Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '15

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Çocukların Anne Babayla yatma mücadelesi: Peki kim kazanmalı?

Merhaba,

İnsanın korktuğu başına gelirmiş ya, aynen oldu dostlar. Toprak benimle uyumaya alıştı, yatağında yatmak istemiyor. Nasıl mı? Bu küçücük minnoşlar her şeye o kadar çabuk alışıyorlar ki ben bile fark etmedim ama, gafil avlandım diyebilirim.

Eşim 1 haftalık bir iş gezisine gittiği sırada, eyvah dedim. Gece birkaç kez uyanan Toprak’a tek başıma bakacağım ve uykusuz işe nasıl gideceğim. O dönemlerde henüz 16 aylık olan oğlum ne yazık ki hala geceleri bizi uykusuz bırakıyor, kimi zaman uyuyor ama genelde 2 kez uyanıyordu. Eşim ile dönüşümlü bakıyorduk haliyle. Tekrar uyutup, cup yatağa… İşte ne olduysa o 1 haftalık süreçte oldu. 1 hafta evde yalnız kalmayalım diye, anneannemize taşındık. İlk gece ısrarla uyutup yatağına yatırdım geceleri, ertesi gün uykusuzluğu göze alıp. İkinci gün yine aynı şey oldu. Üst üste birkaç gece uykusuz kaldıktan sonra, o gece uyanınca yanına yattım Toprak’ın. Tabii ben yanında yatınca hiç direnmedi uyumamak için, hemen uyudu. Kalkıp yatağıma geçtiğimde hemen uyanıyor, mızırdanmaya başlıyordu. Çaresiz kaldığım ve gerçekten gafil avlandığım bir andı. Çok yorgun ve uykusuzdum. Üstelik tek başıma bakmak zorundaydım. 4 ya da 5 inci günün sonunda tamamen alıştığını fark ettim. Eyvah dedim ama, artık çok geçti tabii. Hani uzmanlar hep uyarır ya, çocuğunuzu yatağında uyutmaya çalışın, yanınıza almayın. İşte en korktuğum şeyi, bu hatayı bilerek yaptım. Çünkü, yanağını yanağıma dayayıp, kolunu da boynuma atması yok mu gecenin kör karanlığında… o üzerinden hiç gitmeyen koku, kendini uyutmak için söylediği ninniye benzer bir mırıldanmayı benim için de söylüyor olması ve beni uyutmaya çalışması, tek kelimeyle tarifsizdi! Zaten beni tavlayan bir diğer kısım da buydu, ama bayanlar baylar sakın aldanmayın bunların hepsi tezgahın bir parçası! Yani, onun da bana sarılmaya, sevgisini göstermeye ihtiyacı var biliyorum ama bu şekilde değil, sakın beni gaddarlıkla suçlamaya kalkmayın, bozuşuruz.

Baktım olacak gibi değil, bir şeyler yapıp tekrar yatağında uyumayı alıştırmam gerekiyordu. Kendi yatağı, kendi odası olduğunu anlatma yöntemini denememiz gerektiğini söylediler. Kolları sıvadık, İlk gün uyandı, uyutmak için çok zorlandım, eliyle bizim odayı işaret ettiğinde o tombul parmakları ısırmamak için kendimi zor tuttum. Benimle uyumak için türlü numaralar, sevgi gösterileri… Ona sarılıp uyumak, öylesine anlatılmaz bir zevkti ki… uzmanlar, uzmanlar, uzmanlar. Ah o uzmanlar, hemen toparlandım, önce, gece lambasını yakıp “burası senin yatağın, burası senin odan, bak bu senin yastığın işte bu da senin araban. Bizim odamız burası değil, biz başka bir odada uyuyoruz” dedim. Tabi ne söylediğimi hemen anladı, boynuma sarılıp ağlama krizine girdi. Yan odada olsanız, kerpetenle dişlerini söküyoruz sanabilirsiniz, ağlamanın şiddeti aynen böyleydi. Biraz oynadım, öptüm, kokladım, sarıldım, sakinleşti. Pes etmedim tabii. İlk gecemiz, yaklaşık 3 saatlik mücadelenin ardından, yorgun ve bitkin düşerek uyumasıyla sona erdi. Ertesi gün yine bir nöbet bizi bekliyordu. Bu sefer yatmadan önce anlatmayı denedim. Tam uyuturken, “Bak Toprak, seni çok seviyorum, ama birlikte uyuyamayız, senin yatağın var, bizim yatağımız var. Şimdi seni uyutup odandaki yatağa yatıracağım ama biz başka odada yatacağız” dedim. Yüzüme baktı, biraz mahçup bir ifade ile boynuma sarıldı yine. Fakat uyudu hemen. Gece bir öncekinin tekrarı idi ama 3 saatlik bir nöbet de olmadı. Bu arada, babasını kesinlikle reddediyor, ben yanına gidince sakinliyor, ama uyumamak için yine de direniyordu. Böyle böyle, inadını kırdık. Aradan 1,5 hafta geçti, geceleri uyanıp da babasını görünce yine ağlıyor, ben gidince susuyordu. Ama en azından biraz pışpışlayınca hemen uyuyordu. Sabırlı ve en önemlisi kararlı davranmak gerekiyormuş meğer. Hep söylenir ya, kararlı olun diye. Çok doğru! Buradaki kilit nokta, Kararlı olun! Yoksa inatları kırılmıyor, bu savaşı onlar kazanıyor.

Savaşı kimin kazandığının da bir önemi yok esasında ama; bakın bir çocuğun neden yalnız uyuması gerekiyormuş, öğrenince kararlılığımda ne kadar haklı olduğumu bir kez daha gördüm. Çocuğun kendine ait odada tek başına yatması, özgüven sağlıyor, insan ilişkilerinde güven duygusunu artırıyor. Kolay iletişim kurmasına yardımcı oluyor, aynı zamanda çoğu insanda olan “yalnız kalma korkusu” nu otomatikmen ortadan kaldırıyor. Anne ile uyuyan çocukların birine bağlı kalma güdüsü geliştiği için, tüm yaşamları boyunca yanlarında biri olmadan girişimde bulunmakta zorlanıyorlar. Duygusal davranmayı bırakıp, harekete geçin.


Ayşen Çatak Yalman

  

 
Toplam blog
: 16
: 101
Kayıt tarihi
: 14.01.15
 
 

11 Mayıs 1981 yılında Ankara’da doğdum. Bahar çocuğu olmanın verdiği tüm nimetlerden faydalandım,..