Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Damızlık erkekler ve bir kızla evlenmeye mecbur olmak,ne yaman çelişkidir

Damızlık erkekler ve bir kızla evlenmeye mecbur olmak,ne yaman çelişkidir
 

"Amerika yerlilerinin yaratılış söylencesine göre; ilk kadın ve ilk erkek Amazon ormanlarında karşılaştıklarında birbirlerini hayranlıkla seyrederler. Erkek kadına sorar: "Seninkini kim kesti?"
Kadının "Ben her zaman böyleydim" yanıtı üzerine adam düşünür:

"En iyisi olgunlaştığında çatlayan meyvelerden yememek!"
Kadının cinsel organını görünce hasta olduğuna inanan adam, onun her ihtiyacını yerine getirir. İstediği her şey ayağına kadar gelen kadın, bu duruma hiç itiraz etmez. Bir akşam, ormanın içinden koşarak gelen adam sevinçle bağırır:

"Buldum!"
Adam, bir ağacın dalında erkek bir maymunu dişisini iyileştirirken görmüştür.
Kadına "İşte böyle yapılıyor" diyerek sokulur...
Kızılderili inancına göre, insan cinsel ilişkiyi böylelikle öğrenmiş olur." (Sunay Akın/ Kız Kulesi’ndeki Kızıldereli)

İnsan cinsel ilişkiyi öğrendiği günden beri, hayatı yolunda gitmedi zaten.
Bir türlü dengeyi tutturmayı başaramadı. Bir türlü hormonlarla mantık ikilisini, bir arada kullanamadı. Bir türlü beyin kalp ilişkisini, ayarlayamadı.
Ya bir taraf baskındı, ya diğer taraf.

Ve artık günümüzde aşna fişne durumları boyut değiştirip, mecburiyetler ve mecburenler üzerinde gidip gelmeye başladı. Geçmişte cinsler arası yaşantı içinde; beyin anlaşmasının ve gönül beraberliğinin, beden uyumuyla noktalanması gerekli anlayışı değişti. Zamana yenik düştü duygular, heyecanlar. Artık mekanik sevişmeler eşliğinde, “Daha çok zevk, daha çok zevk” diye çığlıklar atan bir ırkın evlatlarıyla beraberiz.

Değişen cinsel dünyaya bakışın arkasından gelen yeni paradigmalar, geleceğin mahrem dünyası için geçmişi mumla aramamıza davetiyedir. Yaldızlı zarfı açıp, davete icabet ediyorum ve yeni düzende aynı anlayışla yerimi alacağım en terli ve en şuh halimle diyorsanız; “Hadi size hayırlı işler” demekten, başka bir kelam çıkmaz dilimizden!

Her iki cins içinde, cinsel dünyaya ait istekler değişim gösterirken, daha rahat ve pervasız olma anlayışı içinde; “Olayı nasıl kendime yontarım” felsefesinin ulviliği karşısında, gözyaşlarımıza engel olmakta zorlanırız. Hem bedensel zevkin damardan sömürülmesini yaşamaya çalış, hem de en bi fayda nasıl sağlanır taklaları at. Bravo böylesi bir anlayışın kıvrım kelebeklerine!

Kadınlar en baba damızlık erkeği nasıl bulabilirim ve ondan yavrulayabilirim; erkek ise, işi nikah masasına getirmeden bedenin en gizli noktalarını keşfedip, nasıl alemlere akabilirim derdindeymiş. Zevk i sefa içinde amaçlara gark olmak ve bu amaçları gerçekleştirme azim ve kararlığında bulunmak, bu ülke evlatları için sarsılmaz bir inançla savundukları yeni erekleridir.

Bir yanda katakulli ile adam kandırma, bir yanda pranga takmadan ihtiyaç giderme fikriyatı. İnsanın “Ah nerede hemşire o eski sevişmeler” diyesi geliyor. İlişkiler mi değişti, yoksa bizler mi yaşlandık? diyerek nostaljik cümlelerin tınılarında boğulmak istiyoruz. Yeniden aşık olmak hiç dokunmadan, bakışlarla sevişmenin gizemini duymak, bir araya gelinecek günün ateşiyle yanıp kavrulmak istiyoruz. (Ya da ben!)

Her şey bu kadar rahatlıkla ve özgürce yaşanma derdindeyken, hesap kitap defteri satırları içinde “Yanlış zamanda mı dünyaya geldik?” diyenlerin sayısı bir elin parmakları kadar biliyoruz. Bugünkü beden listesinin, yarınkinden birkaç uzuv daha fazla olması gerekliliği zihinlerdeyken; erkekler damızlık erkek olmanın, kadınlar evlenmeye mecbur kalınmanın şerefi ile ömür boyu gururla dolaşacaklar!

Evet, biz de sizin için altın madalyanızı takıyoruz boyunlarınıza, simyacı ile karşılaşmayın aman ha;-) 

 

 

 
Toplam blog
: 432
: 6177
Kayıt tarihi
: 08.10.06
 
 

Med cezir içinde kafasına estiği gibi yaşayan bir havva kızı birazcık kağıt kalem aşinalığı olmas..