Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Cumhuriyete sıkılan kahpe kurşun. Kubilay olayı…

Cumhuriyete sıkılan kahpe kurşun. Kubilay olayı…
 

Mehmet Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevkinin şahsında cumhuriyetimize sıkılan hain kurşunun seksen birinci yıl dönümündeyiz. Emperyalistlerin beslediği bu gerici kalkışma üç değerli vatan evladını aramızdan aldı. Ancak bu zavallıların anlamasının mümkün olmadığı bir durum olarak yaşayan, doğan her Türk evladının vatan sevgisini, cumhuriyet aşkını pekiştirdi.

Olayın seyrini isteyen belgelerden takip edebilir. Hatta daha da orijinal belge görmek isteyenlere Genel Kurmayın, http://www.tsk.mil.tr/menemen/index.htm linkini öneririm. Orada, o günlerde yazılmış orijinal belgeleri görüp inceleyebilirler.

Emperyalizmin en sadık kulu gericiliktir. Karıştıracakları, yıpratacakları her ülkede gericiliğin o ülkeye ait versiyonunu kullanırlar.

"Gericilikle neyin kast edildiği toplumumuz tarafından tam bir muammadır. Bazı aklı evveller, namaz kılan Müslüman'ı gericilikle itham etme zavallılığına düşüyor. O vatandaşımızda bu nitelendirmenin rahatsızlığını yaşıyor. Sanıyor ki kastedilen kendisidir. Dini vecibesini yerine getiren kişi gerici değildir. Camiye giden namazını kılan, ülkesini seven ve bağımsız bir Türkiye'yi kuramazsak namazın kıldırtılmayacağını bilen kişiye gerici denilemez. Gerici, halkı ezenler, kandıranlar, dilenme ekonomisi yaratarak köleliğe mahkûm edenlerdir. Kendi kişisel çıkarları uğruna halkı din elden gidiyor diye kandıran, kendine şeyh,  şıh, molla gibi isimler takan işbirlikçilerdir. Onların içinde doğaları gereği vatan sevgisi yoktur. İnsan sevgisi yoktur. Kendilerine zararı dokunsun babalarını bile satarlar. Bizde neden gericiler hep halkı din ile kandırmaya çalışır, hiç düşündünüz mü? Osmanlı döneminin son yüzyılına bakın. Savaşlar hep yenilgi ile bitiyor. Savaşa gidenlerin çok büyük çoğunluğu ölüyor. Bu arada kendine bir tekke, zaviye açan ben mollayım oyum buyum diyerek askere gitmiyor, vergi vermiyor, dahası,  padişahtan halk üzerinde propaganda ile baskı kurduğu içinde destek görüyor. Son dönemde Anadolu bu üçkâğıtçılardan geçilmiyor. Sizin anlayacağınız onlara hep lale devri. Mustafa Kemal bu fitne yuvalarını ortadan kaldırdı. Bu yüzden de Mustafa Kemal’e cumhuriyete karşı kin ve nefret doluydular.

İşte bu durum emperyalistlerin tam da istediği şeydi. Daha evvel Kürt beylerini kışkırtarak bölmeye yok etmeye çalıştıkları Türkleri artık irtica ile de bölmeye çalışacaklardı. Kubilayın şehit edilmesiyle birlikte bunun böyle olacağı ortaya çıkıyordu. Günümüze kadarda bu politika devam ediyor. Bakınız irticanın yayın organı gazetelere, utanmadan, sıkılmadan, bütün belgeler açık ve ulaşılırken hala olayı saptırmaya, oraya buraya çekmeye çalışıyorlar.

Oysa din elden gidiyor naraları ile saldıranlar şehit ettikleri Kubilay’ın başını kesiyor ve “bunların kanını içmek helaldir” diyerek içiyordu. Bu mudur din? Bu mudur din adına yapılması gereken şey?

Gericiliğe karşı mücadele, emperyalizme karşı olmadan verilemez! Bu gerçek özgürlüğü sağlamanın, gericiliği defetmenin tek yolunun bağımsızlığımızı kazanmaktan geçtiğini gözler önüne sermektedir.

Gericiliğe taviz vermek ve tahammül etmek yok. Gericilik nasıl alt edilir? Tavizler vererek, "taleplerini kabul edelim gündemden kalksın" diyerek mi? Yoksa toplumu dönüştürerek, devrimci irade ile mi alt edilir? Bugünün önemli tartışma noktası buradadır. Terör ile ülke kalkınmasına inanılmaz sekte vuran gericilere karşı hükümetin bu gün güttüğü politikalar doğru mudur?

Mustafa Kemal'in bütün bu sorulara cevabı bellidir: "Gericiliği nerede görsem tepelerim, tepelerim, tepelerim." Her devrimin gericilikle bir hesaplaşması vardır. Cumhuriyete kast eden yobazlar tepelenmiştir. Cumhuriyete kast edenlere taviz vermek yok, tahammül etmek hiç yok! İşte bu yüzden sevgili okur gericiler Mustafa Kemal düşmanlarıdır. Hatta daha da ileri giderek denebilir ki, kim Mustafa Kemal düşmanıdır, bil ki o gericidir.

Menemen’de, 23 Aralık 1930 tarihinde yürekli, aydın, cumhuriyet öğretmeni Kubilay’a yapılan, insanın kanını donduran bu olayın tek bir adı vardır: VAHŞET!

Ortaçağ karanlığının savunucuları bilsinler ki, devrimin savunucuları öldürmekle tükenmez, yok edilemez. Karanlık savunucuları sadece kendi karanlığında boğulur giderler, zavallı olduklarının farkına varmadan.

İzmir  2011

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..