Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '11

 
Kategori
Eğitim
 

Demokrasi ihraç edilebilir mi?

Son günlerde dünyada olup bitenleri biraz yakından izliyorsanız dikkatinizi hemen çekmiştir.
Hani Libya’da çok uluslu güçlerin yaptığı bombalamalar var ya işte bu bombalar aslında demokrasiyi ifade etmektedir.
Atılan bombalar da bu nedenle “demokrasi” bombalarıdır.
Şimdi bana, hiç bombayla falan demokrasi gelir mi demeyin, geliyor.
Tabi böyle bombalı bir demokrasi geldiğinde ülke nasıl olur?
Neler yaşanır?
Hangi acılar çekilir? Onu bu günden bilmek belki çok mümkün değil ama bilinen bir şey var ki o da bu demokrasi sürecinin çok sancılı geçeceğidir.
İşin aslına bakarsanız bu güne kadar herhangi bir ülkeye dışarıdan demokrasinin geldiği görülmemiştir.
Demokrasi ülkelerin kendi içi dinamikleriyle gerçekleşen bir yönetim şeklidir.
Herkesin yurttaş değil, teba olduğu, toplumdaki çeşitli sosyal sınıfların olmadığı ortaçağ kalıntısı ülkelerde demokrasi olmaz…
Demokrasi ancak o ülkelerdeki gelişen çeşitli sosyal sınıfların yönetimden hak talep etmesiyle gerçekleşir…
Hem zaten bu gün demokrasi açısından çok önemli bir adım olan 1789 Fransız devriminin ana sloganları:
Eşitlik
Özgürlük
Kardeşlik değil miydi?
Peki, bugün yaşanan süreçte bu iş nasıl gerçekleşiyor?
İlk olarak ülke içinden bir etnik ya da siyasi grubun devşirilmesiyle süreç başlatılıyor.
Bu devşirme için kullanılan o kadar çok enstrüman var ki hepsini saymaya kalksak inanın onlarca yazı konusu olur ama, sadece belli başlılarını sayarsak bile biliniz ki ilk sırada yer alan çeşitli adlarla yapılan para desteği ki…
Hamamın namusunu kurtarmak adına proje karşılığı falan gibi adlandırmalar kullanılıyor…
Bir diğeri siyasi destek…
Silah ve mühimmat…
İşte tüm bu desteklerle o günler için beslenilip büyütülen belirli bir kesim ihtiyaç olduğu zaman ortaya salınmakta ve ülkede müdahale için zemin oluşturmaktadır.
İçinde Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali de olmak üzere bu gün gerçekleşen tüm olaylarda mutlaka içeriden bir destek olması gerekiyor.
O da doğrudan işgal edildiği görüntüsü vermemek için…
İçerideki o işgalci güçlerin işbirlikçileri, gereken zamanda ortaya çıkar ve süreç başlar, biliniyor ki bu işbirlikçiler uzun süre direnemez, onun için çok kısa bir süre sonra dış destek istenir ki…
İşgalin şimdiki adı budur…
İster yardım, ister destek ya da her ne derseniz deyin ama sonuçta yine her zamanki gibi değişen bir şey olmaz ve ülke kaynaklarına el konulur.
Geçtiğimiz günlerde sivil itaatsizlik eylemi başlattıklarını söyleyen Ahmet Türk açıklamasında neler söylemişti: ”Tunus Libya ve Mısır’da özgürlük çığlıkları yükseliyor, inanın ki bizim haykırışımız daha büyük olacak. Biz Mısır, Tunus ve Libya’dan daha yüksek sesle özgürlüğümüzü isteyeceğiz.”
ABD Başkanı geçtiğimiz günlerde Libya’daki olaylarla ilgili olarak ne demişti : “Tehdit altındaki bir halkın çağrısına karşılık veriyoruz”
Sizce bu düşünceyle müdahale edilemeyecek ülke var mı?

31–03–2011
Nusret KEBAPÇI 

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..