Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '18

 
Kategori
Güncel
 

Delege

Delege
 

Delege Nedir? Nasıl Delege Olunur? Delege ne iş yapar? Delege olmanın koşulları nelerdir? Delege olmanın yararları... Delegenin oyu… Delege Sultası… Delege, delege, delege…

Çok duyulur ancak az bilinir. CHP Kurultayı vesilesiyle gündeme geldiği için dilimiz döndüğünce ve teknik detaylara çok fazla boğmadan, nedir bu delege, in midir, cin midir… anlatmaya çalışalım.

Yazılarımı izleyen sevgili okurlarım bilir. Yönetim sistemimizde her düzeyde oligarşik bir yapı olduğunu anlatmaya çalışırım hep. Demokrasinin de, bu oligarşik sistemi maskeleyen bir tiyatro oyunu olduğunu savunmaktayım.

İlgi duymakta olanlarınızı diğer blog yazılarım arasında küçük bir gezinti yapmaya davet edebilme cesaretimi hoş görün lütfen.

Özetin özeti şudur.

Her düzeydeki demokratik işleyişe sahip(!) sistemde, örneğin meslek odaları, sendikalar, çok şubeli ve üyeli dernekler, vakıflar, siyasi partiler… gibi yapılarda, tepelerde oturanları, yani genel başkanları, eğer kendi istekleriyle bu makamlarda oturmaya devam etmeyeceklerse, ölünceye kadar kendilerini tekrar tekrar seçtirmelerine hizmet eden görevlilere “delege” denir.

Bu bir “al gülüm – ver gülüm” sistemidir.

Konumuz siyasettir.

Siyasi parti delegelerinin güvenceye bağlanan oyları karşılığında kendilerine verilebilecekler olgusu vardır.

Bunun ille doğrudan para olması gerekmez.

İl-İlçe başkanlıkları, yönetim kurulu üyelikleri gibi onursal statüler, belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri, belediye başkanlığı makamları, milletvekilliği danışmanlığı, milletvekilliği… MYK, MKK üyelikleri, genel başkan yardımcılıkları… gibi pek çok cazip umut ve beklenti de olabilir.

Ama tabi doğrudan para da olabilir.

Bu sistem sayesindedir ki, Türkiye’deki binlerce, onbinlerce dernek, oda, vakıf, siyasi parti… gibi sistemlerde bir kez genel başkanlık koltuğuna oturan, kendisi istemediği sürece, ölünceye kadar o koltukta oturma hakkını ve olanağını elde eder. Yok denecek düzeydeki istisnalar bu kuralı değiştirmez.

Konuyu “Tüzük” düzenlemeleri[1] kapsamında CHP delegelik sistemi örneği üzerinden ve yine teknik detaylara boğmadan somutlaştırmak mümkündür.

Parti görevlerinin tümü tüzük kuralları “içinde” tüm partililere açıktır.

Tersten okursanız, parti görevlerinin tümü tüzük kurulları “dışında” tüm partililere kapalıdır.

Anahtar cümle budur.

Tüzüğü öyle güzel ayarlarsınız ki, her türlü “yolu” partililere ister açarsınız ve isterseniz de kapatırsınız.

Ve Türkiye bu kuralın “dahi” mucitleriyle doludur.

Partiye herkes üye olabilir. Ve görev başlar.

Üyelerin görevi “kendilerine verilen ödevleri yerine getirmek[2]tir. Üyelik haklarından yararlanmanın koşulu da budur. “Verilen ödevleri yerine getirmek”.

 İşte “delegelik” sisteminin temeli bu maddedir. Anahtar sözcük de “ödev”dir.

Peki herkes partiye üye olabilir mi?

Hayır?

İlçe yönetim kurulu onay vermelidir. İtiraz vs. durumlarında il yönetim kurulu onay mercii olur. MYK kararlarıyla üyelik de mümkün.[3] Açıktır ki, bu makamlara gelinebilmesi “verilen ödevleri iyi yapmış olma” koşuluna bağlıdır. Üyelerden yerine getirmeleri istenen ödevleri verecek merciler de yine buralardır.

Parti örgütleri, il, ilçe, örgütleri, grup (meclis vb.de), kadın ve gençlik kollarından oluşur.

Parti organları, kurultay, genel başkan, parti meclisi (pm), merkez yönetim kurulu (myk) disiplin kurulu, il-ilçe kongreleri, başkanları, yönetim kurulları…dır.

Bu örgütsel yapıda bahsi geçen kurultay, il ve ilçe kongreleri “delegeleri” ifade eder.

