Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

26 Eylül '14

 
Kategori
Güncel
 

Deli gömleği ve dinimiz...

Bu benim hiç sevmediğim bir konu, hiç yazmak istemiyorum; korktuğumdan çekindiğimden değil “dinimize” inancımıza olan derin saygımdan…

Ama yazmasam olmayacak, yoksa meydan “çakallara” kalıyor, diyebileceğim bir konu aynı zaman da,

Yazacağım çünkü bunlar çocukluğumda “ailemden” aldığım gerçek bilgiler olup referansımdır ki bu bilgiler onların derin görüşleri ve engin hoş görülerinin tezahürüdür…

İşte bu yazı “dinimizin” altına dinamit koyan artık Allah’a peygambere inancın azalmasına neden olanların özetidir…

***  

İsterseniz tarihi bir gerçekle başlayalım uzun yazımıza; Hz. Ebubekir, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim, “Mushaf” haline getirildikten sonra, söylenen hadislerinde tevdi edilmesini yani yazıya geçirilmesi ister. O dönemde toplanan “hadislerin” tamamı “beş yüz” adet olur.

Fakat bugün vardığımız nokta tahmin edilerek yazılı olarak kayıt altına alınmasından vazgeçilir.

Daha sonra Hz. Ömer, her kimin yanında yazılı ya da sözlü bir hadis var ise bana getirsin, diyerek hadislerin yeniden toplanılmasını ister. İstediği gibi olur ve gelen hadis sayısı “beş yüz” adettir.

Hz. Ömer bir ay gibi bir süre düşündükten sonra bu toplanılan hadislerin kayıt altına alınmasından vazgeçer. Gerekçesi de son derece basit ve gerçekçidir;

“Kuran-ı Kerim elde var iken başka bir kaynağa gerek yoktur, Kuran bize yeterlidir ki bu toplanan hadisler arasında bile farklılıklar, çelişkiler vardır…”

***  

Daha sonra bu hadisler sözlü olarak 717 yılında yani Peygamberimizin ölümünden neredeyse bir asır sonra, Emevi olan “Ömer Bin Abdülaziz” döneminde yazılmaya başlar.

O dönemde İbn-i Şihab ez Zühri on kadar sahabeyle görüşerek (dikkat edin) iki bine yakın hadis yazar. Daha sonra Abdülmelik döneminde Abdullah bin Zübeyir, Mekke’de hâkimiyet kurar ama bir taraftan da Mekke’yi almayı düşünür ama Mekke’yi alamamaktan korkar ve paniğe kapılır.

Kendilerine alternatif olarak başka bir kutsal mekân arayan Abdullah Bin Zübeyir,  kutsal mekân adresi arayışı içinde Kudüs’ü alternatif olarak gösterir.

***

Tam da bu sırada İbn-Şahabı Abdül Melike asılsız hadisler uydurur. Kendisi 741 yılında yani Peygamberimizden bir asır sonra vefat eden İbn-i Şahabi’nin döneminde (şimdi iyice dikkat buyurun)  hadis sayısı tam “bir milyon beş yüz bini” bulur.

Yani anlayacağınız, Peygamberimizin yaşadığı ve vefatından sonraki o kısa dönem zarfında “beş yüz” olan hadis sayısı bir asır sonra tam bir milyon beş yüz bin gibi korkunç bir rakama ulaşır…

***

Hanbelî mezhebinin kurucusu olan Ahmet bin Hanbel, yaşadığı 800’lü yıllarda bir milyon hadisi ezberlemiş olduğunu söyler. Yine hadis uzmanı olan Buhari de 600 bin hadis yazmış olduğunu bu yazmış olduğu hadisleri seçerek eleme sureti ile dört bine düşürdüğünü, tekrarlanan hadislerinde çıkarıldığında 2.700 hadisin olduğunu yazmış olduğunu kitaplarda görürüz.

İşte hemen aşağıda yazmış olduğum satırlarda adı geçen ve Hz. Peygamberimize mal edilen “ her kim yüz defa ‘Suphanallah-i ve bihamdih’ derse günahları denizköpüğü kadar da olsa günahları bağışlanacaktır” hadisi de Buhari’ye aittir…

***

Şimdi isterseniz gerçekçi bilgilere ara verelim bir de hayatın içindeki gerçeklere bir bakalım…

***

Kadınların aralarında toplanırlar ve tanınmış bir hoca hanımı davet ederler. Aralarında uzun zamandır çocuğu olmayan bir evlat aşkıyla yanıp tutuşan bir bayan vardır. Durumu hanım hocaya aktarırlar o da kadınlara bazı ödevler verir bunları, bunları yapacaksınız, diyerek.

Kadının birine eve gittiğinizde bir kase suya 777 tane(Yedi yüz yetmiş yedi) “Fe hebli min ledünke veliyya” “Yerisüni ve yerisü min âli Yâkûb.” “Yühricüküm tıflen sümme li tebluğû eşüddeküm” okuyacaksınız, der.

***

Kadıncağız hoca hanıma der ki; hocam beni affedin 777 kere dediniz ya, bakarsınız ben bu sayıyı şaşırırım ya da unuturum, kadıncağızın benim yüzümden çocuğu mocuğu olmaz…(?)

Hoca hanım kadının yüzüne bakar ve bu görevi ondan alıyor başkasına verir.

