- Kategori
- Şiir
Çürüme karşısında irkilme!

Görsel kaynak: www.onedio.com
"Neyin var?" dedi baba kızına,
"Hiç!" dedi kız önce,
"Yok yok, var bir şey, baksana"
Kirpiklerin inmiş ve yapışmış sanki
O masmavi gözlerinin akına
"Tek cümle ile..." dedi kız,
çırpındığı ergenliğin eşiğinde(n) sızlanarak
"Çürüme karşısında irkilme ve ardından gelen
tiksinmedir bu" dedi, hafifçe kızararak.
Dalında taze kirazlar gibi tüm doğru bildiklerim,
öyle diye öğrendiklerim
Gerçeklik evreninden hızla kovulmaktalar.
İçinde acımsı tatlar barındırmakta artık
henüz şu 21'lik hayatımda bile
Ve güzel şeyler anımsamak istediğimde
Yüzümü sadece geçmişe baktıran
Es kaza dönsem onu geleceğe
İçimi kanattıkça kanatan
Zifiri bir karanlığın içindeyim!
Oysa hep geleceğin ışıklı ufkuna
uzanmak isterdi ellerim(iz)
Bu mahalle baskısı, çevremde
bu, Tanrı'yı bile şerle yorumlayan,
Bırak fikirleri, düşleri dahi tutsak eden
kapalı bir toplum içinde
Toprağın öptüğü çocuklar olmaktayız
Git gide...
Beyaz, çorak, kumumsu bir toprağın içinde,
hayali hurma ağaçları gölgesinde,
Avutucu ilahiler okunmakta sanki
Ta şimdiden başucumuzda
çağdaş senfonilere duyarlı hassas kulaklarımıza.
Biz, bu ülkenin kabir gelincikleri
henüz gencecikken boynumuz bükük,
rengimiz soluk!
Durmadan soruyorum kendi kendime
" Bu dünya bizim dünyamız mı?
Bu hapishane, bu tımarhane, yer yer mezbaha
Kimin eseri!
Tanrının mı yoksa insanların mı?
Ve hangi geçmiş zamandan doğdu
bu şimdiki zaman" diye...
"Tek sen değilsin kızım, inan ki!" dedi baba
"Kayıp nesil dedikleri" işte böylesi bir şeydir,
Bilesin
İstersen yakın - ve uzak- tarihe bir bak.
Ama yine de pes etmeyip
İçindeki o güneşli sesi dinleyesin!
Ve unutma
"...Işıksın sen, aydınlıksın, kendi kurtuluşunsun!" (*)
İ. Ersin KABAOĞLU,
28 Nisan 2015, Ankara
Blognot: (*) Son dize bir Hasan Hüseyin Korkmazgil dörtlüğünden alınmıştır.