Dost kalınır mı?

-Dost kalalım...

-Ne zaman?

-Bundan sonra!!!

Nasıl olacak o iş acaba, hiç yaşanan bir ayrılığın ardından dost olunur mu, biten bir ilişkinin ardından dost kalınır mı? Madem dost kalacak, dost olacak kadar değerliyiz birbirimiz için, neden ayrılalım...Dostluk demek, sevmek, özlemek, hissetmek, düşünmek, duymak, dinlemek, görmek bazen görmemek, bazen siper, bazen hedef olmak demek..Eee birbirimizin bu kadar çok şeyi olabileceksek madem, bunların çeyreğini bile içinde barındırması gerekmeyen bir ilişkiyi neden yerle bir edelim de dost olalım ki...Bırak sevgili kalalım, hadi bilemedin arkadaş olalım...Toz duman birbirine karışmış, ne sen bana ne de ben sana uygun değiliz demişiz, yargılamış sorgulamışız birbirimizi bu dostluk da nereden çıktı şimdi...

Ona ben kısacası lafın alt tarafı der geçerim, başka denizlere yelken açıp kirişi kıran gider, giderken de ardında bıraktığı enkazı az da olsa onarmak için uydurur bir dostluk hikayesi... Hani olur ya bir gün gelip de aynı güneş altında tekrar çamaşır falan kurutmak isterse şayet canı, işini bir nevi garantiye alma çabası bu bana göre, o gölgede yeniden yer alabilmek için... Geri dönüş yolunda kapalı zarf davetiye hazırlama çabası kendince, son bir çalım, cepte kalan küçük, yamuk, defolu mavi boncuğu giderayak karşıdakinin eline sıkıştırıverme becerisi...

Ayıdan post, eski sevgiliden dost olmaz...

-"Hani biz dosttuk ya, hani biz dostça ayrılmıştık ya, ben yokluğunda seni hep düşündüm biliyormusun" zırvaları için zemin hazırlığı...

Ee iyi madem beni bu kadar düşünüyorsun zamanında düşünseydin de, böylesi bir dostluk oluşturmaya gerek olmasaydı...

Bu dostluk hikayelerine şapka çıkarıp, eli koynunda kalıp "ama biz artık dostuz" diye düşünen bay-bayan zatı muhteremler de farkında olmadan yedek kulübesini doldururlar... Asıl oyuncular oyundayken, onlarda yorulan oyuncunun yerine geçme beklentisiyle orda bekleyip dururlar, ama dostça!!!

Yedeklik ünvanı dost kalalım diyen tarafından verilmiştir kendilerine farkında olmadan...Yedek kulübesine gireceğini anlayanlar ve yedek oyuncu olmayı içlerine sindiremeyenlerse çoktan maçı bitirip, sahadan ayrılmışlardır bile...

Fakat;

Top yuvarlak, maç doksan dakikadır, kimin gol yiyeceği önceden belli olmaz, kimin yorulacağı da...

NOT:
1-Dost kalmayı kabul etmiş bir arkadaşımla ettiğim sohbet sonrası...
2-İstisnalar kadieyi bozmaz...