- Kategori
- Aile
Dişi bir kaplan, Asuman ( 5)
-Beşinci bölüm-
Asuman Doğu’yu kenara çekmeye çalışırken Rıfat’ın oğlu’na attığı tekme Asuman’a isabet ediyor ve yere düşüyor Asuman. Doğu yanlarında duran taşıyıcı adamın elindeki sepetten bıçak çekip babasının üzerine doğru atıyor. Rıfat’ın yanağını kesen bıçak yere düştüğünde bu kez Asuman kapıp bıçağı üzerine yürüyor Rıfat’ın, taşıyıcılar araya giriyorlar. Rıft eli yanağında uzaklaştırılıyor. Asuman acele ile kalan eşyaları bırakıp kamyoncuya hemen gitmek istediğni söylüyor. Alıyor çocuklarını da şoför mahaline ve yola çıkıyorlar İstanbul’a..
Rıfat’ın hiç bilmediği bir yer olmalı gideceği yer. Tahmin edemeyeceği bir yer. Uzun bir süre hiç kimse konuşmuyor. Sessizliği ilk bozan şoför oluyor. “Yenge bu herif polise gitmiş olabilir. Yolda çevirebilirler bizi ona göre” Asuman hiç cevap vermiyor. İkizler “ Anne acıktık” dediklerinde bir benzin istasyonunda duruyor kamyon ve yemek için indiklerinde konuşmaya başlıyor Asuman şoförle “ Abi İstanbul’a yakın bildiğin bir yer var mı ? sakin küçük bi kasaba? ” Şoför şaşkın
-Abla Küçükçekmece konuşmuştuk
-Vazgeçtim. Başka bir yere gidelim.
-Tekirdağ tarafında Silivri diye bir yer var. Deniz kıyısı küçük bir yer. İstanbuldan uzak sayılmaz ama içinde değil. Benim Amcaoğulları ordalar. Ordan biliyorum
- Tamam Silivri’ye gideceğiz o zaman, diyor Asuman ve Silivri’ye geldiklerine Şoför’ün akrabalarının vasıtasıyla bir ev buluyorlar. Ev sahibi Hacı. Karısını iki yıl önce kaybetmiş, iki oğlu bir kızı var. Asuman’ın yanında dükkanı devrettiği para var. Üç aylık peşin kira ödüyor. Eşyayı boşaltıyorlar eve. Hacı’nın bakışlarından hiç hoşnut değil Asuman, ama bir eve ihtiyacı var. Evin elektrik ve suyu kapalı. “ Yarın hallederiz” diyor Hacı. Üst katta oturuyor Hacı. Yukarıdan bir kablo ile bir ampul sallandırıyorlar aşağı, kovalar ile su taşıyorlar ve Asuman sabaha kadar temizlik yapıyor o gece, çocuklar Hacı’nın evinde uyuyorlar.
Yerleştiğinin birinci haftasında Hacı’nın niyeti çıkıyor ortaya. Önceleri “ Kızım” derken, Asuman hanım’a dönüyor hitabeti. O “ Hacı amca” demeyi sürdürüyor. Kızı ile çocukları bir gün Sinemaya gönderiyor Hacı ve o gün “çamaşır makinesi çalışmıyor bi baksan “ diye yukarı çağırıyor Asuman’ı.. Karısının Bileziklerini uzatıp Asuman’a “bunları senin takmanı istiyorum” diyor ve ekliyor “ Yalnızlık zor Asuman, 4 bebeylesin. Benim de çocuklar bugün yarın uçacaklar yuvadan” Asuman ne diyeceğini şaşırıyor ve hemen çıkıyor evden. Biraz sonra hacı kapısına geliyor.
- Konu komşuya rezil olmayalım. Sana zarar vermem. Allahtan korkarım. Seninle ki laf edeyim istemezsen rahatsız etmem bi daha.. deyip razı ediyor Asuman’ı
Odaya geçerlerken kalçalarında Hacı’nın ellerini hissediyor ve Hacı’yı tekme tokat dışarı atmaya çalışıyor. Bağırış çağırışa komşular geliyorlar kapıya.
