- Kategori
- Şiir
Dağların güzel kızı

"RESİM:ALINTI"
Bir kız gördüm beyaz elbisesi uçuşuyordu rüzgarda
Sarı dalgalı saçları dökülmüştü omuzlarına
Yeşil yeşildi bakışları
Yürüyordu öylesine
Bilmiyor gibiydi
Ayaklarının O’nu nereye götürdüğünü.
Yaş vardı yanaklarında
Gözlerinde hüzün karası
Buğuluydu ıslak çimenler gibi bakışları
Gelincik tarlasında yalnız kalmış bir papatyaydı belli ki…
Bir gölge düştü bulutlarının üzerine
Mavi, mavi değildi artık…
Gülmez olmuştu gözleri
Bulanıktı zihni
Geçmiş, şimdi ve gelecek vardı düşüncelerinde
Çaresizlik, çekip gidememe yerleşmişti yüreğine
Yürüdü, yürüdü öyle
Dimdik yukarıda başı
Yüzü yeni doğan güne dönük
Dökülmüştü sarı saçları omuzlarına,
Dağınıktı, darmadağınık hayatı
Beyaz elbisesi siyaha çalan
Gelincik tarlasının tek papatyası…
Acımadan kopardılar dalından
Gençtin, güzeldin, körpeydin
Bir bakan, bir daha bakardı dönüp dönüp de
Sulamadılar, sevmediler
Sandılar ki her köşe başında bitersin arsız arsız
Hiç tükenmezsin, yok olmazsın sandılar
Yanıldılar
Soldurdular seni
İs karası doldu iliklerine kadar
Beyaz yapraklarını yoldular birer birer
Hastalandı ruhun, zayıf düştü bedenin
Üşüdün rüzgarlar da, savruldun durdun ordan oraya
Papatyam, nazlı çiçeğim
Dağların güzel kızı, hassas bebeği
Zerafet, nezaket timsali
Ne de yakışır narin bedenine
Sarı, beyaz ve yeşil üçgeni
Yağmur çamur ya da kar buz
Boranlar, med cezirler
Aldırma hayat denen yalana
Yürü sen yine de gelincik tarlasında
21.05.2008