Çocukluğum ve sarhoşluğum

O gün yıllar evvel doğduğum o kasabaya ani bir kararla gitmeye karar verdim. Benim zihnimde silüeti kalan bu yerler öyle bir değişmişti ki. Rüyada gibiydim. Ben bir zamanlar bu yollarda yürümüştüm. Eski harap bir şadırvan da içtiğim sular. Yaz sıcağında bunalınca yüzümü yıkadığım bu şadırvan. Şimdi çeşme sayısı azalmış. Bir akasya ağacına bağlanmıştı.

Yine öyle sıcak yaz günleri yardıma düşmüştü. Bir gün pazardan bir karpuz almıştım. Yolda gelirken poşetin içindeki karpuz yarılıp yere düşmüştü. Ne kadar üzülmüştüm.

Ne kadar ufak şeylere üzülüyormuşum oysa. Çoçukluk herkesin en saf ve masum olduğu yıllar oluyor. Ayarı bozulan bir maden gibi insan da saflığını kaybediyor.
Kimliğini kaybediyor demeyelim de başka kimliklerin gölgesinde çıkıyor. Ya da güneş ışığı geçmeyen başka kimliklerin gölgesinde yaşamaya başlıyor.
Oysa o zamanlar hemen büyümek büyümek istiyor. Ama biz büyüyüdük kirlendi dünya diyorlar.
Şimdiki aklım olsa derler ya.
Ben derim ki bir kaç yıl sonraki aklım şimdi olsa.
Şimdiki aklım o zaman olsa yaptıklarımım aynısının kaç katını o zaman ypardım.
Evet..
Bu kasaba, bu insanlar, bu şehir...
Bambaşka bir şehir olarak aynı saflıkla içimde yaşayacak ama...
Ben aynı saflıkta olmayacağım...
Kabul ediyorum. Yıllar beni de yendiler. Beni de kaptı gitti bir nehir...
Öyle saf halimim bir çocukluk sureti bu topraklarda kaldı...
Bu şehrin ayak izlerinde benim de bir izim, kubbesinde benimde bir sesim kaldı...
Belki hoş belki hoş değil ama bende çok iz bıraktım.
Kahvede çay içtğim bardaklar. Kırılmadıysa tabi...
Ve birden ağan yağmurlar...
Bir sarhoş gibi esen rüzgar...
Dağları, tepeleri....
Oysa o zamanlar kaçmayı hiç düşünmemiştim...
Şimdi kalbim kırık aşklar hücresi...
Ve bu şehir...
Bu şehir...
Şimdiki hali bana...
Sen burda bir yabancısın der gibi...
Yum gözlerini bir daha açma...
Arkana dön....
Bin git diyor...
Kaçıyorum....
Bir vahşi at gibi dört nala...
Hayalimle kalan siluetiyle vedalaşıp...
Kaçıyorum...

Ama bilsin bu şehir sende içtiğim biraların şerefine..
Sende içmediğim şehirlerin sana selamı var...
Sendeki sarhoşluğum bütün şehirleri sarhoş yaptı...