Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '13

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Dershaneyi savunmak eğitime ihanettir!

Dershaneyi savunmak eğitime ihanettir!
 

internetten alınmıştır.


Bugün dershaneciliği savunanlar bilerek ya da bilmeyerek eğitime ihanet içindedirler. Eğitime ihanet aynı zamanda vatana ihanettir.

Türkiyede eğitim sistemimiz dershanelerle bozulmuştur: Karnı "tost"la zihni "test"le doldurulan nesil dershanelerin eseridir.

Son otuz yılın kuşağı neden fikir üretemiyor, neden iki satır yazı yazamıyor, neden yeterince gelişmiş kişilik sahibi değiller!...Bütün bunlar dershanelerin "hapçı" eğitim sisteminin sonucudur.

Dershanenin insan yetiştirmek, hayata hazırlamak gibi bir kaygısı yoktur. Dershane, bilgiyi haplaştırarak verir, bilginin açığa vurumu sadece bir şıkkı işaretlemekten ibarettir.

O da, öğrenci ÖSS sınavına girinceye kadardır. Sınav bittiği gün öğrencinin dershaneden aldığı her şey biter. Tıpkı gıda ishali gibi, bilgi ishalidir bu... Asla bünyeye fayda vermez.

Dershanelerin yaygınlaşması ve ÖSS sorularının dershane mantığına göre hazırlanması  devlet okullarını da bozmuştur.

Tıpkı, kocasını komşusu aşüfteye kaptırmamak için kendisi de biraz aşüfteleşen ehli namus kadın gibi, devlet liseleri de dershanelerin amansız baskısı altında "dershaneleşmek" zorunda kalmıştır.

Türkiyedeki eğitimin bozulması da bundan sonra olmuştur. Bugün, dershaneler, liselerden daha iyi öğretiyor, diyenler bu gerçeği görmeyenlerdir.

Dershaneler kapanmadan öğrenci okuluna dönmeyecektir...Tıpkı yukarda örneğini verdiğimiz evli adam gibi...

Öğrenciler deshaneye gider olduktan sonra, okulu ikinci planda görmüş, okulun insan yetiştirme çabası nerdeyse gülünç ve zavallı bir çaba haline dönüşmüştür.

Düşünün bir kere; bundan otuz yıl önce, yani dershaneler yokken, lise öğrencisinin düzeyi neydi, bugün nedir.

Seksenli yıllarda, dershanenler henüz eğitimi işgal etmemişken, lisedeki öğrencilerimiz bugün profesyonelleşmiş yazarları aratmayacak yazılar, şiirler yazar, bir hatip gibi konuşurlardı.

Bilgi, hem eğitim vasıtası idi hem de, meleke kazandırırdı. Blgisini yazarak anlatmak, konuşarak açıklamak gibi eğitimin temel amaçlarına ulaşılırdı.

Dershane kolaycılığı, rantçılığı bu işi bir kaç şıkkı işaretlemek, bir yuvarlağın içini karalamaktan ibaret hale getirdi. Bu yüzden nesillerimiz kayboldu.

Ayrıca, çok karlı bir iş olan  bu sektöre, ipini koparan herkes girdi...Yakası yağlı kasaba tüccarları dershaneci oldu...Vatandaş koyun gibi yüzüldü, "teke" gibi sağıldı..

Ucuz apartman dairelerinde, bir kaç sıra ve masa koyan dershane açtı...Ne bahçe, ne koridor ne merdiven, ne doğru dürüst tuvalet!..

Dikkat edilsin, Türkiyede hükumetler Milli Eğitim alanında neden yeterince başarılı olamıyorlar?...Olamıyorlar çünkü dershaneler oldukça okulların gerçek eğitim kurumu olması imkansız.

Örneği tekrar ediyorum; metresinden kurtulamayan adamın evine dönüp karısına çocuklarına hayırlı olması beklenemez. Önce, yanlış anletnatifin ortadan kaldırılması gerek..

Dershanelerin doğuda PKK'yı önlediği de palavradır. Otuz yıldır dershane var, otuz yıldır terör var, bu nasıl önleme??..Bu da çirkin bir saptırmadan ibarettir.

Bugün, belli bir "cemaat"in  tek hücreli organizma gibi ortaya çıkarak dershane savunuculuğu yapmasın anlamak mümkün değil...Bu sektör çok çeşitli renk ve şekillerden oluşuyor halbuki...

Milli Eğitimimizin düzelmesi, bilgi ishalinin önlenmesi için dershaneden de dershaneci mantığından da kurtulmamız gerekirken, sırf menfaatleri için buna karşı çıkanlar büyük vebal altındadır.

Dersahaneler, gencecik öğretmen adaylarının 500/600 TL karşılığında hem öğretmen, hem hizmetli, hem kırtasiyeci gibi çalıştırıldığı, acımasızca emeklerin sömürüldüğü bir endüstridir bugün.

Dershaneler kapanırsa işşizlik olur, iddiası da tam bir aldatmacadır. Ortada, doğru dürüst karın doyuran bir iş yokken ne işşizliği bu!!

İkinci olarak da, dershaneye gitmeyen öğrenci üniversite kazanamaz, dayatması sonucu fakir fukara, garip gureba tüm vatandaşın ekmeğinden kesip dershanecilere yedirmesinin getirdiği sömürü vardır.

Cemaat'ten bir gazeteci twitter'de yazıyor: Güya adamın biri ineğini satıp çocuğunu deshaneye göndermiş ama böylece çocuğunu çoban olmaktan kurtarmış!...İşte size kara propaganda!

Peki, kaç adam ineğini sattığı halde, çocuk üniversieyi kazanamamış ve yine çoban olarak kalmış, adam da ineğinden olmuştur!! Bunun istatistiğini tutan var mı?... Dershaneye giden her öğrenci kazanıyor mu?

Yine twitter'da Nazlı Ilıcak'ın dershaneleri desteklemek adına söylediği, "Alan razı veren razı", edebiyatı da çok yanlış ve yanıltıcı...Bir devlet, hele de geleceğini emanet ettiği çocukları söz konusuysa, olaya böyle bakamaz...O zaman her türlü zararlı için de aynı mantığı yürütmelisiniz!

Dershanecelik, Türk eğitim sisteminin kanseridir. Sağlığa zararlıdır. Bundan kurtulmanın yolu kesip atmaktır. Eğer, gerçekten "eğitilmiş" nesiller istiyorsak bu kanserli parçadan kurtulmak şarttır.

Önce bu "zararlı"dan kurtulmak, sonra da okullarımızı nasıl daha iyi hale getiririz, eğitimimizi nasıl daha atılımcı ve çağdaş yaparız onları düşünmeliyiz.

Şurası kesin bilinmelidir ki, dershaneler var oldukça, Türkiyede eğitim, sorunu hangi sistem olursa olsun, çözülmez...Çünkü sorunun kendisi dershanedir.

Devlet bu konuda aldığı karardan dönmemelidir. Menfaat gruplarının çığırtkanlıkları Hükumeti yıldırmamalıdır.

Dershaneler behemahal kapatılmalıdır!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..