Domates üzerine

Hava kararmış, pazarcılar satamadıkları meyve, sebzeyi toparlamaya başlamış...

Domates ana haber bültenlerinin vazgeçilmezi ya bugünlerde, fiyatını merak ediyorum...

Koca pazarda iki tezgâhta domates var, birinde üç buçuk diğerinde beş Lira...

On lira’lık domates bizim salı pazarına gelmemiş velhasıl, gelip de şu saate kadar satıldıysa onu bilemem!

&&&

Harun’la Kırklareli’nde geziyoruz...

Tuttu beni oraların meşhur köftecisine götürdü...

Öğle paydosu, içeride oturmaya yer yok... Kapının önünde beş dakika bekliyor, boşalan masalardan birine oturuyoruz...

Garson geliyor hemen, elindeki ıslak bezle ekmek kırıntılarını elindeki tabağa topluyor, siparişimizi alıyor...

Çok geçmeden başlamalar geliyor...

(Porsiyonun yarısı kadar köfteye başlama deniyor...)

Köftelerin yanında biraz soğan var, başka bir tabakta da acılı sos...

Karnımız aç olunca girişiyoruz...

İki yaşlı teyze gelip oturuyor yanımızdaki masaya, onlara da servis açılıyor, teyzelerden biri domates istiyor...

İşletme sahibi olduğunu tahmin ettiğim kişi şu cevabı veriyor;

“ Anne pahalandı ya domates artık, alamıyoruz!”

&&&

Domatesi birkaç defa Edirne’den, Karaağaca girmeden hemen sağ tarafta kurulan büyükçe tezgâhtan aldım...

Tezgâhta başörtülü yaşlı bir teyze ve oğlu duruyor...

Bahçeleri hemen arka tarafta... Toplayıp taze taze satıyorlar...

Kavun, karpuz da var...

Yazarken aklıma geldi, hem kavun hem domates alana promosyon olarak patlıcan veriyorlar!

Patlıcanlarında her biri kolum kadar!

Adı üzerinde promosyon!

“Önemli olan boyu değil işlevi” diyorlar ya onun gibi bir şey, közledik yedik!

Perşembe günü taş gibi aldığım domatesler, buzdolabında olmasına rağmen pazar günü bozulunca, yermek için değil sırf merak ettiğim için bir dahaki gidişte sordum yaşlı teyzeye, ne cevap verdi dersiniz;

“ Adı üzerinde domatis! Dayanmaz onlar!”

&&&

Ramazan Bayramında, Gelibolu ile Eceabat arasında yol üzerinden aldığımız domateslerin tadı var damağımda...