Deneme mi deneme mi ? Schuster'i anlamak

Maç günü taraftar daha saatler öncesinden, kadrosunda Q7, Guti gibi isimlerin vardlığından kuvvet alarak son derece neşeli idi.

Eşimi uzun süreden sonra yanıma alarak, haydi bakalım zamanı geldi diyerek bizde stadın yolunda kendimizden emindik, ilginçtir maç günü fazla haber okumam kadro vs. diziliş gibi, maçta süpriz olsun diyenlerdenim bazıları gibi. Maç kadroları anons edilip özellikle takım sahaya çıktığında gözler GUTI'yi arar oldu, ısrarla soruyorum çevremdekilere Guti nerde Guti nerde diye (ortada yok), kimseden çıt yok, herkes uzaylı görmüş gibi birbirine bakıyor, sanki ebeveynini kaybetmiş bir çocuk gibi.

Dakikalar ilerleyince kendisinin yedek olduğu ortaya çıktı, sahaya değişik bir diziliş ve oyuncu seçimi ile çıkan Schuster, Beşiktaşla geçirdiği 6-7 maçlık geçmişden, bu dizilişi çıkarması tribünün havasını aslında sonuçtan evvel kaçırdı.

Maç ilerledi öylece, kimsenin pek ilgilenmediği Holosko'dan bahsetmek istiyorum biraz, nasıl oldu da kendisine bu kadar dayanıldı anlamak mümkün değil, hiç gününde değildi, Schuster nasıl görmedi, göremedi anlamak mümkün değil, son dakikalarda aslında gelsede esasen hiçbirşey ifade etmeyecek "GOL" pozisyonlarını dahi hunharca harcadı, yabancı futbolcu 6+2+2 rotasyonu diyerek bunu geçiştirmek şu an için kolay, takım yeni, futbolcular yeni, lig yeni.. ama erken uyarı sistemi kabul edip bariz yanlışlardan hemen ders almak lazım düşüncesindeydi neredeyse herkes.

Maç çıkışında Beşiktaşta karşılaştığım yaşlı başlı bir ağır abi dedi ki; Schuster en güzelini yaptı ama yapabileceği en kötü şekilde;

"bu Ferrari'den bu kadar olur kendisi ile yürümez, Nihat'dan 10 numara olmaz, Holosko forvette iş görmez"

dedi kendisi, dedi..

Duyunca yok artık dedim ama, Schuster'i de fazla tanımıyoruz, olur mu olur dedim.

Bunun yanı sıra, her ülkenin kendi gerçekleri vardır, Tüm avrupa liglerinin de kendi gerçeği olduğu gibi..

Yeni denemeler ülkemizde % 90 oranında iş yapmaz; kampa girmemek, yerli antrenörden yardım almamak, rakibi internetten "search" etmek gibi gibi..

Şudur ki geçmiş yıllardan anladığımız; ne zaman "ya tutarsa" diyorsak sonu hep hüsran oluyor..