- Kategori
- Aşk - Evlilik
Dile gelmemiş aşklar
alıntıdır
Onu gördüğü zaman gözlerinin içi gülüyor.
Sanki bir bakış onu alıp hiç olmadığı, daha önce hiç ayak basılmamış bakir yerlere götürüyor.
Karşısında tebessüm eden bir bakış var ve o bu bakışa hayran kalıyor.
Zaman zaman bir araya geldiğimizde konuşuyoruz; “hala aynı mı, yok mu bir gelişme?” diye sorduğumda, “evet aynı” diyor gözlerinde aynı mutlu ifadeyle.
Ben hızlı gelişen olaylardan yana olduğum için kızıyorum. Bir şey olacaksa olmalı diye bakıyorum.
Ama o bütün sakinliğiyle aynı gidişattan memnun ifadesiyle gülüyor.
Bir konuşsan mı acaba? diyorum;
“Konuşmak değil isteğim, elimde olsa sadece mavi bakışlarının resmini çekerim
Bırak böyle güzel kalsın içimizde. İstediğim karaktere sığdırıyorum onu. Hiç üzmedi henüz beni mesela.
Daha kavga da etmedik. Kırmadık birbirimizi ve kısa sürede tüketmiyoruz içimizde beslediklerimizi. Bırak içimde güzel kalsın böyle.
Konuşursa yıkılacak belki de ona oturttuğum sıfatlar. Boşa gidecek onca düş ve düşlenen güzel yarınlar. İyisi mi hiç dile getirmeyelim, böyle güzel duygular beslemekle yetinelim.
Hem ne biliyoruz konuşmasının suskunluğundan iyi olacağını?”
***
Bazen içimizde büyüttüğümüz aşklar, yaşanıldığı zannedilen ilişkilerden çok daha ulvi değerler taşır.
Her gün beraber olmadığın birini seversin, güldüğünde gülersin.
Uyumadan önce en güzel düşlerindir. Rüyanda bile bir film gibi onu izlersin.
Karşılaşırsın çarpıntın artar, görmezsin gözlerin arar.
Elin bir telefona gidecek olur ki, numarasını bilmezsin. Bu bile başka bir anlam katar.
Gözlerinden okumaya çalışırsın onu ve onun yaşantısını.
Sıradan bir kelimesinden anlam çıkarmaya çalışırsın. Güzeldir ona kafa yormak.
Ve özeldir söylenmemiş bir aşkın kahramanı olmak.