Düğünün Amacı Takı

Hoplayalım zıplayalım ama amaç takı olsun, takı için hoplamış olalım.

Hatta ne kadar hoplanırsa o kadar takı takalım, takı için düğün yapılsın, hiç ayıp değil.

Para için yapılınca o coşku olmaz mı diyorsunuz? Coşkulu düğünler çok takı takılan düğünlerdir.

Takı için düğün mü yapılırmış ayıp.

Takılı düğünde ikram da bol olur. Takı bol olursa gelin de damat da mutlu olur, düğün yapan sıkıntıdan kurtulur.

Hiç ayıp falan değil boş verin, toplanan parayla piştilik oynayacak değiliz ki gençlere yuva kuruyoruz; gerçi düğün baronları topladığımızı alıyor ama.

Kimse ne veriyor diye birbirine bakmasın, olan çok taksın olmayan az taksın; ben Dereköy’ün ağası ağalığımı göstermezsem iki gözüm önüme aksın.

Lakin bazı düğün sahipleri işi ticarete dökmüşler söz kesilirken takı, nişanda takı, düğünde takı; kızın köyünde nişan, oğlanın köyünde düğün.

Benim düğünümde takı takıldı mı hiç farkında değilim. Bahçede yaptık zaten; mevcut davulcu zurnacı bir de biz. Bu sonucu bildiğimiz için mesarif etmedik. Düğün kalabalık olsun diye sokaktan topladığım çocuklara dağıttıklarım da cebimden gitti.

Bize koymadı çünkü fakirdik.

Yani en kötü ihtimal düğün yapan masrafını çıkarmalı, bunun altındaki takı ayıp gerçekten.

Bir saat süren takı takma merasimi biliyorum. Aksilik geç gelmiş ve kuyruğun en arkasındaydım. Bekleyemedim düğün sahibinin cebine bir yüzlük sıkıştırıp gittim. Zaten bunun için gelmiştim. Ben düğünlere hep takı için giderim.

Takımı özellikle gösteririm ki arkamdaki daha az takmasın, köyün fakiriyim ayıp değil mi?

Bir de düğün seçerim zengin düğünüyse az fakir düğünüyse çok takarım. Bu arada belki bin kişinin düğününe gittim düğünüme(çocuğumun düğünü) beş yüz kişi geldi; böyle olacağını bileydim iki bin kişinin düğününe giderdim!