Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '11

 
Kategori
Heykel / Seramik
 

Dolmabahçe sırtlarında bir anıt

Dolmabahçe sırtlarında bir anıt
 

--------------------------------- İsmet Paşa Anıtı -----------------------------


 

Sanat eserleri, bir uygarlığı sonraki kuşaklara anlatan tanıklardır.” 

                   E.G.Benite 

 

Dolmabahçe sarayı’na bakan yokuşta Swiss Otel’in arkasındaki parkın ismi “Taşlık” parkıdır. Sultan Abdülaziz buraya bir cami yaptırmak istemiş, hatta inşaatta kullanılacak kesme taşları buraya getirtmiştir. 4 Haziran 1876’da Sultanın ölümü üzerine cami yapımından vazgeçilerek yıllarca camiye ait taşlar burada kalmıştır. Taşlardan ötürü buraya “Taşlık” adı verilmiştir.1945–1949 yılları arasında Şişli Camii yapımında bu taşların kullanıldığı bilgisine ulaşılmaktadır. 

 

Şimdilerde bu parkta İsmet İnönü’nün anıtı bulunmaktadır. Anıtın öyküsü şöyle: Taksim Gezi Parkı’nın içine dikilmek üzere 1940 yılında Alman heykeltıraş Rudolf Belling‘e sipariş edilmiştir. Sonrasında yer değişikliğine gidilerek İsmet Paşa’nın evinin önündeki Taşlık Parkı’nda karar kılınmıştır.1943–44 yıllarında Anıtın kaide ve çevre düzenlemesi Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyelerinden Feridun Akozan ve Mehmet Ali Handan tarafından yapılmıştır. 

1950 yılında Demokrat Parti iktidarı döneminde Anıtın parçaları, Mecidiyeköy’deki eski Tekel Likör Fabrikası’nın bahçesinde uzun süre bekletilmiş, daha sonra İstanbul Belediyesi’nin Edirnekapı’daki atölyelerine taşınmıştır. Uzun süreli bekleyişten sonra 1982 yılında şimdiki yerine konulmuştur. 

Yakından bakıldığında Anıt, 7, 5 m. yüksekliğinde taş bir kaide üzerinde 5 m. yüksekliğinde, bronz at üzerinde İnönü ve kaidenin önüne yerleştirilmiş 3 m. yüksekliğinde genç bir erkek figüründen oluştuğu görülmektedir. Bir elinde defne dalı ve öteki elinde meşale tutan genç, barışı ve Türkiye Cumhuriyetini sembolize etmektedir.Kaidenin bir yüzünde Atatürk’ün II. İnönü zaferini kutlamak için gönderdiği aşağıdaki telgraf metnini okursunuz: 

“ Bütün tarih-i âlemde, sizin İnönü Meydan Muharebesinde deruhte ettiğiniz vazife kadar ağır bir vazife deruhte etmiş kumandanlar enderdir. Milletimizin İstiklâl ve hayatı dâhiyane idareniz altında şerefle vazifelerini ifa eden kumandan ve silah arkadaşlarınızın kalp ve hamiyetine büyük bir emniyetle istinat ediyordu. Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makûs talihini de yendiniz. 1 Nisan 1921

Kaidenin öteki yüzde: “ Savaşta büyük asker, barışta büyük devlet adamı ve diplomat, İnönü, Sakarya Muharebesinde ve Afyonkarahisar Taarruzunda cephe kumandanı, Büyük Millet Meclisi hükümetinin Hariciye Vekili ve Lozan Murahhas Heyeti’nin reisi, Cumhuriyet Hükümeti’nin on dört yıl Başvekili, hayatını ve dehasını yalnız yurt ve halk hizmetine veren yapıcı ve kurucu Cumhurreisimiz ve Milli Şef’imiz İsmet İnönü’ye ve İstanbul şehrinin sevgi, saygı ve minnet duygularıyla…”

 

 

Gelelim önemli bir konuya :

 

  • Anıttaki pirinç madeni yazılar, (yukarıdaki  metinler) ne acıdır ki yağmurdan akmış durumda! Bir günlük bakımla; acilen parlatılıp cilalanması  gerekmektedir. Yazılar, güçlükle okunmaktadır. Olumsuz  ve kirli görüntü, gözleri rahatsız etmektedir!  Anıt ve çevresinin genel bakımı ve temizliğine olumlu denemez.

 

  • Durumu, Beşiktaş Belediyesinin yetkili ve görevlilerine ve kimi siyasetçilere ilettim. Ne ki değişen bir çaba ve çalışma olmadı! Varsıl bir yaşam sürdüren İnönü'nün torunları da atalarına karşı duyarsız mı acaba? Doğrusu insanları anlamakta zorlanıyorum !....Hem de çok...

 

 

 G.S. Hillard şöyle der: “ Sanatı duyan insanlarla sanatı anlayan insanlar çoktur. Ama sanatı hem duyan hem de anlayan pek azdır. ” 

 

 

                                                                                     *

                                                              muhsindurucan@hotmail.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..