Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '19

 
Kategori
Dünya
 

Diplomasi ve Fatih Yıldız

Devlet olgusu, toplumların yaşam evrelerinin genel bütününe hitap etmektedir. Vatandaş realitesinin halk kitlelerine dönüşüm süreci, devletleşme ekseninin de zeminini oluşturmuştur ve buna göre de devlet eşittir cumhur yani halkın kendisidir biçiminde ifade edilebilmektedir.

Toplumların karşılıklı aidiyetlere sahip oldukları devletleri ile iletişimleri ise her iki tarafında ilişkilerinin ana eksenini oluşturur. Bunun temelini ise, mevcut karar ve yürütmeyi uygulamakla mükellef olan toplumlar nazarında yönetimin yüzü olan bürokratlar yani Devlet-i Erkân'dır.

Karar alıcı üst yönetimin, yükümlülükleri ve işleyiş nedeniyle halk ve devlet arasında ki iletişim kanalını, bürokrasinin son yüzü yani ilgili yöneticiler, bürokratlar oluşturur. Yani sahada ki kadrolar, yurttaşlar nazarında devlete olan bakışı, ilgi ve nefretin en stratejik ve merkezi noktasını oluştururlar.

Tarihin en nadide sayfaları da bu konuda bugünlere pusula niteliği taşıyan, devlet ve halk arasında ki diyaloğa dair birçok fikir beyan edildiğini bizlere göstermektedir. Örneğin Şeyh Edebali, ''İnsanı yaşat kl devlet yaşasın.'' ifadesinde bulunurken, yine Platon ise, ''Devlet işleri içten gelen bir sevgi, edep ve kamil akıl ile yürütülmezsde onun sonu çöküş ve yok oluştur'' biçimlerinde ifadelerde bulunmuşlardır.

Kanuni Sultan Süleyman ise, ''Mevkiler önce Allah'a, sonra Devlet-i Aliyye'ye karşı sorumluluktur'' diye açıklamada bulunmuşlardır. Söz konusu aktarımlar gibi daha binlerce 'olması gerekene dair' bilgi sarmalı bizlere sunulmuştur ve hepsinin öznesine baktığımızda da devlet bürokrasisinde sevgi ve örnek şahsiyet olmanın önemine olan büyük vurguları görebilmekteyiz.

Muhtelif yazılarımda Cumhuriyet sonrası zorlu koşullarda Iğdır'da görev yapmış olan, bölge halkının tanımlası ile 'Hüsnü bey amca' yani rahmetli Hüsnü Bingöl'den bahsetmekteyim. O dönem Emniyet Müfettişliği görevi ile Iğdır'da bulunan Hüsnü bey, toplumla öylesine sevgi dolu bir frekans yakalamıştı ki, o dönemlerde ismi kilometreler aşmış, adına şiirler yazılmış ve toplumun kalbinde yer edinmişti. Üzerinden neredeyse yüzyıl geçmiş bir görev adamı, diğer devlet görevlileri aksine bugünlerde dahi mutlulukla yad edilmekte, kalplerde anılmaktadır.

Genellikle kendisinden bahsetmekteki amacımız, onu hatırlatmanın yanı sıra, alan ve makamına bakılmaksızın günümüzün mevki sahipleri devlet görevlilerimiz için de bilgilendirmedir. Bu topraklarda varolmuş bu şahsiyetlerden devir aldıkları misyonlarını sürdürebilmeleri için farkındalık yaratmaktır.

Bu anlamda mutlu olduğumuz bir nokta da var ki, kendisi de Hüsnü Bingöl gibi toplumumuzun hafıza ve yüreğinde büyük yer edinmiş olan günümüzün Irak/Bağdat Büyükelçisi Sayın Fatih Yıldız'ın varlığıdır.

