- Kategori
- Haber
Cumhuriyet ve Demokrasi güçlerine çağrı

Dün (13 Nisan 2007) Cumhuriyet Gazetesi'nin iç sayfalarında tam iki sayfalık bir ilan vardı: "Cumhuriyet ve Demokrasi Güçlerine Çağrı: Cumhuriyeti koruma ve demokrasiyi yerleştirme için güçbirliği projesi sol demokratik iktidar seçeneği oluşturmak için siyaset felsefesi/ideolojisi çerçevesi"
Yazısının ilk bölümünde "2007 Nisanında ülkemize baktığımızda gördüğümüz tablo" diye başlayan ve 8 maddeden oluşan gerekçeler bulunuyordu. "Kitlesel sol/Sosyal demokrat/Sosyalist eğilim alanında" diye başlayan "Oluşumun öğeleri" sıralanmıştı.
Sol iktidar seçeneğini oluşturmak için, oldukça uzun olarak kaleme alınmış yazıda oluşumun çerçevesi net bir şekilde çizilmişti.
Server Tanilli ve Bilsay Kuruç adlarıyla başlayan, yazının altındaki imzalar solun geniş bir yelpazesini içeriyordu. İmzalar 7 satır olarak yayınlanmış ve adların arasında virgül bulunmuyordu. Adların hepsi özenle seçilmiş. Her satırın temsil ettiği bir anlamı vardı. 3. satırdaki imzaların ise çok özel bir anlamı bulunuyordu: Sezen Öz, Ülker Yurdakul, Güldal Mumcu, Nilüfer Kışlalı, Şengül Hablemitoğlu.
Bu oluşum yayınlandığı ilk gün, ülkemizin yoğun gündeminde çok yer bulamadı, ancak önümüzdeki günlerde çok konuşulacak.
Yazısının ilk bölümünde "2007 Nisanında ülkemize baktığımızda gördüğümüz tablo" diye başlayan ve 8 maddeden oluşan gerekçeler bulunuyordu. "Kitlesel sol/Sosyal demokrat/Sosyalist eğilim alanında" diye başlayan "Oluşumun öğeleri" sıralanmıştı.
Sol iktidar seçeneğini oluşturmak için, oldukça uzun olarak kaleme alınmış yazıda oluşumun çerçevesi net bir şekilde çizilmişti.
Server Tanilli ve Bilsay Kuruç adlarıyla başlayan, yazının altındaki imzalar solun geniş bir yelpazesini içeriyordu. İmzalar 7 satır olarak yayınlanmış ve adların arasında virgül bulunmuyordu. Adların hepsi özenle seçilmiş. Her satırın temsil ettiği bir anlamı vardı. 3. satırdaki imzaların ise çok özel bir anlamı bulunuyordu: Sezen Öz, Ülker Yurdakul, Güldal Mumcu, Nilüfer Kışlalı, Şengül Hablemitoğlu.
Bu oluşum yayınlandığı ilk gün, ülkemizin yoğun gündeminde çok yer bulamadı, ancak önümüzdeki günlerde çok konuşulacak.