Dini seferberlik...Durmak yok yola devam...

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen kanun tasarısına göre; Kur’an Kursu yaptıranlar, Cami gibi ibadethane yaptıranlar ve bunların masraflarını üstlenenler, giderlerini gelirler ve kurumlar vergisinden indirebilecekler...

Kısacası  "hayır" yapacaklar ama  vergisini vermeyecekler!

Ülkemizde 80binin üzerinde cami var... Yaklaşık 350 kişiye bir cami düşüyor...

35bin “Cami yaptırma derneğinin “ olduğu söyleniyor...

AKP İktidarı döneminde;

İmam-Hatip Liselerinin öğrenci sayısı 71binden 198bine

Kur’an Kursu sayısı 3bin 852’ den, 8bin 696 ‘ya – Kaçak Kur’an kursları hariç-...

İlköğretim çağındaki çocuklara yaz tatilinde verilen Kuran Kursu'na ise 2000 yılında 715bin öğrenci katılmışken, 2010 yılında bu rakam 1. 880bine yükselmiştir...

Yetişkinler Kuran kursuna 2000 yılında 9 bin kişi katılmışken, 2010 yılında bu rakam 300 bine yükselmiş.

 4+4+4 Eğitim sistemiyle bu rakamların hızla artacağı tahmin ediliyor...

Tüm bunlar, vatandaşlarımızın vergilerinden oluşan devletin bütçesinden yapılıyor...

Vergi mükellefinden vergisini almıyorsun, cami yapmasını, Kur’an Kursu yapmasını teşvik ediyorsun... O alınmamış vergilerde tüyü bitmedik yetimlerin ve çeşitli inanca sahip vatandaşlarımızın da hakkı vardır...

AKP Hükümetinin aldığı bu karar öncelikle eşitlik ilkelerine aykırıdır... Bu karar, din istismarcılarının her türlü sömürüsüne de açıktır... Vatandaş, hayrına cami yapıyorsa bunun vergisini de ödemelidir... Yoksa bunun adı vatandaşın kesesinden hırsızlık olur...

Öncelikle Devlet bütçesinden çok önemli bir pay alan – 12 Bakanlığın bütçesinden fazla- Diyanet İşleri Başkanlığının konumu da tartışılmalıdır... Hepimizin vergilerinden oluşan bütçeden çok önemli bir pay alan bu kuruluş hangi mezhebe, hangi ideolojiye hizmet etmektedir onu bir sorgulayalım...

Din kişiye ait bir inançtır... Devlet inançlar yönünden tarafsız olmak zorundadır... İnançları doğrultusunda ibadetlerini yapmak isteyenler bunun finansmanını kendileri karşılamalıdır... Cumhuriyetimizin kuruluşunda bir ihtiyaç gibi algılanan Diyanet İşlerinin günümüzde gereği de kalmamıştır...

Dindar Gençlik söylemi yeni bir söylem değildir... AKP iktidara geldiği günden beri bunu gerçekleştirmek için uğraşıyor, zaten rakamlar da bunu gösteriyor...

Saidi Nursi’siz Türkiye’nin maneviyatsız kalacağını bu dönemde öğrendik. Kurtuluş Savaşına karşı tavır aldığı ve Yunan uçaklarından bu yönde bildirilen dağıttırdığı için idam edilen Teal-i İslam Cemiyetinin yöneticisi İskilipli Atuf Hoca’nın da bu dönemde bir kahraman gibi topluma lanse edilerek adının İskilip Hastanesine verildiğine şahit olduk...

Şimdi de Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek meclise gelecek bu tasarıyla, Kur’an Kursları açmak, cami yapmak için bir yarış başlayacaktır... Çünkü bu iş hem ekonomik, hem siyasi, hem de dini yönden çok kârlı bir iş olacaktır !...

Görüldüğü gibi bir “Dini” seferberliğin içindeyiz... Ne diyelim, durmak yok yola devam...