Davos’ta Gazze ikilemi...

Geçenlerde, Erdoğan, Davos’a gider. Amaç, orada yapılacak toplantılarda, ülkemizi temsil etmek ve ortak sorunlarda görüşlerimizi ortaya koymaktır.

Zirvede, ilkin dünyanın sıcak gündemi olan Gazze konulu bir panel düzenlenir. İsrail Cumhurbaşkanı Peres, kısaca gelişmeleri, saldırıları ve nedenlerini anlatmaya çalışır.

Süreçteki, Türkiye’nin tavrına da eleştirel yaklaşır. Sebep olarak da, ‘Türkiye’nin tek taraflı, İsrail’i, gelişmelerden sorumlu tutma gayreti’ gösterilir.

Dahası, Filistin’de faaliyet gösteren Hamas adlı örgütün, hem İran, hem de Türk yetkililerince, duygusal yaklaşımlarla desteklendiği iddia edilir.

Bu görüşe dertsek olarak da, Hamas’ın İsrail topraklarına, İran yapımı roketlerle, sık, sık saldırması örnek verilir.

Forumu izleyen Erdoğan, konuşma sırası kendisine geldiğinde, Peres’e sert eleştirilerle karşılık verir.

Müdahale etmeye kalkışan forum yöneticisine de sinirlenen Erdoğan, ‘one minute, one minute...’ diyerek, sözünün kesilmesine itiraz eder.

Ancak, işin içinden çıkamayacağını anlayınca ‘Davos benim için bitmiştir.’ sözleriyle toplantıyı terk eder.

Dünya basını, bu olaya odaklanır. Kısmen, Erdoğan’ın tavrı haklı görülür. Fakat ani çıkış ve terk ediş, ‘gereğinden fazla tepki’ olarak değerlendirilir.

Türk medyası ise, olayı flaş haber olarak verir. Erdoğan’ın toplantıyı terk ediş anı, tüm TV kanallarında, aynı anda yayınlanır.

Bu arada, Başbakan’ın cesur tutumuna ve karizmatik kişiliğine vurgu yapan yanlı medya, abartı ve övgülerle, konuyu içeride işlemeye çalışır.

İstanbul büyük şehir belediyesi, bu işte büyük rol alır. Erdoğan’ın ülkeye gelişini şah şahlı bir törenle, seçim yatırımına dönüştürmeye çalışır.

O gün, kısmen de olsa bu amaca ulaşılır. Başbakan, geldiği İstanbul’da halka seslenirken, zirvede sergilediği davranışı ve haklılığını uzun, uzun anlatır.

Devamla, ‘Orada diklenmeden, dik durmayı ve konuşurken Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ına müdahale edilemeyeceği gerçeğini onlara öğrettik.’ der.

Oysaki gerçekler tam olarak bunlardan ibaret değildir. Başbakan, Davos’ta, önce Perez’e ve moderatöre, sonra da forumu düzenleyenlere, açar ağzını, yumar gözünü.

Dahası Erdoğan’ın hem Filistin konusunda batıyı ‘karşı taraf’ olarak itham etmesi, hem de onların kendisi gibi düşünüp, Hamas’a hoşgörülü davranmasını beklemesi, bir ikilemdir.

Ne yazık ki, bu ve benzer tutumların, dünya zirvesinde fazla işe yaramadığını, Erdoğan başta olmak üzere, hepimiz düşe-kalka öğreniyoruz.