- Kategori
- Bebek - Çocuk
Çocukta özgüven...

"Anne bunu mutlaka yaz" dedi oğlum. “Oğlum beni ağlattı” isimli blogtan sonra epey içerlemiş sanırım. Bir de o yazı en çok okunan olunca, kötü imajını düzeltmek adına, onunla ilgili güzel bir yazı olsun istedi galiba. Bilgisayarı açar açmaz yanıma gelip blog raporlarına bakıyor. Kaç kere görüntülenmişiz, yazılar kaç kez okunmuş? Özellikle kendi ile ilgili yazıları mutlaka takip ediyor.
Kendine güvenen ve becerikli bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız, çocuğunuzun istediği işleri yapmasına izin vereceksiniz. Öğretmenliğimin ilk yılında bir anaokulunda çalışmış, beş yaşında elbiselerini giyinebilen öğrencilerin yanında, kaşıkla ağzını buluşturamayan öğrenciler de görmüştüm. Her işi anne-baba yada bakıcı yaptığı sürece çocuğun öğrenmesi beklenemez. Eğitimde "yaparak-yaşayarak öğrenme" en etkili öğrenme biçimidir.
Bir süredir oğlum babasıyla birlikte salata yapıyor, bundan da çok keyif alıyordu. Ben küçüklüğünden beri onun eli değen her yemeğin ballandığını, lezzetli olduğunu söylediğim için de, elini değdirmekten, yardım etmekten büyük haz alıyor. Öyle ki bezelye, barbunya ayıklama, taze fasulye kırmada, yeşillikleri ayıklamada bana yardım eder, sonra o yemeği yerken de büyük keyif alır. Babasına ve bana balım geçmiş mi diye de sorar...
Bugün yeşillikler için kullanılan plastik bıçaklardan aldık. Böylece elini kesme olasılığı da sıfırlanınca, salatanın bütün sorumluluğunu aldı. Malzemeleri yıkadı, doğradı, yağını, tuzunu, limonunu da koydu ayrıca. Bazen blogta yayınlarım diye yaptığı yemeklerin resmini çeken annesi gibi, salatasının resmini çekmeyi de ihmal etmedi.
Üst katımızda oturan oğlumun halası biri 26, diğeri 19 yaşında olan oğullarının beceriksizliğinden yakınır ve oğlumun çok becerikli olduğunu söyler. Aslında beceri dediğimiz şey tecrübe değil mi? Hiçbir şeyi yapmadan, denemeden öğrenemeyiz. Oğlum 4–5 yaşında evde toz alabilirdi. Oyuncaklarını toplar, odasını düzenlerdi. Geçen yıl kahvaltı hazırlamaya başladı. Arada kırılan dökülenleri önemsemezseniz bir süre sonra kazalar da olmuyor zaten. Onun yapabildikleri karşısında duyduğu mutluluk ve özgüven görülmeye değer. Başardım demenin sevinci yeter. Diğer taraftan annemin oğullarına yaptığı gibi, erkek çocuk iş yapmaz zihniyetini hiç tanımıyor. Bu da demektir ki ileride hem kendi kendine yetecek, hem de eşiyle paylaşımda bulunacağı için mutlu olacak, mutlu edecek.
Evet, benim oğlum artık çok güzel salata yapıyor. Biz onunla gurur duyuyoruz. Ailede yardımlaşma ve dayanışma içinde birbirimize zaman ayırabiliyoruz.
Çocuklara duyulan güven onların hata yapma oranını da düşürüyor sanırım. Babamın sürekli bana “Benim kızım akıllıdır, yanlış bir şey yapmaz” sözleri yüzünden hep dikkatli olmam gibi. Onu, 16 yaşında kaybettikten sonra bile bu dikkatim devam etmiştir. Biz yetişkinler içinde öyle değil midir? Size güvenildiğini hissediyorsanız, sorumluluğunuz artar, daha dikkatli olmaya başlarsınız. Okulda idarecilerin güvenini bildiğim için, hatasız çalışmaya uğraştığım gibi, velilerimin güvenini bildiğim için ,çocuklar için elimden geleni yapmam gibi, Milliyet blogta güvenilir üye olup editör kontrolü olmadan yazı yayınlıyor olmanın, benim yazılarımı yayınlamadan 5–6 kez okumama neden olduğu gibi.
Çocuklarımıza güvenelim, onlara başarmanın zevkini yaşatalım. Yanlışta yapsa, arada kırsa, dökse de sonunda doğrusunu bulacaktır. Ve güvenimizi boşa çıkarmayacaktır.