Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '14

 
Kategori
Kitap
 

Deli Kadın Hikayeleri

Deli Kadın Hikayeleri
 

Mine Söğüt imzalı  "Deli Kadının Hikayeleri"  kitabıyla arkadaşımın tavsiyesi ile tanıştım. İçinde  21 hikaye var, ve her birinde de    kadınların çektiği acıları anlatan, iç karartan, ruh daraltan öyküleri ile  duyguları çok zorlayan bir kitap. Öykülerde delilik olarak atfedilen olayların çoğu ikinci üçüncü şahısların sebep olduğu acı yaşanmışlıklar; tecavüz, intihar, travmalar, şiddet, istismar...Kolay ya da basit bir yaşanmışlık yok kitapta. Hep en ağır yaşanmışlıklar kaleme alınmış her bir öyküde. Kadın olmanın en zor halleri biraz da. 

Kitapta yer alan Bahadır Baruter imzalı görsellerde konularda baskın olan iç daraltıcı havayı tetikliyor. 

Acı hikayeler seviyorsanız, kadınların karanlık hikayeleri ilginizi çekebilir, fakat hikayeler içinizi daraltabilir, ruhunuzu zorlayabilir o yüzden, eğer sıkıntılı, depresif bir dönemdeyseniz ya da  ruh haliniz uygun değilse kitabı okumayı erteletin...

176 sayfalık kitapta; kadınların sessiz çığlıklarını duymanız mümkün...

Aeka sayfadan;
 
“…kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri kendini de çok seviyor demektir... kendini ve deliliğini” diyen yazar, Deli Kadın Hikâyeleri kitabında, aklın kıyısında gezinen, kadınlıklarını bir lanet gibi sırtlarında taşıyan, hepsi “kaybetmeye” yazgılı, içe işleyen yalnızlıklarıyla kalp burkan hayatları, varoluş kâbuslarını anlatıyor. Kitapta ayrıca, Bahadır Baruter’in bu hikâyelerin izlenimleriyle yaptığı on resmi de yer alıyor. 
Kalemini zehire, kana, cinnete, ölüme ve hayata aynı lezzetle batıran Mine Söğüt’ten unutulmayacak yirmi bir delilik hikâyesi..."
 
Altını çizdiklerimden;
 
“Hani derler ya insan ölürken hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçermiş, yok çocuğum, yalan. Ben ölüyorum ve hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden falan geçmeyecek. Hissediyorum. Ben unutmak istiyorum doktorcuğum. Eskiden olan her şeyi unutmak. İnsan ölürken geçmişi hatırlarsa çok üzülür değil mi? İnsan ölürken kendi kendini niye üzsün ki? Je veux seulement oublier… Ah doktorcuğum o şarkıyı alırken içimden dikkat et çok güzel bir cümle vardır, o düşmesin: Vie qui veut me tuer, beni öldürmek isteyen hayat, c'est magnifique, muhteşemdir. Çocuğum hayat gerçekten muhteşemdir. Şarkılar da muhteşemdir ama hayat onlardan daha muhteşemdir. Hayat bu kadar muhteşem olmasaydı çocuğum, o şarkıları söyleyecek, o şarkıları melodi melodi ezberleyecek şevki nasıl bulabilirdik, değil mi ya!”
 
"hiçbir ev kadını kendini mutfakta asmaz. yemeklere yas sıçratmaz."
 
"...onun için asıl tekin olmayan gündüzler...çıplak gözle görünebileceği haller."
 
"...kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri kendini de çok seviyor demektir...kendini ve deliliğini."
 
"çocuklar bazen kendilerinden umulmayacak kadar sabırlı olurlar."
 
"girdiği kabın şeklini alan su, geçtiği yolların rengini de çalarmış."
 
"deliliğin cazibesi ne kadar tehlikelidir bilemezsiniz..."
 
"hayatın hastalıktan ibaret olduğuna ikna eder insanı hastane zamanları."
 
 "bu şehir yüzyıllardır erkektir ve kadınları sevmeyi bilmez. işte bu yüzden, bu şehirde ben her gün kendimi defalarca öldürürüm. bomba olur patlarım; kulesinden, köprüsünden aşağı atlarım. elimde bir bıçak her yerime saplarım. tavandaki bütün ipler kendimi asmam için sallanır. arabalar önlerine atlamam için yol alır. denizinde, lağımında, çöpünde kimliksiz cesedim. kimsesizler mezarlığında daracık çukurlara sığar dev cesaretim."
 
“Yarım… yarım… yarım. Her şey yarım. Oysa ben tamım.”
 
“İnsanları süprizlerle delirttiği gibi süprizlerle öldüren hayat.”
 
Mutlu Kalın...
 
 
 
 
Toplam blog
: 184
: 2109
Kayıt tarihi
: 11.03.07
 
 

1974 Bremen doğumluyum. Hayatın Med-Cezir'lerle dolu olduğuna inanırdım; yaşaya yaşaya anladım ki ö..