Alan kadına kabul etmeyen kadın soruyor “duanın anlamını biliyor musun,” diye hayır (!) diyor…

Ve toplantı bitiyor hoca hanım kapanış duası yapıyor ve diyor ki;

”Yüce Peygamberimiz buyurmuştur ki,  her kim 100 defa Suphanallah-i ve bihamdih’i derse günahları denizköpüğü kadar da olsa bağışlanacaktır…”

***

Bir kere böyle bir sözü peygamberimizin söylediğine inanabiliyor musunuz? Sen git her türlü işkenceyi yap zulmü yap kafa kes hırsızlık dolandırıcılık yap kalpazanlık yap yüz adet bilmem ne duası oku günahların af olsun. Teh!

İsterseniz uydurma yani hurafe dediğimiz hadislerden bir kaçını sizlerle paylaşayım. Ama şunu çok iyi bilmelisiniz ki İslam dini “akıl mantık” dinidir.

Ancak şu anda akılcılığın mantığın önüne “”dincilik daha da önemlisi mezhepçilik” geçmiş insanlar cami ile işi- evi arasına açılmamak üzere kapatılmıştır…

Bakar mısınız saçmalığa; dinimiz adına olmadık yalanlar söyle sonra da bunları masum say hatta söyleyenlere dua oku okut sevap kazanırsın de…

Vah benim güzel dinim vah!

*** 

Buyurun birkaç saçma hadise…

Önce hayatım boyunca duyduğum hatta ilk duyduğum 12 yaşımda beni camiden soğutan hurafeyi yazacağım kimse kusura bakmasın;

“Sevap işleyen yani cennetlik bir adama cennette dört bin bakire sekiz bin dul ve yüz huri verilecek…”

Cennet mi genelev mi benzetmesini ben yeni bir lakırdı sanıyordum ama değil miş, yüzlerce yıl önce söylenmiş…

***

-Her kim abdestten sonra  (inna enzelnahü fi leyleti’l- kadri) suresini bir kere okur ise, doğrulardan olur. Her kim iki kere okur ise, şehitler divanına yazılır. Her kim üç kere okur ise, Allah onu Peygamberler ile haşreder…

-Güneş ve Ay, Kıyamet Günü’nde dürülüp, sarılarak ateşe atılmış iki öküzdür…

-Yaşlı kadınların dinine yapışın…

-Sarık ile kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan yetmiş rekat namazdan daha hayırlıdır…

-Örümcek şeytan olup, Allah onun şeklini değiştirmiştir…

-Üç şeyden dolayı Arapları sevin; Çünkü ben Arap’ım, Kur’an Arapçadır, Cennet dilinin ehli de Arapçadır…

-Kim ki karısına itaat ederse Allah onu yüzüstü Cehenneme atar…

***

-Cuma günü camilerin kapısında, Allah’ın müvekkil melekleri vardır. Bunlar beyaz sarıklılar için istiğfarda bulunurlar…

-İki kişinin aynı anda helaya gidip, avret yerleri açıkken beraberce hacet gidermesinde bir sakınca yoktur ancak o vaziyette konuşmaları günahtır…

-Kertenkele katleden bir kişiye, kaç vuruşta katlettiği dikkate alınarak Allah tarafından sevap yazılır…

-Allah ahrette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için, bacağını açıp, baldırını gösterir…

-Erkeğe zevcesini neden dövdüğü sorulmaz...

-Kadın parmağı kesen bir kişi; bir parmak için on deve, iki parmak için yirmi deve, üç parmak için otuz deve, dört parmak için yirmi (20) deve fidye vermelidir…

-Kocasının vücudu irinle kaplı olsa da kadın tüm irini diliyle yalayarak temizlese, yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz…(yuh ki ne yuh)

Lütfen buna dikkat;

-Kadına yazı öğretilmemelidir; sadece dikiş ve Nur Suresi öğretilmelidir…

-Kişi cuma günü ölürse, kendisine Allah tarafından şehit sevabı yazılır ve kabir azabından da korunur.”

***

Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası silah arkadaşlarının ve askerlerinin kahramanlıkları ile kazanılan Çanakkale savaşı için anlatılan sarıklı kesik kafalı aksakallılar davası var ki tam bir muamma…

Önceden çok kızıyordum ama baktım toplumun büyük kesimi asırlardır bu hurafelerle beyinlerinin yıkanmasına sessiz kalıyor hatta ısrarla da inanıyor vazgeçtim kızmaktan.

Bu hurafelerle beyni yıkananların akılcı davranması okuması anlaması ve paylaşması mümkün değildir ki? Yaptığı her şey cennet cehennemle sevap günahla sınayan ve değerlendiren bir toplun ilimden bilimden ahlaktan nasiplenmesi düşünülemez.

***

Bugün Türkiye de yaşayan toplumun çok büyük çoğunluğu Hurafeler ve dini dayatmalar sayesinde bir kıyafet biçildi ki bence “deli gömleği” gibi, elleri kolları bağlandı insan gibi düşünemiyor…

Ve bugün asıl “deli gömleği” AKP ve IŞİD’e giydirilmiş vaziyette olup cahil toplumu güçlü kılıp akıllı bilgili ve çağdaş insanları test ediyorlar…

***

Elbette gönüllerde sabah olacak, diyor şair de inşallah “geç” olmaz…

Şimdiden, iyi bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum…

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 25.09.2014 22.05

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..