Dalya

Milliyet Blog' da bendeniz de 100. yazıyı yayınlamış bulunuyorum. Bunun şerefine Blog yazarlarında adet olduğu üzere bir 100. blog yazısı yani dalya yazısı yazayım dedim.

Milliyet Blog'daki yazı macerama 05/ 03/ 2008' de " ENDÜLÜS'TE RAKS " başlıklı yazımla başlamışım. Fenerbahçe' nin Şampiyonlar Ligindeki ünlü Sevilla deplasman zaferi üzerine yazdığım bir yazı.

Ama ben asıl başlangıcı 21/09/2008' de yazdığım " MERHABA " başlıklı yazım olarak kabul ediyorum. Çünkü artık büyük bir sevda ile bağlı olduğum İzmir'e yıllar sonra geri dönmüştüm. O yazı da İzmir'e ve İzmirli Blog yazarlarına bir merhaba idi.

O tarihten sonra artık daha sık yazmaya başladım. Genellikle de İzmir, futbol ve güncel alanlarında yazmışım.

100. yazımı ise 26 Eylül' de yazdım. Bu 100. yazım da yine İzmir ile alakalı bir Göztepe yazısı oldu.

* * *

Zamanla Milliyet Blog hayatımda önemli bir yer tutmaya başladı. Yeni arkadaşlar edindim örneğin. Üstelik hiçbirinin yüzünü daha görmememe rağmen.

Her zaman önemsediğim İlyas Bayram ile sanal olarak da olsa tanışma şansı buldum örneğin. Yazılarını okumaktan büyük keyif aldım. Ne zaman ondan bana bir yorum geldiğini görsem kalbim heyecanla attı. Çünkü onun söyledikleri benim için önemliydi. Yazımı beğenmesi ise büyük mutluluk.

Aynı şekilde " derinmavi.. ' Gavuruz ama HAYIRseveriz ' " de benim için önemli bir blog yazarı oldu. Onun yazılarından da daima büyük keyif aldım. Fikirlerini önemsediğim bir yazar oldu kendisi.

Ya " Shalimar " ın gizemine ve muhteşem yazılarına ne demeli? Bir yazının okurken yağ gibi kayıp gittiğini hissettim onda. Yazılarında hep bir anlam yüklüydü. Onu okumaktan daima büyük keyif aldım.

Futbol yazılarıma yazdığı yorumlarla tanıdığım sevgili Murat Hacıoğlu. Birbirimizin yazılarına yazdığımız yorumlarla bir blog arkadaşlığımız oldu. Onun yazılarını okurken de çok keyif aldım. Galatasaraylı arkadaşımız bu günlerde de yazı formunun zirvesinde. Galatasaray' ın her maçından sonra en çok Murat Hacıoğlu' nun ne yazacağını merak ederim.

Her bayram mesaj gönderen Sayın Ahmet Yılmaz'ı da ihmal etmeyeyim. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

Üzüntülerim de oldu. Sayın Mustafa Mumcu' nun rahmetli olduğunu okuduğumda duyduğum üzüntüyü, şoku kelimelerle anlatamam. Bir süre oturduğum yerde donup kalmıştım. İnanamamıştım. Kendisi ile bir defa mesajlaşmıştık. İzmirli blog yazarları toplantısına çağırmıştı. O gün bir toplantım olduğu için gelemeyeceğimi yazmıştım kendisine. O toplantım Mustafa Mumcu' yu görmemi engelledi.

Hayatınız boyunca görmediğiniz, bir kez bile konuşmadığınız bir insanın rahmetli olduğunu duyuyorsunuz ve sanki kendi ailenizden birini kaybetmiş gibi üzülüyorsunuz. Aslında Milliyet Blog için bundan başka açıklayıcı bir şeye ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Aile olduğumuzun en büyük göstergesi.

Bugün bile Mustafa Mumcu'nun öldüğüne hala inanamıyorum. Sanki hayattaymış da, bizi yeniden çağıracakmış gibi geliyor. Kendisine bir kez daha Allah' tan rahmet diliyorum.

Milliyet Blog' da yazdığım bazı yazılar Göztepelist' te yayınlandı. Göztepelist, Göztepe taraftarının internetteki buluşma adresidir. Büyük bir organizasyondur. Örnek alınacak bir yapıdır. Göztepelist' te yazılarımın yayınlanması beni çok gururlandırdı. Göztepelist' e ve onun kurucusu Sayın Doç. Dr. Oğuz Reşat SİPAHİ' ye çok teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde gönderdiğim yazıları yayınlama nezaketi gösteren http://www.gozgoz.net/ internet sitesine de teşekkürlerimi sunuyorum.

Milliyet Blog ailesinde bulunduğum için mutluyum. Bu ailedeki herkese daha nice yazılar diliyorum. Hepiniz sağlıcakla kalın.