Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Diplomalı Kunta-Kinte'ler...

Diplomalı Kunta-Kinte'ler...
 

Gençler nereye koşuyor ?..


Dünkü öğretmen kur'alarının çekilmesinden önce, Milli Eğitim Bakanının her zamanki rahat ve sevimli(?) duruşuyla anlattığı fıkradan dersler almıştım.

Bakan,''Cehennem yolcusu İspanyolun, yanına şarabını, İngiliz'in bilgisayarını almak istediğini;Türk'ün ise yanında ikametgah belgesiyle,iki fotoğrafının bulunmasını istediğini '' ballandırarak anlatmıştı.

Sanki yıllarca hantal bürokrasiyi yaratanlardan değilmiş gibi; uzaydan gelmiş gibiydi !..

Sayın bakan, sözümona adayların heyecanlarını gideriyordu (?)

Kur'a çeken gençler,milyonlarca işsiz üniversite mezunlarının yanında ''devede kulak'' şanslı olan çocuklardı.

Ya diğerlerinin sonu ne olacak ?..Sosyal devlet anlayışı bu mu ?..

Bakanımız ve şürekası belki unutmuştur diye aşağıdaki gerçekleri yazma ihtiyacını duydum.
.........


Dünya Bankası raporuna göre: Türkiye'de 20-30 yaşları arasındaki eğitimli gençlerin yüzde 30 'u işsiz.

Dünya Bankası'nın Türkiye'deki yoksullukla ilgili çalışmasının bir parçası olarak,işsizlik ve istihdam üzerinde hazırladığı projenin ön raporuna göre;lise mezunlarımızın yüzde 50 'si;üniversite mezunlarımızın yüzde otuz beşi ise iş bulamıyor.

Çıkış yolu arayan işsiz gençler ,semtlerde kurulan sosyete pazarlarında açtıkları stantlarla geçimlerini sağlamaya çalışıyorlar.Kendi alanlarında iş bulabilenlerin yüzde 55'i de hiçbir sosyal güvenlik kurumuna üye olamadan çalışıyor.

Raporda,eğitimli işsizler ordusunun sayısı arttıkça, Türkiye'den beyin göçünün hızlanacağı ve ülke sorunlarının artabileceği de belirtiliyor.

Kendi alanlarında iş bulamayan, bulsalar bile herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmayan eğitimli nüfus ise kendine çıkış yolu arıyor.

Çıkış yolu olarak bulunan adres ise semt ve sosyete pazarları.

Pazarlardaki üniversiteli oranı yüzde 40'larda. İşsizlik sorunu ve krizler bu oranı her geçen gün arttırıyor. Sosyete pazarı olarak bilinen tekstilden ayakkabıya, ev gereçlerinden çeyiz eşyalarına kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip pazarlarda ise bu oran yüzde 80'lerde.


İstanbul'da Bahçeşehir, Ulus, Kadıköy; Ankara'da Çayyolu, Ayrancı; İzmir'de Hatay, sosyete pazarlarının kurulduğu semtler. Bahçeşehir Belediyesi'nin yaptığı araştırmaya göre pazarda çalışanların yüzde 80'i üniversite öğrencisi.

Bahçeşehir Pazarı’nda çalışan Pınar Tezcan, İstanbul Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı mezunu olduğunu ve yüksek lisans yaptığını, uzunca bir süre iş bulamadığı için pazarcılığı seçtiğini söylüyor.


Aynı pazarda çalışan Ceyhun Usta ve eşi de kriz mağduru beyaz yakalılardan. Kriz sonrası bu mesleğe başladıklarını söylüyorlar. Sosyete pazarlarının ve özellikle İstanbul Bahçeşehir pazarının tamamına yakınını iş bulamayan üniversite mezunları oluşturuyor.

Fakat genel istekleri eğitim aldıkları, uzmanlaştıkları konularda ve islerde çalışmak… Hayatlarını sürdürmek zorunda olduklarını ve geleceğe hala umutla baktıklarını da sözlerine ekliyorlar.

"Mesleğime hiç başlayamadım ki"

Ankara'da da durum İstanbul'dan pek farklı değil. Her gün farklı bir semtte kurulan sosyete pazarları, özellikle Kızılay semtinde, sabit dükkanlar halini almış durumda.

CD'den çantaya her şeyi bulabileceğiniz bu yerlerden birinde ahşap eşyalar satan Göksel Umut, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Bölümü mezunu. Öğrencilik yıllarında maddi sıkıntılarla yarı zamanlı çalışarak başlamış önceleri.

Okul masraflarını karşılamak için başladığı bu iş, üniversiteyi bitirip mezun olduktan sonra mesleği olmuş. "Mecburiyetten başladım, iş bulamayınca da devam ettim" diyen Umut, "Dükkanımın adını Eskici koydum. '' derken gözpınarları doluyordu.

Artık hep bu işi yapacağımı anladıktan sonra da işimi geliştirmeye başladım. Artık sattığım ahşap eşyaları kendimiz yapıyoruz" diyor. "İleride edebiyatla ilgilenmeyi, yani kendi mesleğinize dönmeyi düşünüyor musunuz? " diye sorduğumuz da ise Göksel Umut; "Mesleğime hiç başlayamadım ki, nereye döneceğim" diyor.


Aynı yerde standı olan Ceyhun Borat ise Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi. Borat da diğer öğrenciler gibi maddi destek olsun diye başlamış. Ceyhun Borat, gümüş takılar sattığı standın kendisine çok önemli bir maddi destek sağladığını belirtiyor ve ekliyor: "Sanırım mezun olduktan sonra da gümüş takılar satmaya devam edeceğim. Başka bir alternatifim de yok gibi."

Dokuz Eylül,Fen-Edebiyat,Fizik Bölümü mezunu,çakmak ve gözlük satıcısı (?) delikanlının anlattıkları karşısında,ürperiyoruz.

'' 5 yılda,çok zor koşullarda bitirdiğim üniversitemde bilim adamı olma hayalleri kuruyordum. Hocalarım çok kaliteli bilim adamlarıydı. Ama Türkiye gerçeklerinden kopuktular. Mezun olduğumuzda işsiz kalacağımızı bile bile ağır bir bilimsel proğram uyguladılar.İki arkadaşımız yoksulluk ve ders yükünden dolayı intihar ettiler.Kimsenin umurunda bile değildi!..''

Manyas'lı olan delikanlının Maliye Bakanı'nın aile efradıyla binlerce dönümlük şeftali bahçelerini nasıl ucuza kapattığını da ilave ediyordu.

Şaban Abi'nin marifetleri de yakında unutulur elbet !..Neleri unutmadık ki!..

Ama acı bir gerçek var ki ''Diplomalı işsizler ordusu'nu yaratanlar '' bu ülkeye en büyük kötülüğü yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar !..

O kadar yüzssüzler ki hala üç beş kişiye makam sağlamak için tabela üniversitelerini açmaya devam ediyorlar.

Çağdaş Kunta-Kinteler'in bu sefer toplu olarak götürüleceği bir ülke yok !..

Başka Türkiye yok !..
******************

Kaynakça:A.Ü İletişim Fak.Yay.



 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..