- Kategori
- Bebek - Çocuk
Çocuklarımızın hayatı ellerimizde
Çoğumuz yılbaşı gecesini güzel geçirebilmek için planlar yaparız. Bu yılbaşı biz de birkaç aile toplanıp, çoluk çocuk birlikte eğlenmeye karar vermiştik. Arkadaş evini gayet güzel süslemişti. Rengarenk balonlar, püsküllü şapkalar, yılbaşı ağacı. . .
Saat onikiye yaklaştığında geriye doğru hep birlikte saymaya başladık. “Dört, üç, iki, bir. . . . . “ Bir yandan cep telefonları çalıyor, bir yandan yeni yıla girmenin verdiği mutlulukla herkes ayakta zıplıyor, diğer tarafta çocukların bir kısmı uyumuş, daha büyükler balonları patlatıyordu.
İşte tam o anda iki yaşındaki Gökalp’in, nefes almak için garip sesler çıkarttığını fark ettik. Arkadaşlardan biri koşup yerden kaldırdı, kollarının arasında sarsmaya başladı. O sırada annesi de durumu fark edip sırtına vuruyordu. Boğazında bir şeyler kalmış olmalıydı. Biri çocuğa su içirmeye çalışıyor, başka biri “ Ekmek yedirin, ekmek” diye bağırıyordu. Bir müddet sonra rahat nefes almaya başladı. Ağlaması da yaklaşık yarım saat sonra geçti. Gökalp’in nefes alabilmesini, herkes kendi yardımının bir sonucu olarak görüyordu.
Aslında o ortamda olan herkesin çocuğu vardı ve hepimiz elimizden geleni yapmıştık. Acaba doğrusu bu muydu? Hangimizin yaptığı hareketten sonra Gökalp nefes almaya başlamıştı? Ekmek yedikten, su içtikten, sırtına vurduktan sonra mı? Açıkçası bilmiyorum. Doğru olan tek şey, hepimizin eğitimsiz olmasıydı. Kulaktan dolma bazı bilgilerle kurtarmak adına seferber olmuştuk. Aynı şeyleri trafik kazalarında da yapmıyor muyuz?
Belki zamanımızın bir kısmını verip, alacağımız “ ilkyardım eğitimi” bizim ve çevremizdekilerin hayatını kurmaya yetecek. Bence her şehirde, Sağlık Ocağı veya Belediyelerin, belirli zamanda halka ücretsiz olarak ilkyardım kursları vermesi gerekir.
Bu arada bizim Gökalp, marifetini gecenin ilerleyen saatlerinde söyledi; “ Anne, ben balon yidim. “