-Rezilliği düşünebiliyor musun ömer abi.. Bir de şerefsiz benim üzerime atmasın mı. “Hem cilve yaptı evine davet etti komşular. Beni al diye yalvardı.. Sen benim kızımsın olmaz dedim beni bu hale soktu” demesin mi! Makinenin üzerinden makası kaptığım gibi üzerine yürüdüm ama komşular kurtardılar ırz düşmanını…
O gece bir komşusu gelip Asuman’a “ Biz onun ne mal olduğunu biliyoruz kızım. Sen boş ver onu. Yarından tezi yok bu evi boşalt. Bu namussuz seni rahat bırakmaz” deyip yardımcı olmuş Asumn’a ve ertesi gün Bir başka mahallesinde bir başka eve geçmiş asuman. Parasını geri alamamış. Elektrik ve Su paralarını da.
Yeni taşındığı ev bir bahçe içinde iki ayrı haneden oluşuyormuş. Ev sahibi yaşlı bir teyze. Bir de 20 li yaşlarda bir erkek torunu var, Sanayi çarşısında oto elektrikçisi yanında çalışan. Yaz sonunda askere gidecek.
- Abi ben de bir uğursuzluk var biliyorum. Bu çocuğu da hiç sevemedim. Ama benden ufak ya yanlış şeyler düşünmez diyorum. O şerefsiz benim ikizler ile çok ilgileniyo. Onlara her akşamüzeri birer tane sürpriz yumurta getiriyo. “ Kardeşim yapma, yazık bi sürü para harcama” diyorum. “ Ablacım olur mu onlar benim yeğenlerim” diyo..Meğerse Yağmur’a sarkıntılık ediyormuş. Onu kenar köşe sıkıştırıp saçlarını okşayıp, öpmeye çalışıyormuş. “Annene söylersen sizi evden atarım” diyomuş. Bi gece Yağmur’um uykusunda ağlıyarak sayıklıyo “ Yapma Remzi abi. Yapma remzi abi” diye. Uyandırdım. Kan ter içinde yavrum. Biraz rahatlayınca sordum anlattı. O gece uyumadım. Sabah işe giderken çıktım önüne, elimde makasla “bana bak züppe.. Bi daha yağmur’un yanına yaklaşırsan senin aletini aha bu makasla keserim” dedim. Pis pis sırıtıp “ ne kıskandın mı? ” demesiyle makası organ bölgesine sapladım. Esma teyze’den Allah razı olsun. Mahkeme de şikayetçi olmadı. Torununa da evde düştüm dedirtti. Mapusa girmekten kurtuldum.
Asuman anlattıkça sanki Türk filmi seyrediyordum. Bu kadar aksilik bir insanın başına nasıl gelebilirdi. Saate baktığımda iki saati geçmişti geldiğinden beri ve çok ilginç beni hiç arayan olmamıştı.
-Asuman kusura bakma bunlar hayal ürünü değil değil mi? Diye sorduğumda o kocaman kara gözleri önce iki misli açıldı, ardından büzüldü.
-Tamam abi. Anlaşıldı. Zamanını aldım kusura kalma. Sağol yemek için, deyip kalktı gidiyor..
-Dur kızım nereye?
- Yok. Sen beni başka türlü değerlendiriyosun anlaşıldı. Ben gidiyorum. Bakarım başımın çaresine abi. Sağol..deyip çıktı gitti. Kala kaldım bir an. Selma hanıma seslenip getirmesini söyledim. Selma hanım biraz sonra içeri girdi
- Ömer bey getiremedim, kusura bakmayın.. dedi
-Bir sabah erken gelelim dedim ofise başıma gelenlere bakar mısın? Dedim Selma hanım’a
- Ev adresini aldım Ömer bey. Nerde oturduğunu öğrendim?
- Siz mi istediniz, o mu söyledi?
- Ben çok ısrar ettim. Tarif etti. Biliyorum nerede olduğunu
- Neyse.. Keyfi bilir ne yapalım. Yardım talep eden o.. Kapris yapacaksa keyfi bilir. Boş geçin Selma Hanım.
İşlere daldım. Arada bir aklıma geliyor ve o bakışları hiç aklımdan gitmiyor, sonra tekrar işlere dalıyorum.
Akşamüzeri telefon çaldı. Handan hanım telefonun diğer ucunda
- Ömer bey Asuman hanım sizinle görüşmek istiyor. Burada kendisi.
(ARKASI YARIN)