Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '10

 
Kategori
Bilim
 

Doğal evrime dönmek zorunluluğu

Doğal evrime dönmek zorunluluğu
 

Doğal evrime dönmek hayatımızı yeniden kendimize ait kılmanın da zorunlu koşulu. Burada esas olan bu yolda ilerlerken nasıl var olduğumuz bu yoldaki çabalar içinde yeniden insana; doğal evrime dönüş zihniyetimiz.

Günümüzde yalnızca yaşamın devam etmeme riskine karşı değil, insan olarak kendi gelişimize hâkim olmak yönünde insanın kendisi ve doğa ile uyumu ütopyasının bir parçası olmalıyız.

Doğumdan sonraki ilk yıllarımızın öğrenme hızını yeniden kazanabileceğimiz; tüm alıştırıldıklarımızdan, öğretilmişliklerden biricik hayatımızı arındırabileceğimiz bir sürecin parçası olabilmek esas. Hayat dediğimize tükettiğimiz kendi zamanlarımıza bir bakmalıyız ne kadar kendimize aitiz…

Yaşamı hayatı kendimize ait kılmak Özgürleşmek dediğimiz: Birlikte öğrenme sürecini insana ait kılmak, kimseye öncelik ayrıcalık bahşetmeden; kendi verimliliğimize doğal evrime yeniden dönebilmek.. Buradaki verimlilik kazan kazan prensibindeki verimlilik değil dayanışma, öğrenme sürecindeki verimliliğimiz…

Doğal evrim tanımını Murray Bookhin’de okumuştum; Hiyerarşinin ortaya çıkışı ve çözülüşü kitabında: “doğal evrime yeniden girişimiz, insanlığın doğallaştırılması olduğu kadar, doğanın da insanlaştırılmasıdır” şeklinde bir yaklaşım öne sürüyor, doğayı kendine geri sunmak ona yaptıklarımızı durdurmak zorunluluk.. İnsanın kendine dönme arayışı doğayı kendine kavuşturacaktır, doğayı insanlaştırmak neden gereksin…

İnsan kapitalist yaşamda ya da modern çağ denilen zamanlarda kendinden ve doğadan kendi açgözlüleri tarafından koparıldı. Hayata her şeyin alınıp satılabilir olması hakim kılındı, doğadan doğanın adaletinden ve aşktan uzak düştük düşürüldük, ikisi de parça parça alınır satılır oldu; alınıp satıldıkça tükendi.. Bu tükenişe son vermek zorundayız.

İhtiyaç ve anlık çıkarları peşinde yitip gidenler güruhunda mı kalacağız yoksa hep beraber vicdanı ve adaleti isteyen bir aklı mı inşa edeceğiz.. Karar vermek geleceğe karşı sorumluluğumuz..

Aklın akıl dışı kullanıldığı üstelik bu zamanların modern diye tanımlandığı çağlardan geçtik. Din savaşları, ırk savaşları, dünya savaşları, hala yer yer süren iç savaşlar, büyük sanayi merkezleri etrafında abuk sabuk büyük şehir merkezleri; dinler, ırklar, diller, milli devletçikler, eğitim ocakları asker ocakları, bölgeler, eyaletler veya tüm gelişmişlik göstergeleri, her biri kendi doğallığımızın evrimimizin yaşarken toplu katliamlarının gerçekleştirildiği mekânlar; bu günkü yaşam insan aklının ürünü olarak tanımlamaz.

Bu çağ özellikle modern olarak tanımlanan çağ, insanlığın en karanlık en akıl dışı çağı.. Bencilliğin adaletsizliğin; kar güdüsünün insanı ve doğayı tahrip ettiği en karanlık çağ..

Bu karanlığı umuda dönüştürmek elimizde.
Sorun küresel, çözüm elimizde önce yerelden...

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..