- Kategori
- Öykü
ÇYK/A-42 Mahkeme ve Karar 2/9
İlhan,
--Biz vekâletname vermek için geldik. Yalnız birisi daha gelecek, buraya gelecek dedi.
Yazıcı delikanlı gelen çaycıya çay söyledi. Beş dakika sonra gelen çaylara şeker atıp karıştırırken Kubilay Bey selam vererek içeriye girdi.
--Çocuklar benim fazla vaktim yok, haydi hemen vekalet için notere gidelim dedi.
Elvan ile İlhan ellerindeki çaylardan birer yudum daha aldılar ve kalktılar. Merdivenlerden indiler ve sokağa çıktılar. Kubilay bey hızlı hızlı notere gidiyorlardı ki birden durdu ve
--Tüüüüh dedi, ben Nüfus cüzdanını almayı unuttum dedi. Sesinde üzgün bir titreşim vardı.
--Ben getirdim baba, annem benimkini verirken seninkini de verdi aldım geldim dedi.
Kubilay Bey bu habere hazine bulmuş gibi sevindi ve Elvan kızın gözlerinin içine bakarak,
--Ah benim akıllı, düşünceli kızım diyerek sevgisini gösterdi. Hadi madem notere gidelim de bir an önce vekâletnameyi verip işime dönmem lazım. Müdürden sadece iki saat için izin alabildim dedi.
İlhan müstakbel eşi ile kayınpederini dünkü gittikleri notere götürdü. İkinci kattaki büroda birisi erkek birisi kadın iki memur vardı. Erkek olan daktiloda bir şeyler yazıyordu, kadın memur ise yan taraftaki açık bir kapıdan çıktı geldi. Elindeki evrakları masasının üzerine koydu ve kocaman kocaman kaşeleri hızlı bir şekilde kâğıtların üzerine bastı. Sonra da eline aldığı numaratörün son çarkını çevirip sayısını bir atlatarak değiştirdi ve masanın üzerindeki imzalı tüm evrakların baş taraflarına bastı. Neredeyse kâğıtların yarısı mavi renkli mürekkeple kaplanmıştı. Sonrada evrakları iki takıma ayırarak bir takımını getirip aradaki bankın arkasında oturan adama uzattı. Evrakları alan adam hızla kapıdan çıkıp giderken İlhan’a,
--Sizin ne işiniz vardı diye sordu. Aklından ne geçiyordu bilinmez ama bakışları çok yumuşaktı.
--Biz vekâletname için geldik dedi. Elvan ve babası avukata vekâlet verecekler.
--Ne için vekâleti verecekler, kime ve niçin veriyorlar vekâleti diye sordu. İlhan’a çevrili gözlerindeki bakışları cevap bekliyordu.
Kubilay Bey cebinden mahkeme tebligatını ve avukatın kartını çıkartıp bankın üzerine koydu ve Elvan da çantasından çıkardığı tebligatı banka koydu. Noter memuru önce bankın üzerinden aldığı evraklara baktı ve sonra da kartın üzerine bakarak, Kubilay ve Elvana bakarak,
--Bu davalar bakmak için vekâletname düzenlenecek dedi. Kubilay Bey,
--Kartın arkasında da bazı şeyler yazdı avukat dedi. Memur kartın arkasını çevirip baktı ve
--Tamam, şimdi her şey belli oldu dedi. Nüfus cüzdanlarını getirdiniz mi?
Kubilay Bey ile Elvan Nüfus cüzdanlarını çıkararak aradaki bankın üzerine koydular. Memur onları da alarak masasının başına gitti ve koltuğuna oturup evrak selesinden aldığı iki kâğıdın arasına karbon kağıdı koyarak daktiloya taktı ve Nüfus Cüzdanlarına baka baka hızla bir şeyler yazdı. Sonra da kartın arkasındaki kelimeleri okuyarak onları da kâğıda aktardı. Kubilay Bey, kızı Elvan ve İlhan gözlerini ondan ayırmadan amaçsız bir şekilde bakıyorlardı. Birisi çıkıp ta “Niye bakıyorsunuz, amacınız ne”diye sorsa hiç birisi de “Hiiiç, öylesine bakıyoruz”dan daha anlamlı bir cevap veremezdi.
Bir ara noter memuruna bakmaktan vazgeçtiler, zaten Elvan’ın aklına kadın memurun “Ne işiniz vardı”diye sorarkenki bakışları geldi. Sadece dün gelmişti buraya ama kadın İlhan’ı dün görmüş gibi değil de bu gün ilk defa görmüş gibi davranıyordu. İçinden “İlhan’ı yarın da görürse nasıl davranır acaba“diye düşündü. Sonra da kendine güldü, “Adamı ilk defa gördüğüm, evli mi bekâr mı, adını sanını bilmediği bir kadından kıskanıyorum”diye düşündü.
Üçü birden bankın beri tarafındaki bankta kendi dünyalarında sessizce otururken ne kadar zaman geçtiğini anlamadılar. On dakika kadar bir zaman geçtikten sonra masanın üstünde daha önceleri stampalara basılarak vurulan damgalar ve tarih kaşelerinin sesinden sonra Aradaki yüksek banka yaklaşan topuklu bir ayak sesinden sonra bankın üstünde beliren genç kadın, önce hafifçe öksürdü ve,
--Kubilay Gemicioğlu ve Elvan Gemicioğlu vekâletnameniz hazır diyerek seslendi.
Üçünün birden başları bankın üst kısmına yöneldi, Noter memuru tekrar bir makbuz kesmek için eğildi. Kestiği makbuzun birinci suretini kopararak aradaki bankın üstüne koyarken,
--Atmış yedi lira otuz beş kuruş dedi.