- Kategori
- Tarih
Destansı Çanakkale ile Son Tekmeyi Yerleştiren Şanlı İzmir, Bir Araya Geldiler.

. ÇANAKKALE denilince, orada durmak lazımdır. Kandıralı yürüyorsa, ona da durmak düşer. Metrekareye binlerce merminin düştüğü Çanakkale, bir anlı şanlı destandır. Bazı kafalar, hala daha dank etmiş değildir bu zafere. Fatih, Kilitbahir Kalesini 9 ayda yaptırdı. Biz ise resterasyonunu 9 ayda tamamlamış olarak tamamlamış kişilerizdir ayrıca.
Hele şükür ki, Çanakkale Belediyesi, koskoca TIR kamyonu ile Çanakkale’yi, Çanakkale’den getirip önümüze koydu. İl il dolaşıyormuşlar. En çok İzmir’de ve Karşıyaka’da ilgi görmüşler. Ç.Kale Belediyesine şükran duyduk. Minnet duyduk. Buruksu sevinçler ve gururlar yaşadık.
Bu toprakların tarihini, kahramanlarını yabancılar bizden daha iyi biliyorlar. Troya’nın tarihini, bizim filmlerden değil Hollywood filmlerinden öğreniyoruz.
Geç de olsa önemini anladık ve 2018, Troya Yılı ilan edildi. Dünyanın dört bir yanından turist bekleniyor. Hektor ve Aşil’i mıh gibi aklımızda tuttuk ama, makinenin taşıyıp yerleştirdiği koskoca bombayı sırtında taşıyıp, namluya sürülmek için gelen Seyit Onbaşıyı neden yadetmiyoruz pek.
Birinci Dünya Harbi içindeki düşmanlarımız İngiltere ve Fransa, Gelibolu Yarımadasını ele geçirerek Çanakkale Boğazı'nı açmak ve devamında da başkent İstanbul'u işgal etmek niyetiyle bu harekata başladılar. 17 kilometrelik siper hattında 8.5 ay boyunca, 490 bini Osmanlı, 530 bini itilaf orduları olmak üzere bir milyonu aşkın asker savaştı.
Çanakkale Boğazı’nı geçilmez kılan savunmanın temelini 1461’de Kilitbahir Kalesi’ni ve karşısındaki Kale-i Sultaniye’yi yaptırarak Fatih Sultan Mehmet atmıştır.
Anzak turistler tuvalet sorarken WC (Winston Churchill) diye sorarak onu aşağılıyorlar.
Çanakkale, müthiş bir direniş destanı, teknoloji ile inancın mücadelesi ama bunu doğru okumak ve doğru anlatmak gerekiyor. Bundan sonraki Kut’ul Amare Zaferimiz neden unutuluyor? Düne kadar unutturulmuştu. Şimdi yeniden ortalığa çıktı. Nedir bu katagulliler?
Kut’ ül Amare Zaferi 1952 yılına kadar bir bayram olarak kutlanmaktaydı. Ancak anlaşılamayan ve açıklanmayan nedenlerle ve özellikle Nato topluluğuna girdikten sonra bu kutlamalara son verilmiş, Kut zaferi unutulmuştur. Bu galibiyetin önemli olmasının bir nedeni de köklü askeri geleneğe sahip olan İngiliz ordusunun tarihinde görülmedik biçimde bir kitlesel teslim oluşu gerçeğidir. Diğer gerçek ise İngilizlerin karşısında, kendilerinden daha eski bir askeri geleneğe sahip olan ve değerini takdir edemedikleri Türk ordusunun bulunmasıydı.
