Doğan Medya Emekçileri, Aramıza Hoşgeldiniz...

Milliyet Blog, söyleyecek sözü olduğuna inanıp basın-yayın organlarında kendilerine yer bulamayan herkese, Milliyet Gazetesi internet sayfası üzerinden sesini duyurabilme, kendini ifade edebilme olanağı sunan ulusal ölçekteki tek platformdur.

Siyaset, sanat, kültür, spor, edebiyat, ekonomi, medya… gibi akla gelen gelmeyen pek çok konuda her kim görüşlerini duyurabilmek için medya kuruluşları nezdinde bir çaba içine girmişse, görmüştür ki, bir makalesini, şiirini, eleştirisini, hicvini, kinayesini… yayınlatabilme olanağı yok denecek derecede kısıtlıdır.

Her taraf parsellenmiştir. Her taraf, her şeyi sadece kendilerinin bildiğini, kendilerinden başkalarının, konu ne olursa olsun, oynattıkları kalemin, edecekleri sözün hiçbir kıymetinin olmadığını… düşünen ekabirlerin tekelindedir.

Kimsenin söz hakkı yoktur.

Büyük veya küçük, sol veya sağ, yaygın veya yerel, etkili veya değil, kendinize en yakın olduğunu düşündüğünüz gazete, televizyon, dergi, internet sayfası… kim olursa olsun, manzara değişmez.

“Siz de düşüncelerinizi bildirin… yazılarınızı gönderin… yayınlayalım… “ anonslarının tamamı koca birer yalandan ibarettir. Çok istisnai hallerde o saate kadar çöpe giden yüzlerce “emeğinizin” arasından o mecralarda her nasılsa yer bulabilmiş birkaç satırınıza dair istisnalar bu gerçeği değiştirmez.

Hiç kimse sokaktaki sıradan yurttaşın “yazma” çabasını umursamaz ve kendilerine tek satırlık yer de ayırmaz.

Şu satırlar, bugüne kadar gazetelere, dergilere gönderdiği belki binlerce yazısı çöpe atılmış birinin deneyimlerinin özetidir.

Ve çeyrek asrı aşan bu çabaları karşılıksız bırakmayan tek platform nihai durağı olmuştur.

Başka da yoktur.

O platform, “Milliyet Blog”’dur.

Milliyet Blog, “yazan” herkesin, emeğinin ürünlerini sunabilecekleri tek ortamdır.

Ve burası elbet her söze sınırsız, sonsuz özgürlük sunan bir başıboşluk meydanı değildir. Elbet bir takım ilkeler ve kısıtlılıklar vardır. Belli koşullar ve sınırlar söz konusudur.

Bu kısıtlılıkların bir kısmı ülke gerçeklerinin “kendiliğinden” de kaynaklanır. Detaylandırmak gerekmez.

Elbet canımızın her istediğini keyfimizin istediğince ifade edemiyoruz. Bu sebeple editoryayla tartışmalarımız, çekişmelerimiz olabiliyor. Bazen onlar, bazen de biz  birbirimize anlayış göstermek… durumunda kalabiliyoruz.  Ama tüm bunlara rağmen başka hiçbir platformda yayınlama olanağı bulamayacağımız yazılarımıza Milliyet Blog’umuzda yer bulabiliyoruz.

Ve burası, yani Milliyet Blog, şu günden, şu andan itibaren Türkiye’mizin en büyük medya kuruluşu bünyesindeki tek “fikir özgürlüğü platformu” hüviyetine kavuşmuş bulunmaktadır.

Çünkü, Milliyet Blog’a ev sahipliği yapan Milliyet’in de içinde olduğu medya grubu, Hürriyet gibi basın tarihimizin çınarı da içlerinde olmak üzere Doğan medya grubunu bünyesine kattı.

Böylelikle MB yazarları olarak bizler de, grubun kadrolu, kadrosuz… tüm diğer mensupları gibi, bu çatı altında toplanmış bulunan Doğan medya grubu emekçileri nezdinde “ev sahibi” konumuna geçivermiş olduk.

Yaşamlarının en önemli gerilimlerinden birini yaşıyor olabileceklerini tahmin ettiğim Doğan medya emekçilerine, MB yazarı hüviyetiyle karınca kararınca ağırlığımız oranında sıcacık bir “aramıza hoş geldiniz” diye bilme cesaretimi hoş görmelerini dilerim. Şu dev birleşmenin yararları/sakıncaları elbet çok tartışmalara konu olacak. Ama patron değişikliğinin içselleştirilmiş ve kurumsallaşmış kültürüyle Milliyet bünyesinde tezahür etmiş olması da şanslarınızdandır. Yeni çalışma ortamınızın hepinize ve hepimize hayırlı, uğurlu olmasını canı gönülden temenni ederim.

Birleşmenin (bizim de bir nebze dahilinde bulunduğumuz) Milliyet Blog ailesine etkilerinin olması da kaçınılmazdır doğal olarak.

Birleşmeyle bir anda Türkiye’nin en büyük medya grubunun (azıcık üvey evlatımsı da olsa) bir parçası oluverdik. Ama öte yandan bir anda devasa bir cüsseye ulaşan bünye içinde “oransal” ağırlığımız azalıverdi.

Ve yeni koşullarda Türkiye’mizin en eski ve en köklü “özgür fikirler platformu” Milliyet Blog  markamızın da hak ettiği konumlara çıkabilmesi için grup yönetiminden istediğimiz ve beklediğimiz desteğin sağlanması durumundaki maliyetin, grubun marka değerine sunacağımız katkının yanında sözünün dahi edilemeyeceğini tüm ilgililerin ve yetkililerin değerlendirmelerine ve takdirlerine sunarım.

Kenan IŞIK – Milliyet Blog Yazarı…