Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '07

 
Kategori
Spor
 

DERSİN ADI FUTBOL

DERSİN ADI FUTBOL
 

Ne geçen hafta yaşanan kaotik milli sendromlar ne de tahkim kurulu kararları…

Fair-Play haftasında İngiltere’de öyle bir olay yaşandı ki, sporun insani tarafı tüm güzelliğiyle gözler önüne serildi. Geçtiğimiz Ağustos ayının 28’inde oynanan Nottingham Forest ile Leicester City arasındaki kupa maçı esnasında Leicester City’li oyuncu Clive Clarke kalp krizi geçirmiş ve oyun yarıda kalmıştı. Normal şartlarda İngiliz Futbol Federasyonunun bu tip durumlarda ki maçları hemen ertesi gün oynatmasına rağmen, Leicester City takımının “çok üzgünüz ve oynayacak durumda değiliz” şeklindeki erteleme talebine “bizim için sorun yok, ama rakibinizden izin almalısınız” diyerek, konunun iki kulüp arasında çözülmesi yoluna gitti. Ama kurallar İngiltere’de açıktı. Ertelenen maç, ilk maçın skoru ne olursa olsun 0–0 başlayacaktı.

Bunun üzerine Leicester City aynı talebi Nottingham Forest kulübe ileterek bir cevap istedi. Hemen aynı gün cevap geldi. “Üzüntünüzü paylaşıyoruz ve siz ne zaman isterseniz o zaman oynamaya hazırız.”

Tüm bu yaşanan diyaloglar dahi bizim için çok ciddi örnekler diye düşünürken esas bomba geçen hafta patladı. Her iki takım, ertelenen maçın tekrarı için sahaya çıktığında kimsenin beklemediği bir olay yaşandı. Santra noktasında her zaman forvetleri görmeye alışmış olan seyirciler bu kez topun başında Nottingham Forest’in kalecisi Paul Smith’i görüyordu. Hakemin başlama düdüğüyle birlikte kaleci Paul Smith, ağır bir tempoyla topu sürmeye başladığında önündeki Leicester City’li oyuncular birer birer kenara çekilerek kalecinin topu ağlara bırakmasını alkışlayarak izlediler. Bu golle maça 1–0 önde başlayan Nottingham Forest sonunda rakibine 2–3 yenildi ama skor kimsenin umurunda değildi. Çünkü herkesin aklında maçın başında ki olay vardı. Bu durumu, maç sonunda her iki takım menajerlerinin yaptığı açıklamayla anlayabildik.

İlk maç tatil edilmeden önce Nottingham Forest takımının 1–0 önde olması ve buna rağmen ertelemeyi kabul etmesi üzerine Leicester City takımı yetkilileri, bu durumun adil olmadığını belirtip rakip takıma, “lütfen bize bir gol atarak başlayın, aksi takdirde böylesi bir durum hiçte ahlaki olmayacak” der. Bunun üzerine konu İngiltere Futbol Federasyonuna taşınır ve durumun insani ve ahlaki boyutu anlatılarak federasyon ikna edilir. Böylece gittikçe kirlenen futbol dünyasına eşi bulunmaz bir jest yapar bu iki kulüp.

Böylesi bir spor ahlakının bizim memlekete kaç milyon ışık yılı uzakta olduğu bilinmez ama buna ne kadar çok ihtiyacımızın olduğu gayet net bilinmekte.

Keşke Trabzonspor-Sivasspor maçının hemen ardından birkaç yönetici çıkıp sorumluluğu üzerine alsaydı. Alsaydı da; mevcut kuralları bile uygulamaktan aciz olan Futbol Federasyonu, iki ay sonra Tahkim Kurulu kararı ile yerin dibine geçmeseydi!

İşin acı tarafı, tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen sorumlu bütün yönetici ve teknik adamlar, hala hiçbir şey yaşanmamışçasına yerlerinde oturabilmekteler. Buyursunlar bir süre daha otursunlar bakalım. Nasıl olsa bir gün bu saltanat bitecek ve hak ettikleri yere gideceklerdir.

Nereye mi? Elbette tarihin futbol çöplüğüne…

NOT: Futbolun beşiğinde yeşeren bu güzellik, umarım bizim topraklarımızda da yeşerir. Ancak Clive Clarke’ın geçirdiği kalp krizi çok ciddi bir örgütlenmenin gereğini yeniden hatırlattı bizlere. Özellikle Haziran ve Ağustos ayları arasında yaşanan futbol işçilerinin ölümlerinin tek sebebi, endüstriyelleşen futbol sanayisinin ağır çalışma şartlarıdır. Milyon Avro kazananlarda, karın tokluğuna amatörce futbol oynayanlarda halen bu riskin altındalar. Bu yüzden bütün spor emekçilerinin acilen örgütlenip, kendi çalışma şartlarının iyileştirmesi adına bir şeyler yapmaları gerekiyor. Bunun da tek yolu “sendika”dır. Son birkaç yıl içinde Marc Vivien Foe, Miklos Feher, Gökmen Yıldıran ve Antonio Puerta gibi birçok oyuncunun sahalarda ki ölümlerini izledik ne yazık ki. Bir daha böyle manzaralarla karşılaşmamak adına sporcu sendikalarının kurulması artık daha çok önem taşıyor. Zira oyuncular her zaman Michael Meduna ve Clive Clarke kadar şanslı olamıyorlar…
 
Toplam blog
: 19
: 618
Kayıt tarihi
: 13.05.07
 
 

BirGün gazetesi spor yazarıyım. Aynı zamanda 96.6 frekansından yayın yapan Yön Radyo'da her Salı ..