Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '15

 
Kategori
Siyaset
 

Cumhurbaşkanı'nın meydanlara inmesi "tarafsızlığını" bozuyor mu?

Cumhurbaşkanı'nın meydanlara inmesi "tarafsızlığını" bozuyor mu?
 

internetten alınmıştır


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim sahasında olması, muhalefeti müthiş rahatsız ediyor...

Cumhurbaşkanı, seçilmeden önce söylediği gibi farklı bir Cumhurbaşkanı portresi çiziyor ve meydan meydan geziyor.

Bu durumu Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlığı ile bağdaşmadığı gerekçesiyle, AK Parti dışındaki tüm partiler, bazan haddi aşan ifadelerle Cumhurbaşkanına yükleniyor.

Sorunun iki temel nedeni var; birincisi özellikle 1960 darbeciliğiniden sonra, Cumhurbaşkanlığının tamamen sembolik ve hiç bir şekilde siyasete bulaşmayan bir yapıya oturtulmuş olması ve günümüz siyasetinin buna alışmış ve bunu kabullenmiş olması.

İkincisi; Tayyip Erdoğan'ın milletten aldığı yetkiyi, hangi şartlar altında olursa olsun sonuna kadar kullanan bir kişilik sahibi olması.

Bu iki temel nedene, bir de siyaset içi ve dışı tüm muhalif kesimlerin hedeflerine Tayyip Erdoğan'ı koymuş olmasını eklerseniz, bugünkü meydan savaşlarını anlamak daha kolaylaşacaktır.

Tayyip Erdoğan'ın alışılmışın aksine ve vaadettiği gibi sıcak siyasetin içinde olması ve muhalefetin de bunu bir haksızlık ve tarafsızlık olarak görmesi halk nezdinde nasıl karşılık buluyor?

Halk, gerçekten de Cumhurbaşkanı'nın meydan meydan gezerek muhalefetin söylemlerini eleştirmesinden rahatsız mıdır; yoksa, bu rahatsızlık sadece muhalefet partilerinde mi var?

Aslında bu soruların gerçek karşılıklarını 7 Haziran günü almış olacağız...Ama şimdiden bir şeyler söylemek gerekirse, geniş toplum kesimleri de yeni cumhurbaşkanlığı konseptine alışmaya çalışıyor.

Onlarca yılın suya sabuna dokunmaz cumhurbaşkanlığı alışmışlığından, Tayyip Erdoğan'ın taşıdığı, halk tarafından seçilmiş ve siyasetin merkezinde duran yeni cumhurbaşkanlığı anlayışına geçmeye çalışıyor halk...

Cumhurbaşkanı'nın miting meydanlarını eskisi gibi doldurmasına bakılınca, halkın önemli bir kısmının-en azından Tayyip Erdoğanı seçen kısmının- çoktan bu durumu kabullendiğini söyleyebiliriz.

Aslında bu durum, hedefteki Başkanlık sistemine de bir alıştırma süreci özelliği taşıyor...Şurası bir gerçek ki, ister Başkanlık sistemine geçilsin, ister geçilmesin artık b ülkede "klasik cumhurbaşkanlığı" konsepti bitmiştir.

Halkın oylarını alarak o makama gelmiş hiçbir cumhurbaşkanı, Meclis'teki uzlaşmalarla seçilmiş, bu bakımdan da TBMM'nin vesayetinde bulunan bir cumhurbaşkanı gibi olmaz Türkiyede...

Nasıl olacak ki....Ben halkın yüzde 52'sinin oyunu almışsam, benden daha az oylar alan siyasi partilerin vesayetinde olmayı kabullenir miyim?

İster Tayyip Erdoğan olsun, ister bir başkası....Bundan sonra, meydan meydan gezerek halktan oy toplayan ve böylece Cumhurbaşkanlığı makamını kazanan biri, asla bir Fahri Korutürk veya A.Necdet Sezer olmaz...

Cumhurbaşkanlığı ve siyasal partiler arasındaki iktidar bölüşümünden kaynaklanacak muhtemel sorunları aşmak için yapılması gereken, başkanlık sistemine geçmektir artık...

Türkiye bu yola girmiştir... Bu yolun dönüşü yok... Cumhurbaşkanı seçimle geldiği andan itibaren, Türkiye için Başkanlık sistemi fiilen başlamıştır.

En iyisi bunu "resmi" hale de getirerek kafa karışıklığından kurtulmak olacaktır...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..