Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '07

 
Kategori
Siyaset
 

Dağ Kültürünün Açmazı

Bugün aşiret reisleri, Kuzey Irak halkını avuçlarının içinde tutamamanın korku ve telaşı içindedir. İnsan kaynaklarını ve onlar üzerindeki tahakkümlerini kaybetmek istemiyorlar.

Çünkü feodalitenin son temsilcisi aşiret reisleri, ihtiraslarını tatmin için nerdeyse yüz yıldır dağ kültürüne mahkum ettikleri Kuzey Irak’ın fakir, yoksul, ezilmiş ve kırdırılmış insanlarını artık avuçlarının içinde tutamayacaklarını idrak etmişlerdir.

Kuzey Irak’ın yeni nesil insanları, çağdaş dünya ile yoğun etkileşim içine; artık her özgür ve onurlu birey gibi, kendisi ve ailesi için güvenli ve insanca bir yaşamın arayışı içine girmişlerdir.

“<ı>Dağın, daima ‘Başkalarının kullanımı için bir insan imalathanesi...’ olduğunu söyleyebilirsiniz fakat daha önemlisi, alçak düzlüklerdeki medeniyetlerin pervanesi olduğunu her zaman için kabul etmek gerekir. Ne var ki; kentlilerin bu avantajı kullanmak gibi bir endişeyi çoğu zaman taşımadıklarını, şu kültürün tarih boyu sürekliliği teyit etmektedir. <ı>(…)

<ı>Doğu Anadolu’nun birbirinden kopuk kompartımanlarında yaşayan yerel kültür adacıklarının mensupları, sosyal ve ekonomik hayatı içine alan organizasyonlara iştirak ettikleri (ya da ettirildikleri) ancak istikrar dönemlerinde asri medeniyetlerin mensubu ve hatta temsilcileri olabilmişlerdir. Bu olgu, doğal kaynakların, özellikle küçük çöküntü ovalarının hemen yanında; Akdeniz Alemi ile Ortadoğu, Hint ve Çin arasında bir köprü üzerinde bulunmanın avantajını sezerek, Doğuyu Batıya, Kuzeyi Güneye bağlayan beşeri oluklarda; daha yerinde bir tabirle: uluslararası ticaret yolları üzerinde kurdukları büyük yerleşmelerde, yani kentlerde gerçekleşmiştir[1]

O nedenle emperyalistlerin taşeron olarak kullandıkları aşiret reisleri, bu defa PKK terör örgütünü, Türkiye’nin güneydoğusunu Kuzey Irak yapı şartlarına çekebilmek için taşeron olarak kullanmaktadırlar.

Aşiret reisleri, Kuzey Irak doğal kaynaklarının kendi kontrolleri altında olduğuna inandırılmış ve bunu başta Türkiye olmak üzere AB ülkelerine karşı koz olarak kullanabileceğini zannediyor. Fakat aşiret reisi Barzani'nin, servetine servet kattığı da bir gerçek.

PKK terör örgütü ise ümidini Batı toplumlarına uyuşturucu pazarlamaya ve yoksul insanlardan aldıkları haraçlara bağlamış.

Avrupa ülkelerinin, uyuşturucu ticareti ile gençlerini zehirleyen PKK'ya daha ne zamana kadar göz yumacağı; günlük huzur beklentilerini, çocuklarının ve ülkelerinin geleceğine daha ne kadar feda edecekleri bilinmiyor. Bu nedenlerle, bölge insanlarının canı ve malı, Avrupa gençliğinin ve ülkelerinin ise geleceği bahasına uygulamaya konulmuş kısa ve orta vadede küresel problemlere yol açacak şu stratejinin taşıdığı riskleri idrak eden yegane devletin Türkiye Cumhuriyeti olduğu anlaşılıyor.

Türkiye de nefsi müdaafası için bunu yapacaktır. Kimsenin bundan şüphesi olmasın.

(konuyla ilgili bkz. http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=72185).

Çünkü biz bin yıldır Anadolu’da ve Ortadoğu’dayız; daha binlerce yıl da buralarda olacağız.

Emperyalistler, taşeronları ve taşeronlarının taşeronları nerede olacaklar?

Birilerine sorulması gereken soru budur.


[1] Demirel, B.A; Doğu Anadolu - Çıkmaz Sokak; Bir Süreç Analizi, ELESKAV Yayını, Elazığ: 1998, s,84.

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..