Sayın Büyükelçi'nin pratikleştirdiği temel yaklaşımın sevgi ve insan odaklı olması, özellikle de büyük travma ve kırılmalardan kurtulmaya çalışan Irak halkları açısından son derece büyük önem arz etmekte. Irak'ın kendi iç dengeleri içerisinde korku imparatorluğunu tesis etmek isteyen çıkar odaklarının en çok da karşıt durdukları Türkiye ve Irak arasında ki sevgi temelli diyalog ve coğrafi bütünleşme açısından en önemli katkı payı sahiplerinden birisi de hiç kuşkusuz ki Büyükelçi Fatih Yıldız'dır.

Özellikle Bağdat ve yakın çevre illeri Yıldız hakkında gayet bilgi sahibi Yıldız, hem Irak'lılar hemde Ticari veya farklı nedenlerle bölgeye giden Türkiye vatandaşları açısından 'Devlet'in Baba' yüzü olarak anılıyor. Sorun ve faaliyerinde Yıldız'ın kendilerini muhattap olarak kabul etmeleri ve bizzat sahada ilgili kişiler ile birlikte faaliyetlerde bulunacak kadar her bir bireye önem vermesi, insanların kalbinde iz bırakmış durumda.

Büyükelçi Fatih Yıldız, orada bulunma amaçlarının temel işleyişlerin dışında, manevi olarak da eşit kültüre sahip olduğumuz, aynı toprakları paylaştığımız Irak halkları ile hayatın her anlamına dair ihtiyaçları anında yardımlarına koşmakta. İhtiyaç sahibi bir ailenin ihtiyaçlarını gidermekle kalmayan, kimi zaman bir engelli bireyin ihtiyacını gideren, kimi zaman da ülkenin kendi iç dengelerinde sorunları çözülmeyen halkın yardımına eğilen bir isim olarak anılıyor Büyükelçi Fatih Yıldız.

Halkın içinde olan, yerel dillerde insanlarla iletişim kurmaktan geri kalmayan Fatih Yıldız, meselenin özü itibariyle özellikle tüm Ortadoğu halklarının eksikliğini yürekten hissettiği 'sevgi ve hoşgörü' konusunda Bağdat'da bir devrimi gerçekleştirmektedir. Fatih beyin şahsında gerçekleşen bu başarı, esasen Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük kazanımlarından birisi olarak uluslararası ve bölgesel zeminlerde dikkat çekici bir başarı olarak tarihe not düşüyor.

Büyükelçi Yıldız'ın aktif olarak kullandığı sosyal medya hesaplarına baktığımızda ise özellikle Irak'lıların büyük ilgisi dikkat çekmekte. Günümüz global yaşam biçimlerini en etkili şekilde kullanan Yıldız, diyaloğa giden her alanı değerlendirmekte.

Yine aynı şekilde Ortadoğu toplumlarının büyük önem verdiği Aile noktasında da kıymetli eşi Nesrin hanımla olan uyumu ve faaliyetlerde ki özverili birlikte hareket etmeleri, dış dünya da ülkemizin açısından çok dikkat çekici bir durum.

Fatih Yıldız'ın şahsında yaşananlar, günümüz dünyasının diyalogtan kaçan, öteleyici ve nefret odaklı uygulamalarına da en güzel cevaplardan birisidir. Aradan yüzyılda geçmiş olsa, Hüsnü Bingöl'ün şahsında yaşananlar, Fatih Yıldız nezdinde de tekerrür edecektir ve gönüllerde ki makamı her daim tebessümle anılacaktır.

Bağdat'da gülümseyen bir Büyükelçi Fatih Yıldız, büyük Türkiye devletinin merhameti ve mazlumlara olan şefkatinin en hakiki yansımasıdır. Ülkemizin kendileri gibi, görev ve insan ahlakını birleştirebilmiş ve saha da somutlaştırabilmiş Diplomat ve Bürokratlara gerçekten çok ihtiyacı var.
 

 
Toplam blog
: 13
: 214
Kayıt tarihi
: 19.07.16
 
 

Kutlu analiz...  ..