Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '16

 
Kategori
Deneme
 

Çocuklara kıymayın

Çocuklara kıymayın
 

ınt


Her yeni güne iyi dileklerde bulunarak başlarız. Umut değil midir? insanı ayakta tutan. Sadece umut, bir dilek. Hepimizin istediği ama uğruna bir şeyler yapmadığı bir dilek. Çocukların ölümü gerçekten çok derinden etkiliyor beni. Çoğu çocuğun geleceğini yok ederken onların ölmemesi için bir şey yapmamız mantıklı değil zaten. Hiç ama hiç kimse çocuğunun cansız bedeniyle karşılaşmasın.

Ne de olsa dışarıda, yaşanmayı bekleyen dolu dolu bir hayat var!?  Çocuklarımız güzel günler görmeli dolu dolu hayatlarını yaşamalıdır. Biz çocuklarımızı hapis hayatından kurtarmaya çalışırken, ölüme mahkum edemeyiz. Onlar ki, bir kuş cıvıltısı, bir tebessüm, derin derin nefes almakla yaşadıklarını hissetmeli. Hayatı sindire sindire yaşamalılar, hızla akıp gitmemeli hayat.

Her hamilelikte çocuk mutlaka yaşatılmalı diyerek kürtajı yasaklayan ama yaşayan çocukları koruyamayanlar nerde... Gerekli, gereksiz her olayda daha soğumayan çocuk cesetlerini siyasi malzeme yapmaktan çekinmeyenler…

Kısa bir öykü geldi aklıma, hemen paylaşmak istiyorum, çünkü çocuklarımzın saçının tek bir teline zarar gelsin, ufacık kötülük bir görsün istemeyiz, onların her zaman her yerde mutlu olmasını isteriz. Kendi canımız pahasına… Onlar bizim geleceğimiz, onlar bizim zenginliğimiz.

Kadının biri, cömert olduğu söylenen yaşlı bir bilgeye gidip:
- Bu şehirde benden fakir insan yok!... demiş. Bana biraz yardım eder misiniz?

Bilge adam, kadının kucağındaki bebeğin bir ipeği andıran yanaklarını okşayıp öptükten sonra:
- Demek fakirsin!. demiş. Hem de çok fakir. Ama karşılıksız yardım yapmak, âdetim değil!. Eğer yardım istiyorsan, çocuğunun parmağını satman gerekir..

Kadın, önce deli olduğunu sanmış bilgenin. Daha sonra da, kötü bir şaka yaptığını... Ama adam ciddî görünüyormuş.
Kadına bir kese altın uzatıp:

- Ayak parmağına da razıyım!. demiş. Zaten cerrah olduğumdan, ona acı çektirmem

Kadın, bütün kanını donduran bu teklif üzerine kaçmayı düşünürken, adam:

- Sadece tırnağını söksem de olur! diye devam etmiş. Biliyorsun zamanla yenisi çıkar.

Kadın, bu ruh hastasına daha fazla dayanamamış. Ve kapıyı çarpıp uzaklaşırken, adam onun arkasından:

- Nasıl bir fakir olduğunu anlayamadım!. diye bağırmış. Kucağındaki hazinenin tırnak kadar bir parçasını, bir kese altına değişmiyorsun!


Bazen o kadar başka şeylere yoğunlaşırız ki kafamızdan sürekli olarak o düşünceleri geçiririz, elimizde var olan zenginliklerin farkında bile olmayız.
Bu ortamı hazırlayan, ölümü kanıksatan, umutsuzluğu bu ülkenin kaderi yapanlar suçlu değil mi…

İyi dilekler, güzel temenniler çocukları ölümsüz kılmıyor. Çocuklar ölüyor, çocuklar tecavüze uğrayıp hunharca öldürülü- yor, Çocuklar ölüyor, bombalar patlatılıyor canice öldürülü-yor. Ölümsüz olan tek şey evladını yitirmiş anaların yürek acısı. 

 
Toplam blog
: 137
: 2242
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

05 Ekim Ankara doğumluyum. Okumayı, yazmayı, insanları dinlemeyi seviyorum. Kişisel blogumda her ..