- Kategori
- Deneme
Dostluk
bir dal iğde çiçeği,o eşsiz kokusuyla neler neler anlatır.
Çok uzakta olmamalı, bir el uzattığında tutuvermelisin dostluğun elini.
Elini tutuverince duyuvermelisin yüreğinin ne dediğini.
Avuçlarına alıvermelisin yüreğine batan dikenlerini.
Gülüvermeli gözlerinin içi, gecedeki dolunay gibi.
Kabarıvermeli göğsü, derin bir nefes alıp, burada mıydın demeli?
Geldin mi?Duydun mu sana seslendiğimi?
Duydum demelisin, duydum ve geliverdim…
Aklıma düştün demelisin. Yüreğime de düş diye geliverdim işte.
Dağılıvermeli efkarı çehresinden…
Dönüvermeli yüzünü sana doğru günebakan çiçeği gibi…
Hüzne bakıyorsa penceresi, kapatıvermelisin perdelerini…
Anlatmalı kederlerini bir bir…
Dinledim demelisin gözlerinle, suya yazdım dertlerini, aktı gitti, vardı bitti, üzme artık kendini deyivermelisin.
Hüzün demelisin, güze yakışır, dostluğu bilmeyen yüze yakışır.
Gülüver, gülümseyiver demelisin…
Ellerim boş geldim demelisin.
Pazarlardan geçtim, nazarlarla seçtim ama bulamadım sana özge bir hediye.
Kolları boynuna sarılıvermeli,
Ve sen uzatıvermelisin bir dal dostluk kokan iğde çiçeğini…
Bir güler yüzün, bir tatlı dilin ilaç diye arandığı şu zamanda sağlığınla, varlığınla, dostluğunla baki kal, demelisin.
Zaten başka ne anlatsın ki dostların güzelliğini…
Lillo