- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Dil mi,diş mi, koltuk mu, o adam mı?
Çok başka duygularda çok başka akıyor hayat. Şu mesele hele bir halledilsin de...diyor insan....
Dişim dilimle oynuyor ya da dilim dişimle, aynı şu koltukta oturan adamın aşağıdakilerle oynadığı gibi...
Pis bir koku mu yayılıyor?
Sen dişini, dilini fırçalayarak kurtulursun o pis kokudan; ya aşağıdakiler nasıl kurtulacaklar o adamdan, şu yükseklerde oturandan?
Kurtuluş hep geçici midir bu topraklarda?
Bu coğrafyaya yakışır felaketler, diyordu o. Yakışır yağmur dolusu göz yaşı, hüzün, ölüm! Nasılsa doğum çok bu topraklarda.
Bir gidersek, üç döneriz psikolojisi, ha!
Dişim, o çürük diş çıkıp gitmek ister ağzımdan. Dil, dilim onu bırakmak istemez. Daha çok oyun var birlikte oynayacağımız, nereye böyle, hem de erkenden?
Bu coğrafyada koltuk olsun da nasıl koltuk olursa olsun; oturulur ve kalkılmaz o koltuklardan!
Adam oturmuş koltuğa, aman allahım nasıl da kurulmuş! Aşağıdan da gelir bol bol alkış, dokunmayın keyfime durumları. E o zaman ne diye bırakıp da koltuğu karışsın alttakilerin arasına?
Hem bu koltuk çok güzel! Bu tepe de harika! Elini uzatsan yıldız, güneş, ay ve hatta...
Dişim kan peşi gider, kanaya kanaya, işte gidiyor; ya o koltuk, ya o koltukta oturan adam nasıl gider, gidiyor mu kansız?
1. Not: Herkes bu coğrafyada, ben başka bir dünyadayım, diyor, başka dünyaları yaşıyorum!?
2. Not:
İster misin şimdi,
o başka
dünyalardan
başka,
bambaşkalar
çıkıp da
ellerinde tarakları
tarasınlar
dünyaları,
her biri
başka alamet
dünyalarımızı!
Ş.Y.
Pis bir koku mu yayılıyor?
Sen dişini, dilini fırçalayarak kurtulursun o pis kokudan; ya aşağıdakiler nasıl kurtulacaklar o adamdan, şu yükseklerde oturandan?
Kurtuluş hep geçici midir bu topraklarda?
Bu coğrafyaya yakışır felaketler, diyordu o. Yakışır yağmur dolusu göz yaşı, hüzün, ölüm! Nasılsa doğum çok bu topraklarda.
Bir gidersek, üç döneriz psikolojisi, ha!
Dişim, o çürük diş çıkıp gitmek ister ağzımdan. Dil, dilim onu bırakmak istemez. Daha çok oyun var birlikte oynayacağımız, nereye böyle, hem de erkenden?
Bu coğrafyada koltuk olsun da nasıl koltuk olursa olsun; oturulur ve kalkılmaz o koltuklardan!
Adam oturmuş koltuğa, aman allahım nasıl da kurulmuş! Aşağıdan da gelir bol bol alkış, dokunmayın keyfime durumları. E o zaman ne diye bırakıp da koltuğu karışsın alttakilerin arasına?
Hem bu koltuk çok güzel! Bu tepe de harika! Elini uzatsan yıldız, güneş, ay ve hatta...
Dişim kan peşi gider, kanaya kanaya, işte gidiyor; ya o koltuk, ya o koltukta oturan adam nasıl gider, gidiyor mu kansız?
1. Not: Herkes bu coğrafyada, ben başka bir dünyadayım, diyor, başka dünyaları yaşıyorum!?
2. Not:
İster misin şimdi,
o başka
dünyalardan
başka,
bambaşkalar
çıkıp da
ellerinde tarakları
tarasınlar
dünyaları,
her biri
başka alamet
dünyalarımızı!
Ş.Y.