Yani özetle, ilçe kongresi, il kongresi ve kurultay denen şey, delege denen “şey”lerin toplanıp karar almalarına verilen sükseli isimlerdir.

Diğer tüm organlar bu organların “oy”naşmalarıyla, pardon “oy”daşmalarıyla oluşturulur.

Ama oyla gelinen bu makamlardan azille gidilebilinir. Üst organ alt organı görevden alabilir. Bu durumda yeniden seçim yapılır.[4]

Yani beğenilmeyenin yerine beğenilecek olan seçilinceye kadar sürecin devamına olanak sağlayan bir “demokratik”(!) durum vardır.

İlçe-il kongrelerinde başkanlar, yönetim kurulu üyeleri, belediye başkanları, milletvekilleri doğal üyedirler. Bunların da il ve ilçe kongrelerinde oy hakları vardır.

Ancak esas olan “delege”dir.

İlçe kongresinin oy kullanacak üyeleri[5] “her muhtarlık bölgesinde üyeler arasından seçilen” delegelerdir.

İlçe kongresinde ilçe yönetimi seçilir. Ve ayrıca il kongresi delegeleri seçilir.

İl kongresinde de il yönetimi seçilir. Ve ayrıca “kurultay delegeleri” seçilir.

Yani, özetleyecek olursak kurultay delegesi; delegenin (ilçe) delegesinin (il) delegesidir. Bir başka deyişle, kurultay delegesi; “delege” sisteminin “kreması”, “kaymak tabakası”dır.

Delege ilk aşamada ilçe “muhtarlık bölgesi üyeleri” arasından seçilir.

Peki bu nasıl olacak?

Ülke nüfusunun ağırlıklı kısmı şehirlerde ikamet eder. Aynı muhtarlık bölgelerindeki üyelerin birbirini tanımaları, oturup birlikte karar almaları fiilen mümkün müdür?

Hele de İstanbul, Ankara, İzmir… ve diğer tüm kozmopolit il ve ilçelerde…

Değil muhtarlık bölgesi, insanların apartmanlarında karşı kapı, alt, üst komşularını tanımadıkları gerçeğini dikkate alırsak… Kim kimi tanır, kim kimi bilir, kim nasıl bir araya gelir, ülkeyi yönetecek sistemin ilk hareket noktasını nasıl oluşturur?

Cevap basit.

Üyeler birbirini tanımaz, bir araya gelemez ama onları tanıyan, bir araya getirebilecek olan, seçmeleri gereken delegeleri kendilerine tavsiye eden… birileri vardır.

Onlar önce “üye bilgilerine sahip” ilçe yönetimleri, bir sonraki kademede il yönetimleri ve bir sonraki kademede de merkez yönetim organlarıdır.

Ne dedik, üye, verilen ödevi yerine getirecek kişidir. Üyeye ilçe için seçeceği delege ödevi verilir, delege il kongresi delegesi ödevini alır, o da kurultay delegesi ödevini alır…

Parti organları bu silsile içinde seçilir.

İşleyiş açık ve net olarak görünürde kimin kimi seçtiğini ancak gerçekte seçenin ve seçilenin kim olduğunu tartışma götürmez netlikte ortaya koymaktadır.

Sözüm ona üyeler ilçe delegesini, ilçe delegeleri ilçe yönetimini il delegesini, il delegesi il yönetimini ve kurultay delegesini, kurultay delegesi genel başkanı ve MYK’yı seçer. Oysa herkes bilmektedir ki  gerçek işleyiş bunun tam tersidir. Yani yukarıdan aşağıya önce yöneticiler sonra kurultay delegeleri, sonra il delegeleri ve sonra ilçe delegeleri belirlenir, bunlar kongrelerde resmileştirilir ve aşağıdan yukarıya seçim bundan sonra gerçekleştirilir.

Bu sistem sadece CHP’de değil, derneklerde, odalarda, vakıflarda, partilerde, özetle tüm örgütlerde böyledir.

Bu sebepledir ki bir kez koltuğa kurulanı bir daha oradan kimse indiremez.

Bu her yerde böyledir ancak bazı yerlere yakışmaz. Örneğin CHP gibi Cumhuriyeti kuran bir çınara hiç yakışmaz. Ancak gerçek de budur.

Sn. Ümit Kocasakal’ın CHP genel başkanlığına adaylığını koyması üzerine konuyu açıklığa kavuşturmakta yarar gördük.

 

Kenan IŞIK

 

 

 

 

 

 

 

 

 



[2] Tüzük md. 7/e

[3] Tüzük md. 11

[4] Md. 43

[5] Md. 46, 48

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..