Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '07

 
Kategori
Siyaset
 

Cumhuriyet ve demokrasi

* Uzlaşma-İnatlaşma ve Cumhuriyet’i korumak...

** Ne haki yeşili-Ne türbe yeşili-En güzeli demokrasi

çiçekleri...

*** 29 Nisan Cumhuriyet Bayramı

Bu haftaki yazımın bir başlığı ve üç alt başlığı var...

Türkiye her an değişen siyasi olaylarla çok kritik günler yaşıyor.Bir anlamda tarihe tanıklık ediyoruz.

Siyasi kriz kelimesi olayları açıklamaya yetmez.Kökten bir değişim yaşandığının işaretleri var.

Krizi ve köklü değişimi tetikleyen 11.Cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidarın ve muhalefetin hataları oldu.

Mart ve Nisan aylarında yazdığım yazılarda Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili düşüncelerimi açıkladım.

14 Mart 07 tarihli “SİYASET OYUNU” başlıklı yazımda;

“İktidar ve muhalefet siyaset-seçim oyununu sürdürürken oyun sahnesinin dışında neler oluyor ? Türkiye’nin gerçek sorunları bu siyaset oyununun gölgesinde kaldığından gündeme bir türlü gelmiyor, konuşulamıyor, yazılamıyor…Çünkü “koyun can derdinde kasap et derdinde.” Onlar seçim vatandaş geçim derdinde.

...

İktidarın bu sorunları çözecek gücü yok.Muhalefetin de hiçbir somut önerisi ve çalışması yok.Varsa yoksa siyaset-seçim oyunu…Onları izlemeye devam edin…”

28 Mart 07 tarihli “CUMHURBAŞKANI ADAYIMI AÇIKLIYORUM” yazımda;

“Siyaset oyununu terk etmiş bir seyirci, bir yurttaş olarak gönlümdeki adayı açıklayarak bu yazıyı bitireyim.Bir kere zaman zaman sigortası atan, bana göre çağdışı görüşleri olan Sayın Başbakanı asla Çankaya’da görmek istemiyorum…Gönlümdeki aday çağdaş bir yaşamı savunan, bu ülkenin temel meselesini eğitim olarak gören bu konuda yüreklice çalışan güzel insan Sayın Türkan SAYLAN’ı Çankaya’da görmek istiyorum.Bir yurttaş olarak benim görüşüm ve isteğim de bu.”

11 Nisan 07 tarihli “ÇELİK ÇOMAK OYUNU MU SEÇİM Mİ ?” başlıklı yazımda;

“16 Mayıs’ta da Türkiye’de tek partinin seçtiği tek aday (seçime iki hafta kala kim olduğu hala belli olmayan) Çankaya’ya çıkacak.

Ne seçim kampanyası, ne yarışma, ne uzlaşma… Ne demokrasi ama…”

25 Nisan 07 tarihli “ 4 OLAY, 4 FOTOĞRAF, 4 KISA YORUM” başlıklı yazımda;

“87 yıl sonra TBMM’nin haline bir bakın...Seçim yasalarının garabetinden yüzde 34 oyla TBMM’nin çoğunluğunu ele geçiren AKP’li milletvekilleri Türkiye’nin 11.Cumhurbaşkanı’nı seçecek.Ama seçimlere iki gün kala hala kimi seçeceklerini bilmiyorlar.11.Cumhurbaşkanı’nı bir kişi biliyor.Herkes onun ağzından açıklanacak ve tek bir işaretle seçilecek Cumhurbaşkanı’nı bekliyor. 87 yıl sonra TBMM’nin ve demokrasimizin haline bakın...Bu yöntemle seçilecek bir Cumhurbaşkanı kim olursa olsun benim için bir şey ifade etmiyor.Bu olaydaki kusurun büyüğünün iktidar partisi ile Ana muhalefet partisi liderine ait olduğunu düşünüyorum...”

Bu yazılarımda ve diğerlerinde işin özünde Cumhurbaşkanlığı seçim sisteminin yanlış olduğunu Fransa’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de örnek vererek açıklamaya çalıştım.

Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’nin yaptığı halkla ve muhalefetle uzlaşma yerine siyasi dayatması ve Cumhuriyet’in temel ilkelerini hiçe saymadaki inadı, başta ana muhalefet partisi olmak üzere diğer partilerin çözüm üretmekteki beceriksizlikleri, seçimin özüne inmek yerine olayı çelik çomak oyunu olarak kabul etmeleri sonucu 27 Nisan’a geldik.

AKP iktidarı hadi benim gibi düşünen yüzlerce yazarı ve düşünen adamı ciddiye almadı.

Ama Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan’daki Basın Toplantısını da 14 Nisan’da Tandoğan’a toplanan milyonlarca insanın verdiği mesajları da almadı, hatta küçümsedi.

AKP yüzde 34 oyla ele geçirdiği TBMM çoğunluğuna güvenerek, kendisine oy vermeyen yüzde 66’ya rağmen, 84 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ikelerinin başında gelen laikliği ortadan kaldırmak için, Türkiye’nin çağdaş kazanımlarını geri götürmek adına ABD emperyalistlerini ve AB sömürgecilerini memnun etmek adına inadını sürdürdü.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendisi aday olmadı ama AKP'yi birlikte kurdukları en yakın arkadaşı Abdullah GÜL’ü Cumhurbaşkanı adayı ilan etti.

Tek adayla, dayatmayla, inatla, halkla ve muhalefetle uzlaşma aramadan yapılan seçim, seçim olur mu ? Olamaz...Bu dayatmanın tek çözümü mahkemeye gitmek midir ? Değildir.Benim düşünceme göre bu olayda iktidar kadar muhalefet te sorumludur.

Eskiden bu durumlardan rahatsız olan askerler geceyarısı tankları harekete geçirerek, radyoyu, televizyonu ele geçirir ve darbe yapardı.27 Mayıs 60 ve 12 Eylül 80’de olduğu gibi.

Eee artık dünya da değişti, teknoloji de.Artık internet çağındayız.

27 Nisan gece yarısına doğru Genelkurmay’ın internetteki web sayfasına bir basın açıklaması gündeme bir bomba gibi düştü.

Ben kendi adıma bu basın açıklamasındaki hassasiyetlere hak veriyorum.Ama siyasal düşünceleri 40 yıldır solda olan bir insan olarak asla bir askeri darbeyi savunamam.Türkiye’nin sorunları asla askeri darbelerle askeri yönetimlerle çözülemez.Cumhuriyet’in koruyucusu da sadece askerler değildir.Türkiye’nin sorunları demokrasi ile çözülür.Cumhuriyet’i korumak ta 14 ve 29 Nisan’da olduğu gibi halkın görevidir.Halk bu görevinin de bilincinde olduğunu da göstermiştir.

Cumhuriyet’e ve Demokrasiye sahip çıkan milyonlarca insan 14 ve 29 Nisan’larda yazımın ikinci alt başlığı olan sloganı atmıştır ki aynen katılıyorum...

Ne haki yeşili-Ne türbe yeşili-En güzeli demokrasi çiçekleri...


29 Nisan Pazar günü İstanbul Çağlayan Meydanı’ndaki Cumhuriyet mitingindeki milyonlarca insandan biriydim.O bayrak selini, o coşku selini, Cumhuriyet’i korumadaki o kararlılığı, insanca korkuyu, güveni, mutluluk göz yaşlarını görmeliydiniz, yaşamalıydınız...O mitingi hiç bir siyasi parti düzenleyemez.O kendiliğinden bir mitingdir.O miting te AKP iktidarının uygulamaları, laiklik ve Cumhuriyet’e karşı siyaseti eleştirilmiştir.

Ama aynı zamanda muhalefet partilerine “BİRLEŞİN !” mesajı verilmiştir.

Benim için İstanbul Çağlayan Cumhuriyet mitingi bir Cumhuriyet Bayramı’dır.Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun !

1 Mayıs İşçi Bayramı’nı da kutluyorum...30 yıl önce 1 Mayıs 77’de katledilen insanlarımızı da saygılarımla anıyorum.


İZNİK DOĞUŞ GAZETESİ- 2 MAYIS 07


 
Toplam blog
: 28
: 1087
Kayıt tarihi
: 11.03.07
 
 

Cennet Gökova’nın tam ortasında bulunan Mazı Köyü’nde yaşayan, bahçesinde her türlü sebzesini, rakıs..