Osmanlı imparatorluğunun Birinci Dünya Savaşına katılmasından altı gün önce; 5 Kasım 1914 günü İngiliz birlikleri Basra Körfezine akan Şettülarap Nehri ağzında buluna Fav yarımadasına amfibi bir harekat düzenledi. Karaya çıkan kuvvetler, zayıf Türk birliklerini yenerek ileri yürüyüşlerini sürdürüp, 21 Kasım günü Basata’yı ve 9 Aralıkta da Kurna’yı ele geçirdiler. Savaşın başlangıç sürecinde Irak’ta seferberlik çalışmaları yeterli derecede verimli olamamıştı. Kuruluş düzenine geçen birliklerin tüm eratı Arap’tı. Devlete bağlılıkları zayıf, eğitim düzeyleri düşük, moralleri bozuk askerlerden oluşan bu birliklerle İngilizlerin ileri yürüyüşünü durdurmak olanaksızdı. Kazandıkları başarılardan sonra saldırılarını Basra yönünde geliştiren İngiliz birlikleri, Seyhan yöresinde Türk mukavemetiyle karşılaştı. İngilizlerin üstün gücü karşısında tutunamayan Türk birlikleri, Katüzzeyn mevkisine çekilerek direnişlerini sürdürmeye çalıştılar.
Arap kökenli askerlerin firar etmeleri ve yerel halkın düşmanca tutumuna İngiliz nehir filosunun bombardımanları da eklenince Türk kuvvetlerini yöneten Irak ve Havalisi Komutanı Cavit Paşa, Basra’yı savunmaktan vazgeçerek birliklerini, Dicle ve Fırat nehirlerinin birleştiği Kurna mevkisine kadar geri çekti. Basra 23 Aralık 1914 tarihinde İngilizler tarafından işgal edildi. Savaş soluk almadan sürmekteydi. İngilizler bu kez de Kurna’ya saldırdılar ve çetin bir muharebeden sonra Türk kuvvetlerini tutsak ederek, tüm Güney Irak’ı ele geçirmiş oldular.
ÇANAKKALLEDE HALEN, NEREYİ KAZSANIZ, MERMİ ÇIKIYOR.
DESTANSI KAHRAMANIMIZ SEYİT ONBAŞI GİBİ DAHA GELEN OLMADI. GERİ KALANI YAVAN VE SUDAN KAHRAMANLIK MENKIBELERİ İLE AVUNUYORUZ ANCAK...
FAZLA SÖZE NE HACET. DESTAN YAZANLAR BELLİ. ONCA YIL GEÇMESİNE RAĞMEN.
YÖREDE EN ÇOK İZMİR-KARŞIYAKALILARCA DAHA ÇOK RAĞBET GÖRDÜ SEYYAR DESTANSI HİKAYEMİZ.
TÜRK MİLLETİNİN KALBİ: ESERLERİYLE BİRLİKTE, "ATATÜRK" İLLEL EBET, PAYİDAR OLACAK.
TEMSİLİ SIHHİYE ÇADIRI. MORFİN YOK, İPLİK YOK. KAN YOK.
ÇANAKKALEDEN GELEN TIR ' IN İÇİNDE İLGİYLE İZLENDİ.... ÇATIŞMADA KULLANILAN MERMİLERİN BOŞ KOVANLARI
NİŞANLARI İLE ATATÜRK
BİR KISMI KIRILMIŞ TÜFEKLER.
BÖYLESİ YİĞİTLER HER DAİM ARANIYOR.
KOSKOCA TIR, CADDELERE SIĞMADI. AMA GÖZÜLLER SIĞDI.
ÇİLEKEŞ SIHHIYECİLER.
KUT'UL AMARE SAVAŞÇILARI SAVAŞÇILARIMIZ, YARALI VE SÜNGÜSÜYLE BİRLİKTE ONURU DA KIRIK İNGİLİZLERİN PERİŞANLIĞI, HER ADIM BAŞI GÖRÜLEBİLİYOR.
MERMİLER BAĞLARININ İÇİNDE BEŞERLİ DİZİLİ
MERMİ VE KOVANLARI ÇANAKKALE SİPERLERİNDEN TOPLANDI HEP.
YORUMSUZ
İNGİLİZ ASKERLERİNİN GİYDİKLERİ AYAKKABILAR İLE ÇARIKLARIMIZ BİR ARADA
MATARALAR
ERLERİMİZ SİPERDE İSTİRAHATTE