir yer değil. Onun için piyasada ürettiği mallar kaliteli değil güvenliği –teminatı – sağlamlığı yok.
Piyasada satış sebepleri çok ucuz oluşu… Çin’de emek ucuz ,devlet yardımı var.
Halkına iş imkanları yaratmak için üretimi destekliyor.
Bu ucuz malların karşısında dayanabilmek için , uzmanlık gerektiren , teknoloji isteyen ,yetişmiş eğitimli insanlarınızın üretim yapabileceği alanlara kaymamız basit –insan gücüyle yapılabilen malları onlara bırakmamız gerekir.
Uzun vadeli planlamalar yapılmazsa Çin insan gücüyle önüne çıkacak her engeli aşıp ekonomik olarak bizim gibi ekonomileri ezer.