Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '10

 
Kategori
Spor
 

Daha nice deplasmanlara Anne

Daha nice deplasmanlara Anne
 

Yasemin kumral’ın seslendirdiği; “Oldu en sonunda oldu bim bam bom. Rüyalarım gerçek oldu bim bam bom.” sözleriyle başlayan şarkısı tam bana göreydi bu hafta başı. Evet, oldu en sonunda, deplasman rüyalarım gerçek oldu. Yaklaşık 13 yıldır maçlara gittiğimi bilen bilir, elimde olmayan nedenlerden dolayı takımımı dış sahalarda destekleyemediğimi de tabi. Bu hafta Kasımpaşa maçımızın Ali Sami Yen Stadı’na alınmasını fırsat bilerek düştük Annemle takımımızın arkasından deplasman yollarına. İçimizde dayanılmaz bir heyecan vardı çünkü bu bizim ilk deplasman deneyimimiz olacaktı.

Şehir aynı şehirdi belki ama inanın stada giriş yaptığım andan itibaren iliklerime kadar hissettim deplasmanda olduğumu. 1600 küsur bilet verilmişti taraftarlarımıza tuvaleti olmayan adına ‘misafir tribünü’ dedikleri yerden. Etrafına çevrilen tel örgüleriyle bir kafesi andırıyordu adeta bu tribün. Daracık yerde tıkış tıkıştı taraftarlarımız. Diğer tribünlerse bomboş kalmıştı Kasımpaşa’nın yeterince taraftarı olmadığından. Bir an kutsal mabedimizdeki misafir tribünü geçti gözlerimin önünden. Her türlü konfor düşünülür bizim statta misafir taraftarların rahatlığı için. Tuvaletlerde en kaliteli malzemeler kullanılmıştır, gerçi her derbi maçta tahrip edilir misafir taraftarlarca ya neyse, orası derin mevzu. Tribün içinde bulunan büfede çay-kahve servisleri de misafirperverliğimizin başka bir ispatıdır hani. Ali Sami Yen Stadı’ndaki misafir taraftarlara bırakın çay-kahve servisi yapmayı, “Buraya gelmeden evlerinizde görün tuvalet ihtiyaçlarınızı, ya da eve kadar sabredin.” deniliyor sanki. Bazı müteahhitler malzemeden çalarlar ya. Bu tribünü inşa eden mühendislerde tuvaletten çalmışlar tabiri caizse.

Gelelim bana. Ali Sami Yen Stadı’na iki defa gitmişliğim var Galatasaraylı arkadaşlarımla. İkisi de Galatasaray’ın şampiyonlar ligi maçlarıydı. Dolayısıyla Ali Sami Yen’deki engelli tribünü hakkında bilgi sahibiydim ve yol boyunca bu tribün konusunda Anneme, refakatçiler için tahsis edilen oturaklardan tutun da, platformun yerden 1 metre yüksekte olduğuna kadar muazzam referanslar veriyordum. Güvenlik görevlisinin bizi engelli tribününe yönlendirmesiyle bir anda neye uğradığımı şaşırdım. Annemin “Bana ballandıra ballandıra anlattığın tribün burası mı?” bakışlarıyla mahcup olmuş hissettim kendimi. Stadın en ücra köşesinde bir yere, devasa reklam panolarının arkasına diziyorlardı engellileri. Zeminin yeşilliğinden eser yoktu bakış açımızda. Anlayacağınız sadece tribünleri ve gökyüzünü izleyebiliyor Ali Sami Yen Stadı’na giden engelliler.

Misafir tribününün önünde bulunan 1 metre yüksekliğindeki beton bloğunun ve reklam panolarının arasında tost olan engelli tribününde duramazdım elbet. En nihayetinde ben oraya gökyüzünü değil, takımımı izlemeye gitmiştim. Mağduriyetimi görüp, rahatsız olan birkaç renktaşımın yardımlarıyla o bahsettiğim 1 metre yüksekliğindeki bloğun üstünde buluverdim kendimi. Eksik olmasınlar, yalnızca beni değil, gelen tüm engellileri çıkardılar bloğa. Takımımın Kasımpaşa’ya 6 gol atıp, ezeli rakibin kulaklarını çınlatarak Ali Sami Yen Stadı’na vedası gerçekten çok anlamlı oldu.

Maç çıkışında kapıdaki görevlinin; “Formalarınızı çıkartın öyle dışarı çıkın, Kasımpaşa taraftarı size zarar verebilir.” uyarısı, Ali Sami Yen’e edilen tatlı vedamızın verdiği mutluluğu azaltmamıştı. Gerçektende Metrobüse gitmek için Kasımpaşa taraftarlarının içine girmemiz gerekiyordu. Biz laf atmadıkça onlarında bize tacizde bulunmayacaklarına inanıyorduk Annemle. Bu yüzden de formalarımızı çıkarma gereği duymadık tabi ki. Bu düşüncemizde haklı çıkmamızın gururu tarif edilemez. Adamlar bırakın bizi taciz etmeyi, kaldırımdan inip çıkmamıza ve Mecidiyeköy’deki Metrobüs duraklarının merdivenlerinde yardımcı olmalarının yanı sıra 6-2’lik galibiyetimizden dolayı bizi tebrik bile ettiler. Buradan bir teşekkürde onlara yollarken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne seslenerek bitirmek istiyorum yazıyı. İstanbul’un keşmekeş trafiğine deva olsun diye biz engellilerinde rahatça binebildiği Tramvay, Metro ve Metrobüs gibi toplu taşıma araçlarını hizmete soktuğunuz için size ne kadar teşekkür etsem az. Fakat bu araçlara ulaşmamızı sağlayan istasyonlarda ve alt-üst geçitlerde bir rampayı ya da asansörü bizden esirgemeyin ne olur. Kapılarına arızalı gerekçesiyle vurulan kilitli mevcut asansörlerinde bakımları artık yapılsın lütfen… Unutmayalım ki her birey bir engelli adayıdır…

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..