Cumhuriyet…

Turgut Özakman’ın Türkiye üçlemesi diye de bilinen üç kitabının sonuncusudur. Birinci cildidir. İki cilt olacak.

Objektif bilim adamları Milli mücadele ile başlayıp Cumhuriyetle seren bu dönemi Türk mucizesi diye adlandırıyor.

Bu birinci ciltte, büyük zaferden Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna kadar gelişen olaylar anlatılıyor.Bir yanda Cumhuriyetçiler var. Öte yanda bu daha iyi, daha insanca, daha onurlu düzeni istemeyenler. Ders ve ibret verici bir dönem. Bu dönemi bilmeden sonraki olayları hatta günümüzü değerlendirmek zor olur.

Emperyalizmi, paralı askerlerini, işbirlikçilerini yenmek, bu hayasızca akının kökünü kazımak,

Kurtuluşun sadece bir parçasıydı. Gerçek kurtuluş için batı ülkeleri ile baş edebilecek kadar güçlü olmak, yoksulluğu, ilkelliği, geriliği, çağ dışılığı, bilgisizliği yenmek, aklı özgür kılmak, aydınlanmayı yaşamak, bağnazlığa son vermek, hoşgörüyü yerleştirmek, kadın erkek eşitliğini sağlamak, yüzde 93 okur yazar olmayan halkı bilgilendirmek, eğitmek, yurttaş olmalarını sağlamak, millet olmak, sanayileşmek, salgın hastalıkları kırmak gerekiyordu.

Bunlar ancak barış döneminde yapılabilirdi.

Bunun için Türkiye’yi parçalamak adına çok çeşitli planlar hazırlanmış, uygulanmış, ve sonunda yenilmiş Müttefiklerle önce ateş kes, sonrada barış masasına oturmak gerekiyordu.

Yoksul Türkiye’nin zaferi bütün mazlum ülkeleri etkilemiş, Müttefikler, yani emperyalizm bundan çok rahatsız olmuştu. Barış için çok zorluk çıkardılar. Sevr’in yumuşatılmış bir örneğini kabul ettirmek için uğraştılar.Hatta İngiltere, Çanakkale olayını bahane ederek dünyayı yeniden Türkiyeye karşı savaşa davet edecekti.

Mudanya antlaşması ve Lozan antlaşması görüşmeleri sırasında müttefiklerin tutumları, davranışları, oyunları, tuzakları, üslupları unutulmaması gereken olaylardır. Lozan bu yüzden eşine rastlanmayan bir mücadele ve boğuşma ile geşmıştir. Kuva-ı milliye ruhu ile emperyalizm Çanakkaleden, Anadoludan sonra Lozanda da galip gelmiş, deyim yerinde ise barış, Emperyalizmin midesinden söküp çıkarılmıştır.

Turgut Özakman saf, duru, abartısız, akıcı anlatımı ve anlattığı her olayı bir veya birkaç belgeye dayandırması ile bize adeta tarih dersi veriyor.

O günleri iyi anlamanın bu günleri yorumlamak için şart olduğunu düşünüyorum.

Teşekkürler Turgut Özakman.

2009-11-23