DİRENİŞİN ADI : GEZİ

Bundan üç yıl önceydi; Taksim'de Gezi Parkı’na yapılması planlanan Topçu Kışlası sebebiyle bir grup genç parkta ağaç nöbeti tutmaya başladı.

Ardından çadırların yakılması, polisin orantısız gücü, hükümetin açıklamaları ve tutumu ülkenin kaderini bir anda değiştirdi ve bugün Gezi olayları/eylemleri/direnişleri olarak adlandırdığımız süreç Türkiye tarihine damgasını vurdu.

Gezi'yi asla unutmayacağız !

O döneme şahit olan bizler Gezi’yi aradan iki yıl geçse de yirmi yıl geçse de unutmayacağız. 
Çünkü…

Çünkü Gezi’de birlikte ne kadar güzel olabildiğimizi gördük
Çünkü “Biber gazı oley” şarkıları eşliğinde kötülüklere, haksızlıklara hep birlikte göğüs germekti.
Çünkü gaza boğulsak da sesimizin en gür çıktığı zamanlardı.
Çünkü her şeye rağmen Taksim’de yaşlı, genci, sağcısı, solcusu, Beşiktaşlısı, Fenerlisi, Galatasaraylısı kol kolaydı, yürek yüreğe idi

Çünkü bunun için köprüleri yürüyerek aşmaktı, inanmaktı

Çünkü Gezi sadece park değildi, kütüphaneydi, çocuk atölyesiydi, sevgiydi, emekti, samimiyetti..

Gezi, Ethem’di, Berkin’di, Ali İsmail’di, Abdullah Cömert’ti, Mehmet Ayvalıtaş’tı, Medeni Yıldırım’dı, Ahmet Atakan’dı…

Çünkü Gezi ruhu "Orantısız Zeka'ydı.
Çünkü orantısız mizahtı, izahı olmayan şeylerin mizahı olabileceği gerçeğiydi

Gezi bir RUHTU,
Çünkü TOMA kullanan Polis, POMA kullanan Çarşı ruhuydu

Çünkü şiddete müzikle, kitapla, karanfille en iyi cevabı verdiğimiz o günlerdi
Çünkü o ruhun park forumları ve mahalle dayanışmalarıyla sürdürülmesi, hiç unutulmamasıydı..

Gezi bir DİRENİŞTİ,
Gezi Halktı..
Çünkü Gezi “Korkma la biz halkız” diye bağırdığımız günlerdi.

Çünkü Gezi, isyan günlerinde aşktı...
Çünkü bir arada olup asla boyun eğmemekti

BİRLEŞİNCE NE GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE !.

../..